20

313 41 13
                                    

"Park Chanyeol ile aranda tam olarak ne var? "

Baekhyun sayfalarını çevirmekte olduğu dergiden başını kaldırdı, içini çekerek temsilcisine "Bunu neden soruyorsun ki, Felix?" diye sordu.
"Ne olduğunu biliyorsun. Hiçbir şey. Ama basında yer aldığımıza memnunum."

Felix kaşlarını çatarak "O kadar emin olma,"dedi.

"Ne demek istiyorsun?' diye soran Baekhyun ayağa kalktı, huzursuzca dolanmaya başladı. Felix'in süitinde dinleniyorlar, Sonsuza Kadar Mavi Gökler filminin fotoğraf çekimleri
için çağırılmayı bekliyorlardı.
"Aslında bilmek istediğimden de emin değilim. Şu anda daha fazla strese katlanamam." Felix, onu asık suratla izlemeye devam edince oflayarak kanepeye çöktü.
"Peki, tamam, anlat. Yanlış giden nedir?" Felix dikkatle "Biraz inişli çıkışlı değil mi?" diye sordu.
"Önce o öpüşmeden sonra Chanyeol'ün seni ittiğini gösteren fotoğraf var. Ve sonra geçen gece dans pistinde sarmaş dolaş olmanız var. O kadar sansasyonel bir partiden
erkenden ayrılmanız da cabası."

Baekhyun "Yine de Ne yani?" diye sordu.

"Sonra da ertesi gece Park'ın otel restoranını kapattığı söylentileri dolaştı ve tüm magazin basını
ayağa kalktı."

Baekhyun yutkundu. "Hala sorunun ne olduğunu anlamadım. İlişkimiz olduğu sanılıyor ya? Tabii
ki medya yazıp çizecek. O da ünlü bir şef."

Felix gülerek "Sen de gelecek vaad
eden bir oyuncusun," dedi. "Ama yine de biraz fazla, Baek. Filmin prodüktörlerinin istediği medya haberi bu değil."

İçindeki öfke ve çaresizlikle savaşan Baekhyun yerinde kıpırdandı. Onca
olan bitene rağmen hala o rolü alması şüpheliyse kendi boşboğazlığına ve Chanyeol'e teşekkür etmeliydi! Suratını asarak "Ne tip haberler istiyorlarmış?" diye sordu.

"Seni bu ilişkiye adanmış, olgun ve kendine güvenli bir adam gibi görmek istiyorlar. Yanar döner, istikrarsız biri gibi değil."

"İstikrarsız ha? Bak, birini iten ben değildim."

"Ne demek istediğimi biliyorsun. Chanyeol ile konuşamaz mısın? Belki bir partide ya da prömiyerde boy gösterirsiniz. İddiasız, elele, sakin ve birlikte görünseniz?"

Sakin ve birlikte mi? Tam sırasıydı.
Baekhyun bezgince "Tabii," dedi. "Onunla konuşurum." Ama Chanyeol süitinden fırtına gibi çıktığından
bu yana, kırk sekiz saattir ondan kaçıyordu. Nedenini hala anlayamıyordu ama Chanyeol'ün onu
görmezden gelmesi beklediğinden daha çok canını yakıyordu. Şimdi ondan bir iyilik istemek çok zor geliyordu. Ama o rolü istiyorsa, başka seçeneği yoktu.

Fotoğraf çekimleri bittiğinde ayaklan sızlamasına rağmen Baekhyun, Chanyeol'ü aramaya gitti. Asistanı, onun ofisinde olmadığını söyledi ve başka bilgi vermedi.
Baekhyun "Ne zaman döneceğini biliyor musunuz?"diye sorarken Chanyeol'ün sözde sevgilisi olarak
değil nerde olduğunu, cep telefon numarasını bile bilmediğini fark etti.

Kadın buz gibi bir tavırla "Hiçbir fikrim yok," deyince Baekhyun, onu şüpheyle süzdü. Sanki birazcık patronuna tutkun gibiydi. Arkasını kollamalıydı. 'Teşekkür ederim," diye mırıldandı ve yapacak işi olmadığından dışarı yöneldi. Süitinde üzülüp duracak hali yoktu.
Şubat ayı Berlin’de soğuk geçiyordu. O anda yağmur yağmıyordu ancak gökyüzü gri ve çok bulutluydu. Baekhyun montuna sıkıca sarılarak Stulerstrasse boyunca Tiergarten’e doğru yürüdü. Büyük parka girdiğinde çıplak dallı ağaçların iki yanına sıralandığı geniş yollarda yürüdü. Bir küme masa ve kanepenin bulunduğu yerde Berlinliler oturmuşlar, yemek yiyorlardı.
Baekhyun yakındaki bir arabada satılan çıtır çıtır tavuk kanatlarını gördü. Geçmeliydi.

Actor Byun-ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin