Bölüm 40: Hikayeler

7K 476 30
                                    

***

Soundtrack: Murray Gold - İmpossible Astronaut

***

Alastor ve Hila'nın mağarası ilk defa bu kadar insan görüyor ve ilk defa bu kadar çok ses aynı anda duyuluyorken mağaraya bir uğultu hakim "Sessiz olun," diye bağırarak sessizliği sağlamaya çalıştı Mehicom.

Alastor ve Hila geride kalmış bu grubun ne derdi varsa kendi aralarında çözmelerini istiyorlarken onlar sadece izliyordu.

"Büyücü Dara lütfen abinize kendiniz hakkındaki gerçekleri anlatın."

Vara sedire çökmüş elleri uzun saçlarının arasında başını kaldırarak yanına oturan Dara'ya çökmüş bir ifadeyle baktı ve ayrı tarz sesiyle konuştu.

"Anlat artık."

Dara ağlamamak için dudağını ısırmış ama bir gözyaşı akıp giderken konuşmaya başladı.

"Çok gençtim, çok fazla gençtim. Kehaneti düşünemeyecek kadar gençtim. Büyücülüğün ilk kuralını umursamayacak kadar aşık olmuştum. O zamanlar her genç kıza olduğu gibi Şehzade Lasenter benimde gözümü doldurmuştu ama ben büyücüydüm zaten ve olamazdı, imkansızdı. Sadece hayaldi. Hanedan karnavalında Şehzade'nin dikkatini çektiğimi ve peşimde dolanmaya başladığını sen herkesten iyi bilirsin. Şehzade'nin peşimde dolanması senin ne kadar sinirine gidiyorsa benimde o kadar hoşuma gidiyordu. Tüm Medu Şehzade'nin peşimde olduğunu biliyordu. Bense kuralı hatırlayarak karşı koyuyordum. Sonunda bir yerde teslim oldum."

Lasenter mağaranın taş duvarına yaslanmış Dara'nın o güzel sesinden hikayelerini dinlerken sadece hikayeyi dinleyen o değil Dara ne kadar Vara'ya odaklı olsa da herkes onu dinliyordu. Dara yanağını gıdıklayan bir damlayı elinin tersiyle silerken hafif üzüntüyle hafif tebessümle devam etti.

"Gizli gizli buluşurduk. Siz beni Etlay ile sanıyordunuz. Etlay ise Vareylna'ya baktığımı. Aylarca bu böyle devam etti. Görünürde ben Şehzade'yi reddetmiştim. Aramızda oyun olmuştu artık bu. Sonra bir gün hamile olduğumu anladım."

Vara dişlerini sıkarak derin bir nefes almış yan gözle ağlayan kız kardeşine baktı ve daha sonra o bakışlarını tekrardan önüne çevirdi.

"Lasenter'a söylemekten korktum. Olmaması gereken bir bebekti. Bebeğimin varoluşunu sonlandırmak isteyeceğini düşündüm ama söylemek zorundaydım. Bunu tek başıma omuzlanamazdım. Söylediğimdeyse Lasenter beni utandırdı. Bana sahip çıktı. O bizim çocuğumuzdu ve Yüce Yaratıcı onu bize bahşetmişti. Onun varlığını biz kim oluyorduk da sonlandırırdık."

"Başka kimseye söyleyemedim. Sen o sıra Magorna'ya çok gidiyordun. Bir ara söylemek istedim ama korktum yapamadım. Annemler zaten başımızda değildi. Marliz hem hamileydi hem de Vareylna ile ilgileniyordu. Çok fazla meşguldün. Yapamadım abi. Sizden de vazgeçemedim, bebeğimden de, aşkımdan da vazgeçemedim. Günler böyle geçerken Lasenter plan yapıyordu, ayarlamalar yapmaya çalışıyordu. Ama ufak tefek alametlerde belirmeye başlamıştı tabi. Kahinler anlamıyordu. Önemsemiyorlardı. En sonunda Yeşil Diyar alameti gerçekleşti ve ben yakalanacağımızı anladım. Tehlike anında buluşacağımız noktaya gittim ve Lasenter'ı beklemeye başladım. Saatlerce bekledim ama gelmedi. Onun yerine Binbaşı Sidelif geldi."

"Lasenter'ın gelemeyeceğini, benim gitmem gerektiğini söyledi. Bende geçiş ormanından bir ağacı kullanarak gittim. Giderken de Aydınlık Çiçeğinin yeşilinin gökyüzüne yansıdığı alameti gizledim."

"Samanyolu galaksisine ait bir gezegen olan Dünya'da bir ağacın kenarında buldum kendimi. Ne yapacağımı bilmiyordum, nereye gideceğimi. Günlerce sokaklarda gezdim, dünyalı insanları anlamaya, sistemlerini çözmeye çalıştım. Ve 1 haftanın sonunda büyü yaparak kendime bir yaşam oluşturdum: Dara Torn."

Galaxy of Torn : ALFAWhere stories live. Discover now