"Üzgünüm, Baekhyun."
Baekhyun az önce önemli haberi veren temsilcisine boş boş baktı. Rolü alamamıştı. Park Chanyeol ile ilişkisinin tüm magazin dergilerinde ve dedikodu sitelerinde yer almasından sonra prodüktörler rolü başka bir oyuncuya vermişlerdi. Baekhyun'un tüm ümitleri yıkılmıştı.
Donuk bir ifadeyle "Anlamıyorum," dedi ve menajeri özür dilercesine omuz silkti.
"Sanırım Park ile olan sözde ilişkiniz geri tepti. Haberlerde çok fazla yer aldı, dedikodu sitelerini besledi."
Baekhyun gözlerini bir an kapadı sonra açtı. "Hollywood’daki her aktörün ve aktrisin hayatı o
sitelerde didik didik ediliyor. Bizimkisi bir role mal olmamalıydı."
"Prodüktörler bu filmi gerçekten bir misyon olarak görüyorlar. Bu konuda katılar ve filmin, basında sansasyon olmuş biriyle anılmasını istemiyorlar."
"Peki, bu kadar tepki yaratan ne oldu ki?" diyerek Baekhyun üsteledi.
Menajeri hafifçe içini çekti. "Gerçekten saymamı ister misin?"
"Havuzdayken çekilmiş bir fotoğrafımız var. Ne büyük mesele!"
"Onu öptüğünde Chanyeol, seni itti. Bu tuhaf göründü. Ve hemen sonraki gece birbirinize yapışmıştınız. Ondan sonraki gece de Chanyeol neredeyse bir muhabiri dövüyordu. Gerçekten,
Baekhyun, onu suçlaman gerekir. Adam tam bir delifişek."
Baekhyun "Hayır, değil," diye karşı çıktı. Birden arkasını döndü, içindeki karmaşık duyguları çözmeye çalıştı.
Evet, öfkeliydi ancak ne Chanyeol'e ne de kendine öfkeli değildi. Onu her şekilde sınayan prodüktörlere
öfkeliydi. Hem de ne uğruna? Göründüğü kadarıyla bir hiç uğrunaydı çünkü rolü alamamıştı.
Tabii ki hayal kınklığına da uğramıştı çünkü o rolü çok istiyordu. Ama yine de orada gergin ve kaskatı dururken beklediği kadar hayal kırıklığına uğramadığını fark etti. Yıkılmamıştı.
Bu da hem şaşırtıcı hem de garipti çünkü rol yapmak onun için kendini ispatlamayla eşdeğerdi. Ailesine. Annesine.
Ama Chanyeol, ona geçmişi gerçekten bırakması gerektiğini göstermişti. Ve harika bir rol kapmak ne annesini geri getirecekti ne de günahlarını
affettirecekti.
Chanyeol'ü düşününce içi bir tuhaf oldu. Son yirmi dört saatin neredeyse
tamamını birlikte geçirmişlerdi ama hiçbir şekilde gelecekten konuşmamışlardı. Onu sevdiğini itiraf etme cesaretini bulamamıştı.
Derin bir soluk aldı ve menajerine doğru döndü. "Pekala, doğal olarak bu bir darbe ama..."
Menajeri telefonunu kurcalarken "Ah, ah!" deyince Baekhyun kaşlarını çattı.
"Ne?"
Menajeri ciddi bir ifadeyle "Birisi sahte ilişkinizi ispiyonlamış," dedi.
"Ve bu, kariyerin için hiç de iyi olmayacak." Suçlar bir ifadeyle Baekhyun'a bakınca, sahte ilişki fikrinin ona ait olduğunu
söylememek için Baekhyun dilini ısırdı.
"Haber mi yapılmış?" diye sorunca Menajer başıyla onaylayarak telefonu uzattı. Baekhyun çabucak metni taradı. 'Birisi, Chanyeol'ün ‘Durumunu hallettim,' dediğini duymuştu. Adı açıklanmayan o kaynak, Chanyeol'ün Baekhyun konusunda tedirgin olduğunu anlatmıştı. Aşık biri öyle davranmazdı,' vesaire, vesaire.
Kaynak belirtilmemiş olabilirdi ama Baekhyun o sözleri kimin yumurtladığını çok iyi biliyordu.
Chanyeol'ün patronuna aşık asistanı!
Baekhyun omuz silkerek telefonu Menajere geri verdi. "Nasıl olsa olacaktı."
"Olacak mıydı? Baek, bunun nasıl göründüğünün farkında mısın?"
Baekhyun ellerini kalçalarına koyarak Menajere parladı. "Neden sen söylemiyorsun? Ne de olsa en başta bu senin fikrindi."
"Sadece hasar kontrolü açısındandı. Yardımcı olabileceğini düşünmüştümm"
Baekhyun tartışamayacak kadar yorgun hissediyordu. "Önemli değil. Olan oldu. Nasıl göründüğünü de ben söyleyeyim, ünlü şeflerle sahte ilişki rolü yapan çılgın ve şımarık oyuncuyum. Adı açıklanmayan kaynağa da bravo!"
Biraz önyargılı bir yorum olmuştu.
Menajer "İnsanların seni bu şekilde görmelerini istemezsin," diye onu uyardı.
"Elbette istemem. Ama başka lanet olası oyunlara da girmek istemiyorum. Yıllardır bu sektöre ve herkese kendimi ispatlıyorum ama artık yetti. Ya iyi bir aktörüm ya da değilim. Ve eğer birisi beni filminde oynatmak isterse yeteneğim için oynatacak, basında yer alan masallar için değil."
