6

319 41 0
                                    

"En azından çarşafları değiştirttim ama dediğin gibi, otel ağzına kadar doluydu. Yapacak başka şey yoktu. "

Son derece rahatsız olan Baekhyun bakakaldı. O süpürge dolabında mı kalıyordu? Üstelik ısrar etmeseydi asla bahsetmeyecekti, işte şimdi gerçekten de kendini sürekli ilgi bekleyen ve sığ biri gibi hissediyordu. Ama yine de özenti değildi. Sadece "Teşekkürler," diyebildi. Chanyeol ise
insana kaplanı, panteri ya da başka bir tehlikeli ve vahşi hayvanı hatırlatan o esrarlı ifadesiyle
ona bakmaya devam etti. Tamam, fantezilere bir son vermeliydi. Chanyeol, onun gitmesini bekliyordu. Ve Baekhyun rahatlama ve hayal kırıklığı karışımı duygularla ofisten çıktı.

Bir saat sonra, Chanyeol ile tüm yaşananları beyninin gerisine attı ve gayet profesyonel bir tavırla bütün ümidini bağladığı gelecek filmle ilgili soruları cevaplandırdı. Küçük kahkahalar attı, tatlı tatlı sohbet etti.
Tam zekice bir şaka yaptıktan sonra ışıltıyla gülerken bir muhabirin sorusuyla kalakaldı.

"Park Chanyeol ile olan ilişkinizden bahsetmek ister misiniz?"

Bu da neydi şimdi? Baekhyun'un gülüşü soldu. O ana kadar gayet iyi idare ettiği kadın muhabire bakakaldı. Park Chanyeol ile ilişkisi mi? Bu da nerden çıkmıştı? Ancak birkaç saniye sonra beyni tekrar çalışmaya başladı. "Bu konuda konuşmak istemiyorum," dedi ama bu da kabul etmek anlamına gelmiyor muydu?
Chanyeol ile bir ilişkisi yoktu. Hem bu kadın, Chanyeol ile konuştuğunu nerden, biliyordu?

Kadın muhabir bilmiş bir ifadeyle gülümseyerek "Bu fotoğraf hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sordu.

Baekhyun, onun önüne açtığı gazeteye baktı. Aman Tanrım!
Onları nasıl görmüşlerdi? Hem nasıl bu kadar... Samimi görünüyorlardı? Paparazzilerden biri onları en uygun ya da uygunsuz zamanda görüntülemiştil. Chanyeol'ün eli omzundaydı, yüzleri birbirine çok yakındı. Sanki bir an sonra onu öpecek gibiydi. Halbuki ona bağırmak üzereydi. Ve başka fotoğraflar da vardı. Birinde, havuzun kenarında oturmuşlardıi Chanyeol'ün kolu
omuzlarına dolanmıştı. Öksürük krizinden çıkmak üzereydi ve sanki sarılmış gibi görünüyorlardı.
Ve sonra manşeti gördü: Ünlü Şef Park Chanyeol  Yıldız Adayıyla Çok Samimiydi.

Yıldız adayı ha? İsmini bile yazmamışlardı! Baekhyun yutkundu ve muhabire baktı. "Dediğim
gibi, yorum yok. "

O gün programlanmış tüm görüşmeleri aynı geçti. Her muhabir önce kariyeri ve gelecek film
hakkında acele bir şeyler sordu sonra konuyu Chanyeol'e getirdi. Ünlü Şef  ile olan ilişkisine. Beş görüşme boyunca Baekhyun 'Yorumyok' demeye devam etti, sinsi gülüşlü kıkırtılara ve gayet belirgin dokundurmalara dayandı. Akşamüzeri, temsilcinin görüşmesi için ısrar ettiği magazin muhabiri, Chanyeol'ün onda ne bulduğunu -ki bu son derece incitici bir soruydu- sorunca sabrı taşan Baekhyun buz gibi bir tavırla "Aslında Park Chanyeol ile Parkların, Byunların Şirketini satın almaya çalıştığından beri görüşüyoruz," deyiverdi.

Sonra ışıltılı bir gülüşle "Biraz Romeo ve Juliet gibi değil mi sizce?" diye sordu ve cevabını beklemeden odadan çıkıp gitti.
Yüksek topuklarını tıkırdatarak peşinden koşan temsilcisi Sunny heyecanla "İşte bunu konuşurlar,"dedi.
"Bay Park ile görüştüğünüzü bilmiyordum, bu büyük bir haber."

