26. Bölüm

144 26 4
                                    

Selamlar,
Bu bölüm bol dram, bol romance okuyacaksınız önceden bir haber vereyim :)

Bölümde geçecek olan bütün alıntıların da Sheakespeare'den olduğunu belirteyim. Kendisine, bu bölüme sponsor olmayı kabul ettiği için çok teşekkür ederim :))

Sevmeniz dileğiyle, keyifli okumalar

Sevmeniz dileğiyle, keyifli okumalar ♡

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.


26. BÖLÜM | HAZAN

Annabelle elindeki şişeyi çevirirken gözleri Marki ve Judith arasında mekik dokuyordu. Birbirlerine çok soğuk davranıyor, en ufak bir sevgi belirtisi göstermiyorlardı. Ablası için üzülmüştü. Bu durum gelecekleri için pek iyi olamayacak gibiydi. Yardımcı olmak istese bile biliyordu ki yapabileceği çok az şey vardı ve ablası ilişkisini düzeltmek adına kendisinden asla yardım kabul etmezdi.

Başını iki yana salladı, rahatsızca nefesini saldı. Canı çok sıkılmıştı burada. William ve Catherine bir köşede dans ediyor, o sırada diğerleri de sohbet ediyordu. James, Bay Cunningham, Charles ve az önce aralarına dahil olan Bay Silverstone oldukça hararetli bir şekilde konuşuyor, sınır köylerinde yaşanan birtakım sorunlardan bahsediyorlardı. Yanlarında Bayan Howard, Bayan Longwale ve büyükannesi de ileriki tarihler için planlanmış baloların hazırlıklarından bahsediyorlardı. Kimsenin kendisiyle ilgilendiği yoktu.

Kollarını oldukça sıkılgan bir tavırla önünde bağladı. Gözlerini kısa bir süre etrafta gezdirdi. Genç kızların ve fırsatçı annelerin gözlerinin bu masada olduğunu rahatlıkla görebiliyor ve bu durumdan çok rahatsız oluyordu. İçinden bir ses, öne atılıp "Bu adamların başı bağlı, çekin gözlerinizi üzerlerinden oyarım haa!" demesi için onu dürtüp duruyordu.

Kafasını iki yana sallayıp bu son derece görgüsüzce düşünceyi zihninden kovdu. Bakışlarını yanına gelen Judith'e çevirdi. Çok sessizdi. Annabelle şefkatle baktı ablasına. Hamileliğinin ilerlemesiyle birlikte daha da kırılganlaşmaya başlamıştı. Ona her şeye rağmen tolerans gösterilmesi gerektiğini düşünüyordu. Elini ablasının omzuna koydu ve hafifçe okşadı.

- Abla..

Judith başını omzunun üzerinden çevirip önce omzundaki ele sonra da o elin sahibine baktı memnuniyetsiz bir tavırla. Bu bakışlar genç kızı incitmişti. Hemen geri çekildi. Sessizliğini korumaya devam etti. Belli ki bu evlilik olayı, ablasıyla arasını geri dönülmez bir şekilde bozmuştu. Ya da zamanla bir şekilde araları düzelebilirdi, belki müdahale etmemesi gerekirdi.

Kısa bir süre sonra yanlarına Marki geldi. Kendisini başıyla selamlayıp yüzünde gergin olduğunu belli eden bir ifadeyle dönüp Judith'e baktı.

- Leydim, acaba bana bahçeye kadar eşlik eder misiniz? Sizinle konuşmak istediğim şeyler var.

Judith başını hafifçe oynatarak genç adamı takip etmişti. Annabelle ise bu garip gerginliğin sebebini hayli merak etmişti. Kötü bir şeylerin olmamasını umdu.

Ve Bir RüzgârWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu