12. Bölüm

186 21 2
                                    

Son bir bölüm daha atıp öyle gideyim dedim. Tutamadım kendimi..
Bu bölümü seversiniz diye umuyorum. Bir duygunun ağırlıklı olacağı bir bölüm bu.. Tahmin etmek için başlıktan yardım alabilirsiniz.

 Tahmin etmek için başlıktan yardım alabilirsiniz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


12. BÖLÜM | MUTLU SONSUZ

Gözlerini dans eden çiftin üzerinden alamıyordu güzel Annabelle. Ablası açık açık James Longwale'den hoşlandığını söylemiş ve genç kızın yolunu kapatmıştı. Yüreği parça parça izliyordu bu yüzden danslarını. O, Dük ile tek bir defa bile dans edememişken Judith onunla ikinci dansını ediyordu. Her seferinde ya kendi başkasıyla dans ediyordu ya da James. Bir türlü denk gelememişlerdi. Zaten Düşesler ve büyükannesinin teşvikiyle sürekli bir araya geliyorlardı Judith ile.

Saç tellerine kadar hissediyordu incinmişliği genç kız. Bir önceki baloda James'in ona karşı olan tavırları yanıltmıştı onu. Kendisine o kadar ince davranmıştı ki bir an için inanmıştı. Bir şeyler olabileceğine inanmıştı.

Elindeki kadehle oynarken etrafına bakındıı. Catherine'i gördü. Merdivenleri çıkıyordu. Belli ki yine terasa çıkıp hava alacaktı. Aslında onun da hava almaya çokça ihtiyacı vardı ama şimdilik bir yerlere kaybolmaması gerekiyordu yoksa yine büyükannesinden azar işitirdi.

- Leydim..

Genç kız kendisine seslenen genç adama bakarken biraz tedirgin olmuştu. Bu Cornwall Kont'u Cristoph Barnes'dı. Neden gelmişti ki yanına? Nişanlısı ile ilgilenmesi gerekmiyor muydu?

Etrafına baktı, çiftler dağılmıştı, bir sonraki dans da birazdan başlardı. Büyükannesi ile Düşesler de yan masaya geçmiş ve birtakım 'önemli' insanlarla 'önemli' konular hakkında konuşuyorlardı.

- Lordum..

Küçük bir reveransta bulunup genç adama rahatsızca baktı genç kız. En son evlilik teklifindeki ısrarcılığı yüzünden hayli canı sıkılmıştı. Kötü bir niyeti olmadığını biliyordu ama yine de canı sıkılıyordu onu görünce.

- Her şeyi geride bırakıp bir defaya mahsus bile olsa.. dans edebilir miyiz?

Çok zarif davranıyordu genç adam ama Annabelle'in gönlü hiçbir zaman onda olmamıştı. Cristoph'a bakıp gülümsedi ve başını hafifçe aşağı yukarı oynattı.

- Mutluluk duyarım lordum.

Genç adamla dans alanına giderken bir çift mavinin ağırlığını hissetti üzerinde. Hemen yan tarafına dönüp bakacak olsa o yakıcı bakışların kurbanı olacaktı, bunu biliyordu. Kendini tuttu, umursamıyormuş gibi rahatça bir tavır sergileyerek yürüdü. Belki de böylesi daha iyiydi. Ablasının sevdiği adamla olamazdı sonuçta. Onlar imkansızdı.

Ve işte dans başlamıştı. Belindeki tüy gibi hafif duran kollara bırakmıştı kendini Annabelle. Son yarım saattir izleyen o iken artık izlenen taraf olmuştu.

Ve Bir RüzgârWhere stories live. Discover now