BÖLÜM -2- ''Dilimi eşek arısı soksaymış!''

17.9K 708 14
                                    

Nihayet ağzımı kapatmak aklıma geldikten sonra kendimi toparlayabildim. Beynimin kontrolü tekrar ele geçirmesi güzel birşey tabi... Mavi gözlümün bana bakıp kalmasından benim de onun aklında yer ettiğimi anlayabilmiştim. Tabi ki onun kendine gelmesi benim kadar uzun sürmemişti. ''Günaydın arkadaşlar'' diye söze başladı. ''Ben yeni maliye hocanız Ferit YILMAZER. Diğer hocanızın bir rahatsızlık geçirmesinden dolayı artık bu dersi birlikte işleyeceğiz. Tek tek tanışma gereği duymuyorum. Birbirimizi zamanla iyi tanıyacağımıza inanıyorum'' deyip sohbeti kısa kestikten sonra hemen derse başlaması bende despot bir hoca olduğu izlenimi yarattı. Ama bu beni kendisinden soğuttu mu? Tabiki koca bir hayır!!

Hülyalara dala dala yeni maliye öğretmenimizin dersini dinliyordum. Daha doğrusu dinlemeye çalışıyordum. Ama tek yapabildiğim ağzım açık Ferit hocayı kesmekti. Ne muhteşem bir öğrenciyim ama !!

Canım arkadaşım Ezgi'nin yerinde hareketlenmesi ve eşyalarını toplamaya başlamasıyla birlikte dersin sonuna geldiğimizi anladım. Bende bir yandan eşyalarımı toplarken bir yandanda üzüldüğümü farkettim. 'Bize ayrılan sürenin bugünde sonuna geldik. Bir dahaki maliye dersinde buluşuncaya kadar sağlıkla ve esen kalın' dedi çok sevgili bilmiş komik(!) iç sesim. Ve içimden sevgili iç sesime 'kes sesini' deyip Ezgi ile birlikte kalktım sıramdan.. Evet iç sesim kendi kendine kavga edebilme özelliğine de sahiptir. Bununla övünüyorum!

Arkadaşım bendeki durgunluğu farketmiş olacakki sebebi konusunda beni sıkıştırmakla meşguldü. Bense birşey olmadığını iddaa ediyordum. Birlikte konuşa konuşa kantine gelmiştik. Ezgi bir çay bense bir nescaffe alıp boş masalardan birine oturduk. Kendi içimde yaşadığım 'acaba Ezgiye benim uykularımı kaçıran mavi gözlümün Ferit hoca olduğunu söylesem mi, söylemesem mi ? ' çelişkisini yaşadıktan sonra söyleme kararı aldım. Ne de olsa benim en yakın arkadaşımdı. En yakın arkadaşlar birbirlerinden böyle şeyleri saklamazlardı.

Ezgi'ye durumu anlattığımda kısa bir şok geçirdi. Ve daha sonra ''Haklısn Alya. Ne yalan söyliyim o gözlere bir gece değil bin gece bile uykusuz kalınır'' dedi kıkırdayarak.. Bir şey söyleyemedim. Ne söylenirdi ki. Kız haklı abi dağılın!

Bir müddet sonra sıradaki derse girmek üzere kantinden ayrıldık. Sınıfa doğru yol alırken iki senedir peşimde olan Erkan ile karşılaştık. Ahh hadi ama bu çocuk tam bir yılışık dostum. Ve kesinlikle uykusuz bir geceden sonra çekilebilecek bir tip değil. Onu görmemle birlikte adımlarımı hızlandırıp koşar adım sınıfa gitmeye başlamıştım ki kolumdan tutup beni durdurduğunu hissettim. Evet az öncede söylediğim gibi bu çocuk tam bir yılışık. Anlıyorsun seni görmek istemediğimi daha neyi zorluyorsunki. Okula pankart falan mı assam acaba 'istemiyorum' diye.

Ayaküstü bana saçma sapan asılmalarını dinledim. Daha sonra derse geç kalma bahanesiyle kendimi zor elinden kurtardım ve sınıfa gitmek üzere arkamı döndüm. Çünkü gerçekten Erkan beni fazla oyalamıştı ve geç kalıyordum. Ama arkamı dönmem ile bir çift delici mavi gözle karşılaşmam bir oldu.

Birde hayatımın film sahnelerine benzemediğinden yakınırdım değilmi ben.. Keşke dilimi eşek arısı soksaymış... !

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin