BÖLÜM -22- ''Karşılaşma''

8.3K 397 28
                                    

Uyandığım da bugünün büyük gün olduğunun farkındaydım. Değişimimden sonra ilk kez Ferit'in karşısına çıkacaktım ve her ne kadar belli etmek istemesem de endişeliydim. Oyunumun farkına varmasından ve Defne olmadığımı anlamasından korkuyordum . Ama bu yola bir şekilde girmiştim ve artık geri dönüşü yoktu. Neticede alınması gereken bir intikamım ve onarılması gereken bir kadınlık gururum vardı.

Gülay'la yeni evimizde ilk kahvaltımızı yaparken ona düşüncelerimi açıkladım. Ferit'in karşısına çıkmak istediğimi söylediğim de endişelendi ve alel acele

''Öyle pat diye çıkamazsın karşısına abla. Hem dikkat çekmemeli hem de olaylara doğal bir hava vermelisin''diye cevap verdi.

''Biliyorum canım.  O yüzden tesadüf süsü vermeyi düşünüyorum. Ne de olsa komşuyuz'' deyip göz kırptım. Hızlı hızlı bir şeyler atıştırdıktan sonra saate baktım. Sabah'ın 09.00'uydu ve eğer bir aksilik olmazsa birazdan Ferit okula gitmek  için evden çıkacaktı. Hemen hazırlanıp bende evden çıktım ve  köşedeki binanın arkasına saklanıp Ferit'in evden çıkmasını beklemeye başladım. Tesadüfi bir hava vermek istiyordum. O yüzden de Ferit tam köşeyi dönerken bende birden çıkmış gibi yapıp çarpışacaktık. En azından benim planım buydu. İşe yarayacağından eminim. Tamam biliyorum çok klişe ve bu sahne Türk filmlerinde çok çekiliyor ama benim filmlere olan merakım ortada değil mi? Ayrıca o filmlerin olumsuz sonuçlandığını henüz görmedim. Bu kadar insan yanılıyor olamaz!

Kendi içimde yine çelişkiler yaşarken Ferit'in evden çıktığını gördüm ve saklandığım duvara daha da sindim. Bana doğru yaklaştığını fark ettiğimde içimden üçe kadar sayıp bende köşeyi dönüm. Ve işte budur! Hemen bir alkış alayım lütfen.Mükemmel zamanlama. Çünkü köşeyi dönmem ile birlikte Ferit'e çarpmam bir oldu. Önce ne olduğunu anlamadı ama daha sonra sonsuz güzellikte ki mavi gözlerini yüzüme odakladığında yaşadığı şaşkınlık görülmeye değerdi. Söylemiştim bu kadar senarist yanılıyor olamaz diye. Teşekkürler Türk filmleri, iyi ki varsınız!

''Dee..De.. Defne? '' diyebildi güç bela kekeleyerek ve ağzını hala kapatamamıştı. Bu hali öyle komik ve acınasıydı ki içimden kahkaha atmak gelse de kendimi tuttum ve gayet ciddi bir tavırla cevap verdim.

''Ferit?''

''Defne sen misin bu?''

''Ahh evet. Beni bu kadar çabuk mu unuttun yoksa?'' Deyip cilveli bir şekilde gözlerine baktığımda eli ayağı birbirine girmişti.

''Yo.. yo.. yookk . Ben şey, yani sen ne arıyorsun burada?''

''Hiç, her şehrin tadına baktıktan sonra biraz da Ankara da konaklayayım dedim'' diye cevap verdim.

''Nasıl yani? Burada bu yaşıyorsun?''

'' Evet yeni taşındım, ama sen neden bu kadar şaşırdın anlamış değilim, beni bilirsin hep konar göçer gönüllüydüm. Bir yere bağlı kalamam'' deyip dudağımın kenarına bir gülümseme yerleştirdiğimde Ferit'in gerildiğini anlamıştım. Sanırım geçmişi canlandırdım gözlerinde Ferit YILMAZER.  Ayy kıyamam, geçmişin geçmişte kalması ne acı!

''Şaşırmadım , sadece beklemiyordum o yüzden biraz afallamış olabilirim''

''Yani böyle olunca Şaşırmamış mı oluyorsun Ferit'' deyip her zaman onun yaptığı pis sırıtışı, bende ona yaptığımda gülmemek için kendimi zor tuttum. Adeta yeni yetme liseli gençler gibi titriyordu şuan karşımda. Demek on dokuz yaşında Defne'nin yanında böyleydiniz Ferit bey, ne kadar da hoş!

''Neyse Ferit. Seni görmek güzeldi. Artık gitsem iyi olacak'' deyip arkamı dönüp giderken umursamaz bir tavır sergilemek istemiştim. Bir kaç adım attım ya da atmadım ki Ferit'in sesiyle olduğum yerde kaldım.

''Defne!'' Tekrar Ferit'e döndüm ve

''Evet?'' Diye aynı umursamazlıkla yanıtladım.

''Şey , aslında diyecektim ki , acaba senin içinde uygunsa bir çay içmek ister misin?''

Ve evet ,balık yemi yuttu...

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu