Bölüm 43: Milo'nun Uyanışı

7.3K 485 36
                                    

Welo annesinin etleri kuşbaşı olarak doğramasını izliyor bir yandan da onun kendisi için yapmış olduğu kekten yiyorken Aaron arka bahçede barbeküyle uğraşıyordu.

"Anne Milo seninle bağlantıya geçti mi ya da çağrı gönderdi mi?"

Jaben işine ara vermeden iç çekti.

"Hayır. Günler oldu ama bir bağlantı kurmadı. Meraklanıyorum ama Miles görüşmüş bir sorun olmadığını söyledi."

"Benimle de bağlantı kurmuyor. Ben deniyorum ama kabul etmiyor. Onu merak ettiğime dair his gönderiyorum ama iyi olduğuna dair işaret gönderiyor sadece."

Jaben işine devam ederken Welo'nun merakını hissetmiş işine ara vermek için konuştu.

"Babanın dediğine göre senden çekiniyormuş."

"Neden?"

Jaben oğlunun şaşkınlığına tebessüm etti.

"Senin bölüğüne komutan atandı ya, ona kızgın olduğunu düşünüyor galiba."

"Başta kızgındım, evet ama sonra geçti."

Jaben onların arasında kızgınlığın bile olmayacağını biliyordu. Onlar küçükken kavga ettiklerinde bile birbirlerine kızmazlar suçlu ya kendileri ya da etraflarındaki herhangi biri olurdu ama asla birbirlerine kızmazlardı, suçlamazlardı.

Jaben etleri bitirmiş geniş kaseyi oğlunun göğsüne dayadı.

"Git babanın yanında bunları şişe diz bakalım."

"Anne ben parmağımı sokarım şişe," dedi Welo kendi beceriksizliğini bilerek. "Bu büyük bir görev."

"Anne Welo'nun parmaklarını yemek istemiyorum."

"Susar mısın Miles?"

"Tamam, Miles'a inat dizmeye gidiyorum."

Welo mutfaktan çıkmış salonda yayılmış Miles'a bozuk bir bakış atmışken merdivenleri geçti ve sağdaki kapıdan arka bahçeye çıktı. Ateşi yakmakla meşgul olan Aaron ona dönerken "Sonunda biri yanıma gelebildi," dedi.

"Bende geldim."

"Şu araya karışmalarına bir son ver Miles. Sinir bozucu oluyor."

"İşte bu da benim istediğim şey."

Welo sabır çekmiş bir şey demezken Welo babasının yanındaki şişleri alarak masaya koydu. Ardından etleri şişlere dizmeye başlarken Einol'da aralarına tat katsın diye sebzeleri getirmişti.

"Baharatı az gibi görünüyor bunun," dedi Aaron Welo'nun taktığı etlere bakarken.

"Annem yaptı," dedi Welo sesini kısarak. "Aman baba duymasın yoksa bütün gün aksi olur."

Aaron bunu zaten biliyor çenesini kapatıp işine dönerken Miles da Welo'ya yardıma başlamış ikisi birbiriyle itişe kakışa şişleri birbirlerine sokmadan etleri dizerken yumuşak bir "Kolay gelsin," sesiyle hepsi kapıya döndüler.

Orela hafif çekingen bir tavırla bahçe kapısına yaslanmış onlara bakıyorken Welo yutkunmuş işine devam etmişken Miles etli elleriyle ona doğru yürüdü. Orela ondan bir adım uzaklaşarak "Sarılmana gerek yok," dedi gülerek.

Miles olur mu öyle şey diyerek ona sarılmış ama ellerini ona bulaştırmazken Orela onun omzundan işine yoğunlaşmış Welo'ya bakıyordu. Orela Aaron ile de görüşmüş en son Welo'nun yanına giderek onun yanağına öpücük kondurdu.

"Hoş geldin."

Orela Welo'nun soğuk sesini duyduğu an derin bir nefes almış başını onun omzuna koyarak "Üzgünüm," diye mırıldandı. "Yanlış konuştum. Beni affedebilecek misin?"

Galaxy of Torn : ALFAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt