22. Bölüm

152 22 0
                                    

Selamlar dostlarım, biraz arayla gelmiş olsa da güzel olduğunu düşündüğüm oldukça duygusal bir bölüm. Umarım seversiniz, keyifli okumalar

 Umarım seversiniz, keyifli okumalar ♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


22. BÖLÜM | SEVGİLİ GÜNLÜK

Eline aldığı kumaşı beğeniyle inceledi genç kadın bir eli istemsizce karnı üzerinde gezinirken. Oldukça pahalı bir kumaş olduğu, işlemelerindeki taşların çokluğundan ve yumuşak dokusundan belli ediyordu kendini. Memnuniyet dolu bir ifadeyle dönüp büyükannesine baktı. O da kumaşlarla ilgilenmekle meşguldü.

- Bunu çok beğendim. Bu olsun.

Kontes elindeki kumaşı bir tarafa bırakıp torununun elindeki kumaşla ilgilendi ki Judith merakla büyükannesine baktı.

- Kenara ayırdığın şu kumaşa bakayım bir de.

Eveline Eddington başını kaldıramadan torununu cevaplarken rahatsızca nefesini saldı.

- O Annabelle'in.

- Öyle mi?

- Evet. Sen gördün zaten onu. Beğenmemiştin.

- Fikrim değişti sanırım. Şöyle bir bakınca daha güzel geldi. Onu istiyorum.

Kontes torununa, yüzünde onaylamaz bir ifadeyle baktı. Judith'in son zamanlarda sergilediği bu bencil ve kıskanç tavırlar onu gerçekten rahatsız etmeye başlamıştı.

- Peki. Öyleyse bu Annabelle'in olsun.

- Hayır.. Onu da beğendim.

- Judith.. tek bir kıyafet giyeceksin.

- Bunu da başka bir zaman giyerim.

- Başka zaman tekrar kumaş bakarız. O Annabelle için.

Dönüp tekrar torununa ayırdığı kumaşı eline alıyordu ki Judith'in öfkeli sesini duydu.

- Neden böyle yapıyorsun? Hep Annabelle'i düşünüyorsun. Ben de senin torunun değil miyim?

Kontes böyle bir tartışmanın eninde sonunda geleceğini bildiği hâlde bu isyankar tavır karşısında şaşırmıştı.

- Bunu nasıl söylersin Judith? Bugüne kadar hiç şahit oldun mu sizi ayırdığıma?

- Daha ne kadar şahit olabilirim ki? Sen benim evleneceğim adamı bile benden çalıp ona verdin.. Daha ne olsun?

Kontes'in kalbine giren hafif sızı yüzünü buruşturmasına sebep olurken eli yavaşça, acının kendini belli etmeye başladığı göğsüne doğru gitti.

- Bu evlilik olmadıysa tek suçlusu sensin Judith. Bunun için kimseyi suçlamaya hakkın yok.

Yüzünü buruşturup hemen yan tarafındaki koltuğa oturdu yaşlı kadın. Kendisinde tartışacak güç bulamıyordu.

Ve Bir RüzgârWhere stories live. Discover now