BÖLÜM -26- ''Artık Erkan'da yanımızda''

9K 376 41
                                    

(multimedya da Gülay var arkadaşlar. Keyifli okumalar)

Artık nasıl yorulduysam deliksiz uyumuşum. Gülay'ın geldiğini dahi duymadım. Sabah uyandığımda üzerime bir battaniye örtülmüştü. Belli ki Gülay beni uyandırmak istemedi. Bu kızı gerçekten çok seviyorum.

Ben uyandığımda Gülay hala uyanmadığı için kahvaltıyı tek başıma hazırlamaya koyuldum. Dün akşam zaten geç gelmişti. Bu yüzden de muhtemelen bu sabah geç kalkacaktı. Dün ikimizde çalıştığımız için birbirimizi doğru düzgün görememiştik. Bugünü beraber geçirsek fena olmazdı aslında.

Yine mükemmel bir sofra hazırladığımda kardeşimin gözlerini ovuştura ovuştura mutfağa girdiğini gördüm. Uyku mahmurluğu hala üzerindeyken o kadar sevimli gözüküyordu ki içimden yanaklarını sıkmak geldi.

''Günaydın ablacım'' deyip direk masaya oturduğunda yalandan kızmış gibi yaptım.

''Kız insan bir öper ablasını. Olmadı bir teşekkür eder. Bu ne böyle kuru kuru bir günaydın''

''Off abla ya. Uykusuzum''

''Off deme ablaya, off deme. Çarpılacaksın bir gün haberin yok. Atarlı ergen seni'' dememle birlikte koluma çatalın batması bir oldu. Acı içinde çığlık attığımda

''Pardon ablacım ya. Uykusuzluktan gözümü açamıyorum ki. Sen miydin o'' dedi. Bak bak bak sen , küçük hanıma bak. Bir de dalga geçiyor sıpa.

''Uzatmıyorum Gülay, ama intikamım acı olacak'' deyip kahvaltıma döndüm.

''İntikam demişken abla, nasıl gidiyor bizim minik oyunumuz'' diye sorduğunda istemsizce yüzüm asıldı. Ben daha dün kendimi zar zor ikna edip karara bağlamıştım be Gülay'ım. Sırası mıydı şimdi hatırlatmanın. O da ani ruh değişimimi anlamış olacak ki tek kaşını kaldırarak yüzüme baktı ve

''Yolunda gitmeyen bir şeyler var galiba, öyle mi abla?'' Diye sordu. Önce ne desem bilemedim ama sonra her şeyi olduğu gibi anlatmaya karar verdim. Ben şimdiye kadar hiç bir şeyi kardeşimden saklamamıştım. O da her durumda bana destek olmuştu zaten. Duygu karmaşamı ona anlattığımda bana kızacağını biliyordum ama yine de üçüncü bir kişinin bakış açısına ihtiyacım vardı.

''Gülay işler biraz karıştı galiba''

''Ne kadar biraz abla?''

''Birazcık işte, çok azıcık'' dediğimde derin bir nefes aldı ve

''Anlaşıldı, baya karışmış. Dökül bakalım'' dediğinde ağzımı açmaktan başka bir şey yapamadım. Kız beni tanıyor ne diyebilirim ki. Helal olsun !

''Gülay , sanırım içimde hala Ferit'e karşı bazı duygu kırıntıları kalmış olabilir'' dediğimde büyük bir azar yiyeceğimden emindim. Ama o bu itirafımı gayet sakin karşıladı ve

''Biliyorum'' diye cevap verdi. Bu kız beni bu kadar şaşırtmayı nasıl başarıyor Allah'ım.

''Ne? Nasıl yani biliyorum. Ben bile yeni anladım sen nasıl bilebilirsin?''

''Ablacım sen yeni anlamış olabilirsin ama ben en başından beri biliyordum''

''En başından beri derken?''

''Yani olayı bana anlatıp intikam almak istediğini söylediğin günden beri'' dediğinde neye uğradığımı şaşırdım. Yok artık!

''Saçmalama Gülay. Ben o zamanlar Ferit'ten nefret ediyordum''

''Bilmiyorsan söyleyeyim ablacım ama nefret aşkın boyut değiştirmiş halidir. Tekrar aşka dönüşmesi ise küçücük bir kıvılcıma bakar'' çok bilmiş bu kız ya. Aşk doktoru oldu çıktı başıma.

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now