Bangchan çok daha ciddi ve bürokrat görünümlü değil miydi? Bu adamın onunla alakası yoktu. Tamam, çok şık bir takım elbise giyiyordu ancak vücut yapısına ve tavırlarına bakılınca onu evde, yıpranmış bir kot pantolon, soluk bir tişört, belki de deri bir motosiklet ceketiyle görse daha az şaşırırdı.
Baekhyun birdenbire ona aval aval bakmakta olduğunu fark ederek toparlandı, çenesini dikti. Öfkeli ve soğuk müşteriyi oynamanın vakti gelmişti. Soğuk bir sesle "Park Bangchan?" dedi. Ah! Lanet olasi ne kadar da seksiydi!
"Hayır. Ben Park Chanyeol. Ya siz?"
"Byun Baekhyun."
Park Chanyeol'ün gözleri kısıldı. Tavırlarında nezaketten eser yoktu. Sanki sıkılmış gibiydi.
"Sizin için ne yapabilirim, Bay Byun?"
Baekhyun, onun odanın durumundan haberi olduğunu düşündü. Bunu bilmişçe kıstığı ela gözlerinden, rahatça koltuğuna yaslanmış olmasına rağmen vücudundan fışkıran zorlukla bastırılan enerjiden anlıyordu. Birkaç saniye öncesine kadar Chanyeol'den haberi bile yoktu. Krystal'ın anlattıklarından Bangchan'ı az çok tanıyordu. Yeonjun ise yaptıklarıyla gazetelere manşet olmuştu. Ama bildiği tek bir şey vardı, Park Chanyeol tam bir baş belasıydı!
Baekhyun avuçlarını masaya dayadı, başını onun yüzüne doğru eğdi. Chanyeol gözünü bile kırpmadı.
Baekhyun çelik gibi sert bir sesle "Bir Byun'u oda diye süpürge dolabına yerleştirmek sizce eğlenceli olabilir ama müşteri hizmeti açısından tam bir felaket, Bay Park " dedi.
"Parasını ödeyen bir müşteri olarak siz ve oteliniz hakkında hiç de iyi şeyler düşünmüyorum."
Sözlerini bitirdiğinde soluk soluğaydı ancak Chanyeol'ün ifadesi hiç değişmemişti.
Chanyeol kelimelerin üstüne basa basa "Odanızdan memnun kalmadığınızı mı anlamalıyım?" diye
sordu.
Baekhyun hayret dolu bir kahkaha attı. "Evet, öyle anlamalısınız, Bay Park. Odam tam anlamıyla berbat!"
Chanyeol ifadesizce "Berbat," diye tekrarladı. Koltuğunda arkaya yaslandı, başparmağı ve işaret
parmağını yanağına dayadı. Gözleri hala kısıktı.
Baekhyun tedirgince 'Neden bu kadar seksi olmak zorunda?' diye düşündü. Doğruldu, kollarını göğsünde kavuşturdu ve bekledi.
Chanyeol aldatıcı bir tatlılıkla "Ve?" diye devam etti. "Odanızda berbat olan nedir, Bay Byun?"
Adamın yüzsüzlüğüne inanamayan Baekhyun bir süre öylece bakakaldı. Sonunda gözlerinden kıvılcımlar saçarak "Her şey!" diye cevap verdi,
Chanyeol zarif bir hareketle doğruldu, eğilip bilgisayarında birkaç tuşa bastı. Baekhyun öfkesini bastırmaya çalışarak bekledi.
"Rezervasyonunuzdan gördüğüm kadarıyla standart oda istemişsiniz."
Baekhyun dişlerini sıkarak "O süpürge dolabında hiçbir şey standart değil," dedi.
Chanyeol buz gibi bir ifadeyle "Park Otellerinde konukları süpürge dolaplarında ağırlanmaz, " dedi.
"O halde belki de gelip, odama bizzat bakmalısınız."
Chanyeol bir süre onu süzdü. Gözleri hala kısıktı, dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Şimdi doğrudan onun yüzüne bakmakta olan Baekhyun dudaklarının da son derece seksi olduğunu düşündü. Biçimli ve dolgundular. Bu kadar erkeksi bir adamda dolgun dudaklar? Ve de
upuzun, gür kirpikler! Tam anlamıyla haksızlıktı!
"Belki de haklısınız. O berbat odayı bizzat görmeliyim," derken Chanyeol'ün sesi alaycıydı. "Ve
şikayetlerinizi tespit etmeliyim."
Baekhyun kolunu kapıya doğru uzatarak "Buyurun," dedi.