Baekhyun, kadına yüzünü dönmeden "Görüşmüyordum,"dedi. Dehşet içindeydi. Histeri krizine girmekten korkuyordu.
Peki, o neydi?
Yüzüne umursamaz bir ifade takıp geriye döndü. Ne de olsa bu da bir roldü, değil mi? "Onunla görüşmüyorum! Öyle söyledim çünkü adam tam anlamıyla iğrençti!"

Sunny yüzünü buruşturarak "Ah!" deyince Baekhyun bir kahkaha attı.
"Ne? Sadece bir Hollyvvood dedikodusu! Yarın başka bir şey bulurlar."

"Evet, ama... " Kadının kaşları çatıldı. Onaylamaz gibi bakıyordu. Beyninde alarm zilleri çalan Baekhyun "Önemli bir şey değil," dedi.

"Sen az önce bir ilişkiyi onayladın," diyen Sunny devam etti. "Yani artık sadece dedikodu veya söylenti değil. İlk ağızdan onaylanmış bir gerçek. "

"Ah, pekala." Baekhyun kıpkırmızı oldu ama beyni hızla çalışıyordu. Neden öyle aptalca bir şey
söylemişti?
Çünkü bütün gün kendi ayaklarının üzerinde duran biri gibi değil, Chanyeol'ün gözdesi gibi muamele görmekten gına gelmişti! Hiç kimse vizyona giren filmiyle ilgilenmemişti. Varsa yoksa Park Chanyeol! "Açıklayabilirim," diye önerdi. "Muhabir çok üstüme geldiğinden öyle söylediğimi anlat." dedi ama Sunny'nin başını iki yana
salladığını görünce sustu.

"Bu da seni iyice ahmak gibi gösterir. Herkesin içinde yalan söyleyen, dönek bir ahmak!"

Bu da onun gerçekten ahmak olduğunu ispatlamıyor muydu? Chanyeol'ün suçlaması kulaklarında çınladı.
'Hep bakmadan mı atlarsın?'
Demek ki öyleydi. Bu da şaşırtıcıydı çünkü Baekhyun hiçbir zaman kendini fevri biri gibi görmezdi. Kariyerini bir generalin azmiyle planlamıştı. Ama yine de son yirmi dört saattir çılgın biri gibi davranıyordu. Ama çok stresliydi.

Otellerdeki hisselerini satın almak isteyen Krystal zihnini kurcalıyordu. Otelle hiçbir bağı bulunmamasına rağmen aile işinden tamamen
çekilmeye isteksizdi. Asıl odağı kariyerini bitirecek ya da sıçrama yaptıracak bu filmdeki rolündeydi. Ve çok da iyi olmadığının farkındaydı.
Chanyeol'ün ona önem vermeyişine hayret etmemeliydi. Son hatasını duyunca iyice gözünden düşecekti. Ki kesinlikle duyacaktı çünkü bunu arsız bir muhabirin önünde söylemişti.
Bu da son derece kötüydü.

Baekhyun açık yüreklilikle "Her şeyi berbat ettim," dedi.
"Ne de olsa dürüstlük en iyi taktikti, değil mi? Nasıl düzeltebilirim?"

"Emin değilim." Ona olan ile ilgin nedir, Baekhyun?"

"Sana söyledim. Bir ilişkim yok."

"Peki, ya otelin havuzundaki kucaklaşmanıza ne demeli?"

"Bir kazaydı."

"Kaza mıydı?"

Baekhyun içini çekti. "Atlamadan önce bakmadım. Kelimenin tam anlamıyla bu!"

Baekhyun olanları anlatınca Sunny en azından birazcık gülümsedi. Ama sonra yine içini çekti ve suratını astı.
"Bence, şimdilik en iyisi bu numarayı sürdürmek... "

"Numarayı mı? "

"Yani, Bay Park ile önceden görüştüğünüzü. Tabii onu ikna ettiğini varsayarak. "

"Ah, tabii. Eminim bundan."
Hiçte değildi.

"En azından Berlinale bitene ve yeni filmdeki rolün onaylanana kadar. Sonra ayrıldığınızı söyleyebilirsin. "

"Haklısın."
Chanyeol buna asla yanaşmayacaktı. Ne istediğini anlattığında onun yüzünde belirecek ifadeyi hayal etti. Onu küçümseyecek, alay edecekti. Kulaklarına inanamayacaktı!

Sunny, "Ne de olsa arkadaşsınız, değil mi?" diye sordu.
"Bir süre için rol yapmayı kabul etmez mi? "

Baekhyun neşeyle gülümsedi. Boşuna oyuncu olmamıştı, değil mi?
"Ah, tabii," diyerek birbirine
kenetlediği parmaklarını gösterdi. "Tıpkı bunun gibiyiz. Hiç sorun değil."

Actor Byun-ChanbaekWhere stories live. Discover now