BÖLÜM -27- ''Kişilik bölünmesi yaşıyorum sanırım''

7.6K 335 20
                                    

Bu yaptığım kulağa belki çok adice gelebilir ama Ezgi'yle bir şekilde ödeşmemiz lazımdı. Eğer sadece Erkan'ı elinden alırsam bu onu yeterince yaralamaz. Çünkü bu zaten benden beklediği bir hamle olur. Oysa ki ben ona öyle bir şey yapmalıyım ki en az onun beni şaşırttığı kadar, bende onu şaşırtmalıyım. Bu yüzden onun için kurduğum plan çok daha farklı. Tıpkı bana yaptığı gibi en mutlu olduğu anında vuracağım onu. Hiç beklemediği bir anda tekrar çıkacağım karşısına. Varsın şimdilik mutlu olsun bakalım!

Telefonu kapattığımda Gülay meraklı gözlerle beni süzüyordu.

''Ne dedi abla''diye sordu heyecan içinde.

''Yapacakmış'' dedim tek kelimeyle. Başka bir şey söylemeye gerek yok. Hele ki vicdan azabımdan bahsetmeye hiç gerek yok. Bu kadarını bilmesi yeterli. O da anlamış olacak ki uzatmadı fazla.

Sonra aklıma telefonumda ki mesajlar ve cevapsız çağrılar geldi. Onlara bir göz gezdirmek istedim. Uzun süredir ,daha doğrusu Defne olduktan sonra numaramı değiştirmiştim, eski hattıma da o günden beri hiç bakmamıştım. Önce çağrılara baktım. Aslı, Sevim, Erkan, Merve... ve diğer bütün arkadaşlarım defalarca aramış. Ama tabiki hiç birine yeni numaramı vermediğim için bana ulaşamamışlardı. Saate baktığımda kızların henüz okula gitmemiş olduklarını fark ettim. Muhtemelen hepsi beraberdir diye düşünüp Sevim'i aradım.

''Alo Alya?'' Dedi. sesinde ki heyecan telefondan bile belli oluyordu.

''Benim canım . Nasılsın ?'' Dedim heyacanına eşlik ederek. Aslında onları ne kadar çok özlediğimi yeni yeni fark ediyorum. Onlar bana en kötü zamanımda bile destek olmuşlardı ama ben onları Trabzona döndükten sonra hiç aramamıştım. Çok nankör bir arkadaşım!

''Kızlaaar Alya aradı'' diye bağırdığında diğer kızlarında çığlık sesini duydum. Muhtemelen şuan Sevim'in başına toplanmışlardı. Bu anı hayal ettiğimde gülümsedim.

''Alya dur biraz. Telefonu hoparlöre alacağım'' dediğinde biraz bekledim kızların

''Alya neredesin, napıyorsun, neden hiç aramadın, seni hain arkadaş!..'' diye söylenmelerini arka arkaya dinledim. Yüzümde hala o gülümseme vardı. Kim ne derse desin. Ben aslında şanslı bir insanım. Beni seven ve bana kendimi çok kötü hissettiğim zamanlarda bile iyi gelen insanlar var etrafımda. Ve hepsi de bana değer veriyor. Varsın Ferit Defne'yi sevsin ne olurmuş yani. Ben yine ne ara olayı Ferit'e bağladım ya. Sus Alya sus!

''Canlarım benim, hepinizi çok özledim'' dediğimde hepsi bir anda seslerini kesti. Sanırım onlarda benim gibi duygulanmıştı.

''Biz de seni özledik'' dedi grubumuzun mantıklı sesi Aslı. Bu kızı da çok seviyordum. Ne durumda olursanız olun sizi her zaman frenleyebilme özelliğine sahipti.

''Aslı'm'' dedim sesim titreyerek. Karşı taraftan

''O piç herif yüzünden seni bir daha göremedik Alya, lanet olası erkekler! Her zaman hayatlarımızı berbat ediyorlar'' diye bir ses geldiğinde bunun Merve olduğunu anladım. Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Anlaşılan Merve'mizin feminist damarı kabarmıştı yine.

''Merve'cim sakin ol. Yakında döneceğim zaten'' deyip onu sakinleştirmek istediğimde bu sefer duyduğum cırtlak ses bende kulaklarımı tıkama isteği uyandırmadı desem yalan olur. Ama olsun bu kızın yeri herkesten çok daha farklıydı bende. Her ne kadar hovarda gibi görünse de aslında esaslı bir dosttu.

''Eveeett Alya. Bence de hemen geri dönmelisin. Okulumuza çok yakışıklı çocuklar geldi kızım. Ferit hoca yanında halt etmiş'' deyip kıkırdadığında sesli bir şekilde güldüm. Şuan da saçlarıyla oynayıp sağa sola sallandığına yemin edebilirim. O resim gözümde canlandı adeta...

''Valla Sevim'cim, uzun süre karşı cinse ilgi duyabileceğimi sanmıyorum'' dediğimde yine gelen ses Merve'nindi.

''Duyamazsın tabi. Aşk meşk hepsi hikaye. Hepsi erkek ırkı yüzünden'' dediğinde yine bir kahkaha kaçtı dudaklarımdam. Bu kız kesin Gülay'la çok iyi anlaşırdı. İkisi de atarlı!

''Kızlar sizleri nasıl özlemişim anlatamam. Ama dediğim gibi en kısa sürede geri döneceğim. Hem de eskisinden çok daha farklı olarak'' dediğimde

''Evet hayatım kendini toparla ve gel. Kimse için kendini yıpratmaya değmez'' dedi Aslı.

''Haklısın canım, ama şimdi kapatmam lazım. Daha sonra tekrar arayacağım söz veriyorum '' dedim. Eğer konuşmaya daha fazla devam edersem hemen şimdi soluğu yanlarında alabilirdim. Çünkü tahminimden çok daha fazla özlemişim meğer.

''Peki Alya. Bizi unutma. Sık sık ara'' dedi hepsi bir ağızdan.

''Tamam canlarım daha sonra görüşürüz'' deyip telefonu kapattım. Bu kısacık konuşmada bile gözlerim dolu dolu olmuştu.

Daha sonra gelen mesajlara bir göz gezdirmek istedim. Yine mesajların çoğu kızlardan ve Erkan'dandı. Kimisi de oparatör ve bilgilendirme mesajlarıydı. Hemen hepsine hızlı hızlı bir göz atıp sırasıyla silerken aralarından biri dikkatimi çekti.

''Özür dilerim...'' ---Ferit---

Sadece iki kelime. Özür dilerim. Ferit'ten gelen bu mesaj yine karmakarışık olan aklımı daha da karıştırdı. Tarihe baktığımda dün gece yarısından sonra atıldığını gördüm. Yani Ferit ile Defne'nin kavgasından 3-4 saat kadar sonra.

Bu durumda Gülay haklı olabilir miydi? Acaba o da beni mi unutamamıştı? İyi de o beni unutamamış bile olsa bende onu affedecek cesaret yoktu ki. Yaptığını unutabileceğimi sanmıyordum. Ama yine de hoşuma gitmişti. Eğer aklı hala Alya'daysa bu çok daha fazla acı çekecek demekti. Bu da benim işime gelirdi.

Kendi içimde yaptığım mukayeseleri henüz sonlandırmamıştım ki Gülay ne olduğunu sordu. Ona mesajı gösterdiğimde gözleri parladı ve

''Ben sana söylemiştim'' dedi.

''Her ne olursa olsun. Bu oyun bitmeden yeni bir oyun başlamayacak'' diye cevap verdim.

''Ferit'in yine oyun oynamaya çalıştığını mı düşnüyorsun abla?'' diye sordu.

''Ondan her şeyi beklerim ben Gülay. Her şey o kadar karışık ki. Neye nasıl inanacağımı şaşırdım ben''

O esnada çalan telefon sesiyle birlikte konuşmamız bölündü. Ben yine kızların aradığını düşünerek telefonu yeniden elime almıştım ki arayan kişi ile kısa bir şaşkınlık geçirdim.

Ferit!

Şuan adeta dejavu yaşıyordum. Bu sahneyi daha öncede yaşamıştık. Ve her şey güzel devam etmişti. Oysaki sonu çok kötü bitmişti. Aynı hataları tekrar etmek iatemediğim için bu sefer telefona cevap vermeyip meşgule attım. Hemen telefondan eski hattımı çıkarıp Defne'yken kullandığım numarayı taktım. Yoksa işler çok daha fazla karışacaktı. Oysa ki zaten yeterince aklım bulanıktı.

Sonra aklıma gelen bir düşünceyle dondum kaldım. Eğer Ferit Defne ile kavga ettiğinde Alya'yı aradıysa benim plan tehlikede demekti. Hemen Ferit ile arayı düzeltmem gerekliydi. Yoksa bütün çabalarım boşa gidecekti.

Bu korkuyla Ferit'i aradım. Bir süre çaldıktan sonra telefonu açtı.

''Efendim Defne''

''Aşkım çok özür dilerim. Seni kaybetme korkusuyla söyledim ne söylediysem....'' diye açıklamaya devam etmeme izin vermedi ve sözümü yarıda kesti.

''Tamam Defne önemli değil. Ama şimdi müsait değilim sonra konuşalım olur mu?'' Deyip yüzüme telefonu kapattı.

Ferit Alya için Defne'yi reddetti. Allah'ım bu ne yaman çelişkidir. İkisi de benim ve resmen kendi kendimi kıskanıyorum. Defne ile ilgilendiğinde Alya kıskanıyor. Alya ile ilgilendiğinde Defne korkuyor. İçimde bir yanım heyecanla göbek atarken diğer yanım planın başarısız olmasından korkuyordu. Ciddi ciddi kişilik bölünmesi yaşıyorum sanırım. Resmen kendi kendimle yarışıyorum. Peki ben şimdi ne yapacağım. Defne olarak oyuna devam mı edeceğim. Yoksa Alya olarak geri dönüp Ferit'i öyle mi geri kazanacağım...


Şah-Mat (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now