19. Bölüm

163 24 0
                                    

Selamlar, her gün bölüm atma challenge gibi bir şey yapmaya başladım sanırım farkında olmadan. Neyse, öncelikle belirtmek isterim ki bu her gün bölüm atma olayı böyle devam etmeyebilir. Yani iki bölüm arasında bir saat de olabilir bir ay da.. Bu konuda bilgilendirmiştim zaten tanıtım kısmında.

Bu bölüm uzun bir bölüm olacak. Umarım seversiniz, keyifli okumalar dilerim

 Umarım seversiniz, keyifli okumalar dilerim ♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


19. BÖLÜM | EVLENİYORUZ

Genç kız elindeki zarfı heyecanla açtı. Bu mektubun kimden geldiğini elbette biliyordu. Sarı saçlarından yüzüne düşen küçük bir tutamı kulaklarının arasına hapsederken elleri titriyordu. Kalbi normalden hızlı atıyor, avuçları terliyordu.

- Kimdenmiş?

Yüzündeki memnuniyetsizlikle sormuştu bu soruyu Judith. Mektubun kimden olduğunu elbette tahmin edebiliyordu, aptal değildi. Kardeşinin kimin karşısında böyle heyecanlanacağını biliyordu. Onları o balo salonunda gördüğü ilk günden beri hissetmişti aralarındaki o güçlü etkileşimi.

- Şey.. Lord Longwale'den abla.

Bunu söylerken rahatsızlık duydu Annabelle. James'in kendisinden önce ablasıyla nişanlanmış olması onun zaman zaman ablasından utanmasına sebep oluyordu. Judith de bu durumun farkındaydı ki Annabelle'in üstüne daha çok gidiyordu.

- Öyle mi? Ne çabuk samimileştiniz..

Judith'in îmasını anlamıştı Annabelle. Ona, nişandan önce, yani Judith ile nişanlıyken de aralarında bir şey olduğunu îma ediyordu. Canı her ne kadar sıkılsa da cevap vermedi. Hâlihazırda hamile bir kadındı karşısındaki ve bebeğin babası ile olacak evlilik hâlâ kesinleşmemişti bile. Bütün bunların üzerine bir de o üzmek istemezdi Judith'i.

- Eee.. Okusana. Ne demiş?

Bu kadarı da fazla gelmişti Annabelle'e. Yine de bir şey demedi. Buna da ses etmedi.

- Yemeğe davetliymişiz.

- Öyle mi? Ne zaman?

- Bu hafta sonu, cumartesi günü.

- Sadece bu mu?

Annabelle öfkeyle gözlerini kapatıp yüzünü çevirdi. Bu yaptığının ne kadar ayıp olduğunun farkında değil miydi?

- Gerisi özel.

Oturduğu koltuktan hızla kalkıp odasına çıkarken, ardında bıraktığı kadını da afallatmıştı.

Bu kadar da olmaz ki.. İnsan saygı duyar biraz. Ben diyor muyum neden tanımadığın adamdan çocuk peydahlıyorsun diye?!

Ablası yüzünden tamamını okuyamamıştı. Yatağına uzanıp katladığı kağıdı tekrar açtı. Kağıt açıldığı gibi heyecanı da dönmüştü. Yazanları okumaya koyulmuştu ki ablasının sesini duydu.

Ve Bir RüzgârWhere stories live. Discover now