22

335 36 10
                                    

Baekhyun gözlerini kırpıştırdı. Söylenenleri algılamaya çalıştı çünkü beklediği bu değildi. Ne beklediğini bilmiyordu ama kesinlikle bu
değildi. Sonunda "Pekala," diyebildi.
Chanyeol kaşlarını kaldırdı, dudaklarım büktü. "Pekala mı? Yani bir adamı öldüresiye dövmek ve
sonra onu sokakta ölüme terk etmek doğru bir şey mi?"

Baekhyun bir şeyler söylemek için bocaladı. "Hayır, tabii ki doğru değil. Ama sanki beni şok etmeye, kendinden nefret ettirmeye çalışıyor gibisin. Sanki aslında istediğin buymuş gibi."
O sözlerin nerden çıktığını bilmiyordu ama Baekhyun doğru olduğunu biliyordu. Çenesini dikti, ona öfkeyle baktı. "Ama bunu yapmayacağım, Chanyeol işini kolaylaştırmayacağım."

"Bu konuda kolay olan bir şey yok. "

"O zaman biraz daha bilgi ver. Kimdi o adam?"

"Marsilya'da üstüme saldıran adamlardan biriydi."

"Ve sen de kendini savundun."

"Hiç haklı çıkarmaya çalışma, Baekhyun"

"Çıkarmıyorum."

"Evet, çıkarıyorsun. Öyle istiyorsun çünkü nasıl bir adam olduğuma inanmak istemiyorsun."

"Peki, nasıl bir adammışsın, Chanyeol?" diyerek Baekhyun açıkça meydan okudu. "Bir canavar mı?"

Chanyeol cevap vermedi.
"Bu yüzden senden nefret etmem gerektiğini düşündün. Bunun için sana tiksinerek bakmalıyım. Kalçamdaki bereyi gördüğün zaman bunun için o kadar öfkelendin."

Chanyeol sabırsızca başını salladı, ondan uzaklaştı. "Anlamıyorsun."

"O halde anlat."

Chanyeol odada dolandı, parmaklarını saçlarından geçirdi. Başı öne eğikti. Sonunda konuştu. "On dört yıldır öfkeliyim."

Baekhyun "Öfkeli," diye tekrarladı. O yabanıllık. Onun içinde hissettiği o yabanıllık, onu heyecanlandıran o enerji... Öfke miydi?

Chanyeol dolanmaya devam ederken Baekhyun sordu. "Neye öfkelisin?"

"Önemli değil, önemli olan, onu kontrol edememem."
"denizciler üstüme saldırdığında kontrol edemedim ve bir adam neredeyse ölüyordu."

"Tamam, o kısmını anladım Ama bence önemli. Neye öfkeli olduğunu bilmezsen onunla nasıl başa çıkacaksin Chanyeol?"

"Psikoterapiye ihtiyacım yok, Baekhyun. Sadece duygularımı kontrol etmem lazım ama
edemiyorum. Bu yüzden senden uzaklaştım. Bu yüzden hiçbir zaman ciddi bir ilişki yaşayamadım. Çünkü kendime güvenemiyorum."

Baekhyun alçak bir sesle "Beni inciteceğini mi düşünüyorsun?' diye sorunca Chanyeol, ona bakmak
için döndü. Yüzü acıyla kırışmıştı.
"Kimseyi incitmek istemiyorum. Ama seni bereledim."
"Sadece bir bere, Chanyeol, kırık bir burun değil!" Baekhyun başını iki yana salladı. "Sevişmemizin vahşice hatta kabaca olmasını isteyen bendim." Bunu söyleyince bile gözünde canlananlar yüzünün kızarmasına yetmişti.

Chanyeol başını iki yana salladı. "Sen bilmiyordun."

"Evet, bilmiyordum," diyerek Baekhyun, onun sözünü kesti ve ona doğru ilerledi. "İçinde bunca öfke olduğunu bilmiyordum ama içinde iyi bir şeyler olduğunu sezdim, Chanyeol. Belki o öfkenin diğer yüzünü. İçten, gerçek ve heyecan veren o tutkuyu gördüm." Baekhyun derin bir soluk aldı. "Bunu yemek pişirişinde gördüm. Başarıya ulaşmanda, beni nasıl öptüğünde, duygularını
sevdim."

"Çünkü gerçeği bilmiyordun."

"On dört yıl önce üstüne saldıran bir denizciyi dövdüğünü mü? Hayır, bilmiyordum ama bu ne fark-"

Actor Byun-ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin