24. Bölüm

147 24 7
                                    

Selamlar, bu sefer araya biraz zaman girdi gibi. Yenilikler ve düzeltmeler yaptığım için yeni bölüm diğer bölümlere göre biraz gecikti :)
Umarım yeni isim, tanıtım ve kapak beğenilmiştir. Keyifli okumalar dilerim

 Keyifli okumalar dilerim ♡

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

24. BÖLÜM | SERPANTİN KÖPRÜSÜ

Buz mavisi gözlerini aynadaki aksinde gezdirip saçlarını son kez düzeltti. Bugün gidip onunla konuşacak ve her şeyi anlatacaktı. Her şeyi anlatıp daha büyük bir ıstırap çekeceğini biliyor olsa da anlatacaktı.

Eli, gözlerinden düşen küçük bir damlaya giderken derin derin nefesler aldı. Şu en olmadık zamanlarda ağlama huyundan nefret ediyordu genç kız. Söz geçiremiyordu en az kendi kadar kırgın gözlerine. Vücudunun her bir parçası ondan bağımsız hareket ediyor gibiydi.

Gabriela'nın sesini duydu ama gözlerini aynadaki yansımasından çekmedi.

- Leydim, sizi almak üzere bir araba geldi. Lord Howard göndermişler. Aşağıda bekliyor efendim.

Genç kız başını duyduğunu belli edercesine aşağı yukarı salladı. Gözlerini silip odasından çıktı. İki gündür bu durumu düşünüyordu. Onunla karşılaşınca vereceği tepkiyi, doğruları öğrenince kendisine karşı olacak olan tutumu... Meraktan uyku girmemişti iki gündür güzel gözlerine.

Arabaya bindikten hemen sonra arabacıya gidebileceklerini söyleyip başını koltuğa yasladı ve gözlerini kapattı. Günlerin yorgunluğu vardı göz kapaklarında. Az da olsa iyi hissettirebilirdi.

Kısa süre sonra arabanın kapısı tıklatıldı.

- Efendim.. Geldik.

Catherine duyduğu sesle gözlerini açarken içine çöken huzursuzlukla yerinden yavaşça doğruldu. İyice mayışmıştı.

Arabacının yardımıyla inip etrafına kısaca göz gezdirdi. Her yer yemyeşildi. Çiçeklerden gelen kokular müthiş bir uyumla ziyafet çektirmeye başlamışlardı bile burnuna.

- Efendim, Dük hazretleri biraz daha ilerideler. Serpantin Köprüsünde sizi bekliyorlar. Size oraya kadar eşlik etmemi ister misiniz?

Catherine başını olumsuz anlamda sallayıp küçük bir tebessümle oradan uzaklaştı. Köprüye kadar yalnız gitmek istiyordu. Bu sırada biraz daha rahatlayabilirdi belki.

Yürürken burnunda dans eden kokular, gözlerine ziyafet çektiren renklerle kısa bir süre gözlerini kapattı. Bugünden sonra tüm bunlardan zevk alamayacak olma ihtimaliyle çıkardı tadını. Yürek, yangın yerine döndü mü, hayatın tadı kaçardı.

Görünmeye başlayan köprüyle kalp atışları da hızlanmaya başlamıştı. Eli istemsizce bileğindeki ince, altın bilekliğe gitmişti. Bu bilekliğin ona güç verdiğini hissediyordu. Ucundan sarkan küçük "C" harfi üzerinde gezinen parmakları buz kesmişti.

Ve Bir Rüzgârजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें