BÖLÜM -28- ''Eyvah Erkan!''

7.4K 363 63
                                    

Saatlerce düşündüm. Ama tam anlamıyla bir karara bağlayamadım. Sanırım ne yapacağıma planımım gidişatına göre karar vereceğim. Eğer Defne başarısız olursa o zaman işin içine Alya'yı sokarım. Şimdilik bu şekilde devam etsin bakalım diye düşünürken Gülay'ın kanepede uyuyakaldığını fark ettim. Uyandırmak istemedim ve tıpkı onun bana yaptığı gibi üzerini örttüm. Yanağına bir öpücük kondurdum ve bende kendi odama geçtim. Yastığa kafamı koyar koymaz da uyudum diyebilirim.

***

Sabah gözlerimi enfes kokular eşliğinde açtım ve Gülay'ın yine mutfakta harikalar yarattığını anladım. Ağzımın suyu aka aka mutfağa gittiğimde tahminim de yanılmadığım için çok sevinmiştim.

''Günaydın kardeşlerin birtanesi'' deyip direk masaya oturduğumda

''Abla zaten bir kardeşin var,neyin kafasındasın'' deyip benimle dalga geçti. Bir de ben bu kıza sıpa deyince kimse inanmıyor bana. Keyifle yaptığımız kahvaltıdan sonra birlikte dışarı çıktık. Bugün ben işe gitmiyordum ve Gülay da akşam 7.00'ye kadar boştu nasılsa. Biraz kız kıza takılmaktan zarar gelmez.

Ankara'daki bir alışveriş merkezine gittik ve mağazaları rastgele gezinmeye başladık. Sonra en üst katına çıktık ve sinema için iki bilet aldık. Seans saatimiz geldiğinde salona girdik. Biletleri görevliye gösterip koltuklarımıza yerleştiğimizde film başlamak üzereydi. Heyecan içinde fregmanların geçmesini beklerken omzumda hissettiğim el ile irkildim. Arkama dönüp bana uzanan elin sahibine bakmak istediğimdeyse şaşkınlığım daha da arttı.

Eyvah!

Erkan!

O da bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Ve bu şaşkın bakışların altında aslında beni tanıdığını görebiliyordum. Şimdi 'üzgünüm benzettiniz sanırım' deyip inkar etsem daha riskli bir durum oluşacaktı. Çünkü eğer yalanıma inanmazsa bana yardım etmezdi ki bu durumda ben Ezgi'den intikamımı alamazdım. O yüzden fazla uzatmadan

''Sonra konuşuruz'' deyip önüme döndüm. Sanırım biraz panik olmuştum ve aklım Erkan'a takılmıştı. Çünkü izlediğim filmden doğru düzgün hiç bir şey anlayamadım. Film çıkışında salonu terk ettik ve kapıya çıkar çıkmaz Erkan tekrar kolumu yakaladı.

''Alya bu sensin. Gözlerime inanamıyorum çok değişmişsin ama sensin'' dedi hayretle. Bu hali beni güldürsede aslında eski halimi tercih ettiğinin de farkındaydım. Kim bilir belki beni gerçekten seven doğru insan Erkan'dı. Ama her ne olursa olsun ben bu şansı zaten yitirmiştim. Ayrıca kalbimi dinlediğimde de Erkan için değil -ne yazık ki- Ferit için çarpıyordu.

''Evet benim'' dedim gülümseyerek. Aslında ne yalan söyleyeyim Erkan'ı bile özlemişim. Aniden beni kollarının arasına alıp sarıldı ve

''İnanamıyorum sensin, gerçekten sensin'' dediğinde arada bir de geri çekilip yüzüme bakıyordu. Ve ben olduğumu görüp tekrar sarılıyordu. Yüzüne baktığımda bir iki damla yaşın aktığını farkkettim. Bu durum benimde gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Bu sefer ben ona sımsıkı sarıldım. Sen beni bu kadar çok mu sevmiştin be Erkan, peki ben bunu neden göremedim. Hep yılışık olarak adlandırdım seni, özür dilerim. Ama belli ki gerçekmiş aşkın..

''Tamam kucaklaşma faslınız bittiyse eğer bir yerlere geçip otursak mı acaba? Hem orada konuşmuş olursunuz. Bu böyle ulu orta olmadı sanki.'' Diyen Gülay'a döndük ikimizde. Erkan daha önce Gülay'ı hiç görmemişti. Bu yüzden tanıştırma gereği duydum ve

''Kardeşim'' dedim Gülay'ı göstererek. Erkan devam etmeme kalmadan

''Bende Erkan''dedi ve el sıkıştılar. Sonra Gülay'ın da dediği gibi bir yere geçip oturduk ve üç çay aldık. Erkan'ın bana merakla bakan gözlerinden her şeyi anlatmamı istediği anlayabiliyordum. Bende daha fazla uzatmak istemedim ve derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.

***

Bütün hikayeyi baştan sona anlatıp bitirdiğimde Erkan'ın gözleri yine dolu dolu olmuştu.

''Yani kendinden ödün verecek kadar çok sevdin Ferit'i öyle mi Alya'' dedi elimi tutarak. Bir yandan da gözlerime bakıyor vereceğim cevabı merak ediyordu.

''Sevmek değil de Erkan ,nasıl anlatsam bilemedim ki''

''Anlat Alya anlat. Anlat ki ben de seni anlayabileyim. Anlat ki sana yardım edebileyim''

''Zamanında çok sevdim Erkan, inkar edemem. Şuanda da Ferit'e karşı boş olduğum söylenemez. Ama dönüşüm yok ona kesinlikle. Unutamam yaptıklarını. Kendimden ödün vermem ise sevgimden değil inan bana. İntikam almak istediğim için. Gururumu kurtarmak istediğim için...'' elimi daha da sıktı .

''İnanıyorum sana Alya, hep inandım. Şuanda da gittiğin yol doğru değil farkındayım. Ama yine de yanında olduğumu bil'' dediğinde gözlerimde yaşlar birikmişti. Gülay'a baktığımda onunda benimle aynı durumda olduğunu gördüm. Erkan beni ne kadar saf, ne kadar da temiz sevmiş meğer. Ferit'in aksine...

Ben berbat bir insanım. Kirliyim... Erkan'ı da bu oyunun içine çekerek haksızlık yapıyordum. Saf sevgisini kirletiyordum. Kendime daha fazla engel olamadım ve

''Yapma Erkan'' dedim.

''Neyi yapmayayım Alya?''

''Sana söylediğim şeyi yapma. Ezgi'yle yatmanı istemiyorum. Bu çok adice!'' Dediğimde yüzünde güller açtı adeta. Elini yanağıma koydu ve

''Biliyordum. Dış görünüşün ne kadar değişse de sen eski Alya'sın. Benim Alya'msın... '' dedi. Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissettim. İçimde de küçük bir heyecan... hemen kendimi toparladım ve

''Evet değiştim. Ama sen beni ilk görüşte tanıdın. Bunu nasıl yaptın? '' diye sordum.

''Ne kadar değişirsen değiş tanırım ben seni Alya. Bakışlarından tanırım, gözlerinden tanırım, kokundan tanırım... Ruhunu tanırım ben senin Alya... ''

''Özür dilerim Erkan sana yaşattığım her şey için senden özür dilerim ''

''Yaşadıkların kolay şeyler değil ki. O kadar olaydan sonra aklına gelecek en son insandım belki de. Kızmadım sana merak etme''

Allah'ım bu adam ,bu kadar anlayışlı olmak zorunda mıydı? Ben neden onu sevemedim? Neden yanlış insana güvendim? Aklım bu düşüncelerle meşgulken yine istemsizce döküldü kelimeler dudaklarımdan

''Yaralarımı sarabilir misin Erkan? ''

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now