Bölüm 38: Karanlık Çağın Alameti

8.7K 480 118
                                    

Clara kriz merkezinin terasındaki iskemlelerden birine oturmuş tüm duyuları aşağıdaki akşamın doğduğu şehre odaklı tanımadığı, bilmediği bu şehrin içine girmiş tam anlamıyla yaşıyordu.

"Hey."

Clara odağını çekerek gözlerini kapıda dikilerek kendisine bakan Miles'a çevirmiş "Sana da hey," dedi ona yanındaki sandalyeyi göstererek.

"Nasıl gidiyor?"

Clara bu soruya cevap vermemiş sadece omuz silkmiş bakışlarını gün içinde hareketli olan şehre tekrar çevirirken şehrin tepesinde büyük kanatlarını açarak uçan hayvanlara bakıyor "Hala alışamadım şu ejderhalarınıza," dedi yanına oturan Miles'a bakarak.

"Ejderha değil onlar, ont," dedi Miles gülen sesiyle.

"Doğru, ont."

Clara içinden başını sallayarak ont, ont diye tekrar etmiş onun tekrar ettiğini anlayan Miles sesli gülerken Clara gülmemesini söylemiş ama Miles gülerken Clara kızgın görünmeye çalışırken kendisi de gülümsüyordu.

"Hala alışmaya çalışıyorum, mazur gör lütfen," dedi Clara.

Miles ciddi ifadesini takınmaya çalışarak başını sallamış Clara ona eliyle bir geçirirken bir an sonra yaklaşan bir şeyi hissetmiş ve Miles'ın bir an sonra bilekranı öterken Clara ona mesaj geldiğini anlamış her zaman bağımsız olan odağını toparlayarak kendine çekti.

Miles bakışları bilekranında kendisine gelen mesajı okuyup Clara'ya dönerken sırıtıyor "Medu gecelerine akmak ister misiniz Sultanım?" diye sordu. Clara gözleri alevlenmiş anında parlarken "Evet," dedi heyecanla.

"Hadi kalkın o zaman."

Clara ayağa kalkmış ama anında tekrar yerine otururken Miles "Ne oldu?" diye sordu. Clara muhafızları aklına gelmiş geride terasın kapısının önündeki iki muhafızı gösterirken Miles "Kalk, kalk," diyerek onu elinden tutarak kaldırdı.

Clara onun bir planı olduğunu anlamış kalkarken Miles muhafızlara ilerlemiş ve onlara bir şeyler anlatmışken muhafızlar Clara'ya bakmışlar ve birkaç şey söylemişlerken daha sonra başlarını sallamışlar Miles onların omuzlarını pat patlayarak ikisine de yolladı.

Clara heyecanla Miles'ın yanına gitmiş Miles eliyle kapıyı gösterirken içeri ofise geri dönmüşler ve o sırada onların yanına yaklaşan James "Nereye?" diye sordu.

"Gecelere," dedi Clara sevinçle.

"Bende geliyorum."

Miles buna itiraz etmez üçü nöbetçi olan Tetna'ya el sallarken kriz merkezinden çıktılar. Clara aşağılara inerken saraydan çıkacak ve bir yerlere gidecek olmasıyla yerinde duramazken James'in sarı saçları aklından hiç çıkmayan başka bir sarışını ön plana çekmiş Phil'e içinden özürlerini gönderdi.

***

"Sen bir tanesin babam benim, çok çok çok teşekkür ederim."

Einol babasının kucağına atlamış ona sıkıcasına sarılırken Aaron kızının bu kadar sevineceğini bilse belki onu başta hiç üzmez onay verebilecekken onun saçlarını okşadı.

"Bana değil Welo'ya teşekkür et."

"Edeceğim, edeceğim."

Einol babasını serbest bırakmış yemeği hazırlamaya başlayan annesini yanağından sıkıca öperken Jaben onun bu öpücüklerini alışkın hiçbir tepki vermeden işine devam ediyordu. Einol annesini kıskacından çıkarıp tekrardan babasına teşekkür edip tekrardan onun kucağına atlarken Ralmasc ortadan kaybolduğunda beri ilk defa gerçekten gülüyor Aaron da bunun farkına vardığında altın kuşunun kafesten ayrılma zamanının geçmiş olduğunun yeni farkına varıyordu.

Galaxy of Torn : ALFAWhere stories live. Discover now