Chanyeol başını yavaşça iki yana salladı. "Telefonda ağabeyimle senin hakkında mı konuştuğumu sandın?"
Kafası karışan Baekhyun, ona dik dik baktı. 'Eh, evet."
Chanyeol'ün dudakları kısıldı. "Her şey seninle ilgili değil, Baekhyun."
Kalbi kırılan Baekhyun, "Bunu söylemen tam anlamıyla haksızlık!" diye bağırdı. "Ben asla her şey
benimle ilgiliymiş gibi davranmadım."
"Ya odanla ilgili yanlışlık için yaptıkların?"
"Ah, bunu daha kaç kez başıma kakacaksın?"
Chanyeol birden rahatlamış ve sakinleşmiş bir tavırla başını iki yana sallayınca Baekhyun hayret etti.
"Hayır, kakmayacağım. Ama senin ve ilişkimiz hakkında neler söyleyebileceğimi düşündüğünü görebiliyorum."
Chanyeol'ü süzerken Baekhyun'un kibirli öfkesi dağıldı. Yorgun, bitkin ama dayanılmaz derecede seksi görünüyordu. Onu seyrederken yakınlaştıkları anları hatırladı ve adeta dudaklarını dudaklarında, ellerini teninde hissetti. Tamam. Böyle düşünmeye bir son vermeliydi. O anların bir hata olduğunu ikisi de kabul etmişti. Ama şimdi düşündüğünde, ikisi de bunun bir hata olduğunu söylememişlerdi.
Üzerinde hiç konuşmamışlardı. Sadece geride bırakmışlardı. Bir şekilde...
"Peki, madem benim hakkımda konuşmuyordunuz, o halde kimin için kendini değiştirmekten
bahsediyordun?"
Chanyeol'ün yüz ifadesi sertleşti, gözlerinden kıvılcımlar saçıldı. Bir elini saçlarının arasından geçirirken Baekhyun'un içi titredi. Çok seksi, çok vahşiydi, çok fazlaydı. Chanyeol, "Karina."deyince Baekhyun gözlerini kırpıştırdı.
"Karina mi? Şu, film başına yirmi milyon dolar alan, liste başı aktris mi?"
"Sanırım, o. "
Baekhyun'un içinde hissettiği ani kıskançlık dalgası tamamıyla mantıksızdı. "Peki, onun dikkatini nasıl çektin, yakışıklı? "
"Tanrı bilir. Burada kalıyor ve doğum günü partisi için o da lobiyi kullanmak istemişti. Ben de hayır dedim."
"Ve? "
"Ve bu kadarla kaldı sanmıştım. Ona çeşitli ağırlama salonlarımızı göstermesi için bir eleman
görevlendirdim. Daha sonra Bangchan beni aradı ve bu kadının onu defalarca aradığını, doğum
günü partisine katılmam için ısrar ettiğini söyledi." Chanyeol sıkıntılı bir şaşkınlıkla başını salladı.
Baekhyun da alayla dudaklarını büktü. "Zavallıcık! Demek Karina, yeni oyuncağı olarak seni istiyor."
"Hiç niyetim yok."
"Ama çok güzel bir kadın..."
Chanyeol kaşlarını çattı. "Tipim değil."
Baekhyun az kalsın tipinin nasıl olduğunu soracaktı ama onun yerine "Peki, şimdi ne yapacaksın?"
diye sordu.
"Yani..." Chanyeol bakışlarını onun üzerinde gezdirdi. "Çok açık değil mi?"
"Öyle mi?"
"Küçük oyunumuzun bana da biraz olsun faydası dokunmalı, değil mi? "
Baekhyun ihtiyatla bekledi, sözün nereye varacağından emin değildi. Chanyeol "Benimle gelebilirsin,"
diye açıkladı.
"Parti yarın gece. Partnerim de sensin."
+
Chanyeol yüzünü buruşturarak smokininin papyonunu bağladı. Bu maymun elbisesinden de o şımarık film yıldızının gönlünü yapmak için lanet olası partiye katılmaktan da nefret ediyordu. O gecenin en iyi şeyi Baekhyun ile vakit geçirecek olmasıydı. Ve bu da karmaşık bir iyi şeydi.
Geçen gece odasına geldiğinde onu öpmek niyetinde değildi. Eşikte öyle öfkeli, sevimli ve sıcak durduğunu görünce beyni kısa devre yapmış
olmalıydı. Ve onu nasıl ittiğinden bahsedince...
Aslında saçmaydı çünkü tabii ki onu istemişti. Onu itmişti çünkü arzusunu belli ettiğini, Baekhyun'un ise onu sırf gösteriş için öptüğünü düşünmüştü.
Ama odasındaki öpüşme ve sonrasında durumu yeniden değerlendirmeye başlamıştı.
Birbirlerine çekilmişlerdi. Bunu ikisi de kabul ediyordu. Ve fırtınalı başlangıçlarına rağmen aslında birbirlerinden hoşlanıyorlardı.
