BÖLÜM -17- ''Kedi-Fare Oyunu''

9.2K 427 34
                                    

Merak içinde kıvrandığım bir hafta boyunca pek kayda değer bir olay olmadı. Sanırım bir şey bulamamış olmalı ki bizim dedektiften de ses seda çıkmadı. 1 haftanın sonunda artık umudumu kaybetmeye ve bu işin içinden çıkamayacağımızı düşünmeye başlamıştım ki beklediğim telefon geldi.

''Efendim?'' diye heyecan içinde çalar çalmaz açtım telefonu. Ve hattan gelen kısa çaplı bir kahkaha sesiyle içimdeki heyecanıma küfrettim desem yeridir. Sakin ol şampiyon sakin ol!

''Telefon elinde bekliyordun herhalde küçük hanım. Çalar çalmaz açtığına göre'' ohh evet harika. Şimdide benimle dalga geçiliyor. Ama olsun müstehak bana. Ne diyebilirim ki. Bende olsam, bende gülerdim. Gül abicim gül. Yarasın!!

''Bir haftadır haber gelmediği için biraz heyecanlıyımda. Kusura bakmayın lütfen. Bir şeyler bulabildiniz mi?'' Dedim yine buram buram merak kokan sesimle.

''Ihııımmm. Şey.. aslında birşeyler bulmaktan ziyade ben araştırmamı bitirdim''

''Ney? Nasıl yani ? Artık araştırma yapmayacak mısınız? Hayır bunu yapamazsınız. Size ihtiyacım var benim!'' İçimdeki çingene yanım kabarmış olmalı. Şuan kendimi her türlü kavgaya hazır hissediyorum. Ben bunun için ne kadar umutlandım haberin var mı senin ! Ama yine o kahkahayla birlikte çingene ruhum , ışık görmüş tavşan misali şaşkınlığa uğratıldı.

''Alya hanım, araştırmamı bitirdim derken tamamladım anlamında söylüyorum. Yani elde edebileceğim bilgilerin hepsi şuan bir dosya olarak elimde. Ne zaman teslim etmemi istersiniz?'' Vayy be! Helal sana Orhan baba! Merak içinde beklediğim bir haftanın her günü, her saati hatta her saniyesi sana feda olsun. Aslanım benim !

''Gerçekten mi? Harikasınız. En kısa sürede elimde istiyorum lütfen''

''Pekala. Öğleden sonra müsaitim. Saat 13.00 de. Geçen sefer buluştuğumuz kafede olursanız sevinirim''

''Çok teşekkürler. O saatte orada olacağım. Hoşçakalın.'' Deyip telefonu kapatmamla beraber

''Gülaaaaaaaayyyy'' diye bağırmam bir oldu. hızla kapıyı açan kardeşimin bakışlarında ki endişenin önce şaşkınlığa daha sonrada yavaş yavaş kızgınlığa dönüşmesini izlerken gülmemek için kendimi zot tuttum.

''Ne var abla! Ne bağırıyorsun kuyruğuna basılmış kedi gibi, bir şey oldu sandım.''

''Bir şey oldu zaten farecik. Dedektifimiz araştırmasını tamamlamış. Ya bir saat içinde hazırlanıp benimle gelirsin ya da bu kedi seni yer'' deyip güldüm. Kardeşimin bakışları yumuşamıştı.

''Peki hemen hazırlanıyorum'' deyip odadan çıktı.

Bir saat sonra ikimizde kafeye gitmiştik ve Orhan bey'in gelmesini bekliyorduk. Geldiğinde kısa bir hal hatırdan sonra önümüze iki tane dosya bıraktı. Dosyalara göz attığımda birinin Ferit'e diğerinin ise Ezgi'ye ait olduğunu gördüm. İşte şimdi elimdesiniz. Kendisine teşekkür edip emeğinin hakkını da ödedikten sonra eve gelip odamıza girdik. Bir an evvel dosyaları incelememiz ve planımızın ikinci aşamasını belirlememiz gerekiyordu.

Dosyaları inceledikçe içimde ki endişe mutluluğa dönüşmeye başladı. Bekleyin bakalım küçük sıçanlar! Sizinle avını sıkıştıran kedi gibi oynamazsam bana da Alya demesinler!

***

EZGİ SEDEF

Anne adı: Hatice
Baba adı: Mehmet
Doğum tarihi: 08.03.1991
Doğum yeri: Elazığ
Kardeş sayısı : 3
Mesleği : Öğrenci
Anne-Baba durumu : Sağ
Anne mesleği : Ev hanımı
Baba mesleği : İnşaatçı

Ezgi SEDEF : Şu anda öğrenci. Gazi üniversitesi Isletme Fakültesi'nde 2. sınıfta okuyor. Ailesi muhafazakâr bir aile olduğu için ilk başta kendisini Elazığ'dan Ankara'ya göndermek istemiyorlar. Fakat kendisi okumak istediğini söyleyip onları ikna ediyor. Ailesinin derslerinin durumundan kesinlikle haberi yok. Ama kendisinin 6 tane alttan dersi var. Muhtemelen okulu uzatacak.

Hayatında hiç erkek arkadaşı olmuyor. Ama 3 yıl önce merak edip gittiği bir barda tanıştığı biriyle cinsel bir beraberlik yaşıyor ve bu beraberlik sonunda hamile kalıp bir çocuk aldırıyor. Yine bu durumdan da ailesinin bilgisi yok.

Ezgi'nin beraber olduğu adam : Erkan KARA. Gazi üniversitesi İktisat Falültesi. 3.sınıf öğrencisi. Sarhoş bir anında barda tanıştığı bir kızla olan berberliğini hayatının en büyük hatası olarak görüyor. Kız daha sonra kendisine gelip hamile olduğunu söylüyor ama kendisi baba olmaya hazır olmadığını , özelliklede tek gecelik bir maceradan doğacak bir çocuğa sahip çıkmayacağını belirtip durumu reddediyor.

***

Ferit YILMAZER

Anne adı: Havva
Baba adı: Bilinmiyor
Doğum tarihi : 05.09.1987
Doğum yeri: İzmir
Kardeş sayısı : Tek çocuk
Anne baba durumu: Anne sağ-baba bilinmiyor
Anne mesleği: Gazinoda şarkıcılık yapıyor
Baba mesleği: Bilinmiyor

Ferit YILMAZER: Gazi Üniversitesi'nde maliye öğretmeni olarak görev yapıyor. Aile ortamında yetiştiği söylenemez. Annesi gazino da söylediği şarkıdan sonra ilave olarak kendisini davet eden erkek olursa evlerine gidiyor. Bu işlerden birinde hamile kalıyor. Bu sebeplede babası bilinmiyor. Ferit dünyaya geldiğinde dahi mesleğine ara vermeyip devam ediyor. Bütün bunlar Ferit'in gözlerinin önünde gerçekleştiği için Ferit küçük yaşta olayı kavrayamasa da büyüdüğünde annesinin ne iş yaptığını anlayıp ondan uzaklaşıyor. Bir daha da annesiyle görüşmüyor. Bu durum kadınlardan nefret etmesine sebep oluyor.

19 yaşına geldiğindeyse bir kızı seviyor. Kıza kendini fazla kaptırıyor. Onu hem sevgili yerine hem de sevgisini hiç tadamadığı annesinin yerine koyuyor. Ama Ferit en yakın arkadaşıyla beraber sevdiği kadını aynı yatakta gördüğünde kızdan ayrılıyor. Kendisini toparlaması çok uzun zaman alıyor.

Ferit'in sevdiği kız: Defne DERİN. Ferit ile beraberlikleri Ferit'i aldatmasıyla son buluyor. Zaten o adam kendisine neden o kadar bağlanmıştı onada anlam veremediği için bu durumu fazla umursamayıp hayatına devam edebiliyor.

***

'Vayy neler de var bu dosyalarda. Şimdi bir plan kurmam lazım' Diye düşünürken Gülay Ferit'in dosyasından bir fotoğraf çıkarttı ve şaşkınlıkla çığlığı bastı.

''Abla bakar mısın. Bu kız Defne olmalı''deyip fotoğrafı bana uzattığındaysa bende aynı oranda şaşırdım. Ama bu nasıl olur? Fotoğraftaki kız ... bu kadarı kesinlikle tesadüf olamaz. Bu çok fazla! Allah'ım bu kız aynı ben !

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now