2.KİTABIN FİNALİ/ Perde 49

3.2K 459 229
                                    

Sevgili okur Ateşli Kanatlar Serisinin İkinci Kitabı Lider'in epik finaline hoş geldin.

İlk basıldığı zamanlarda okuyan herkes tarafından çok beğenilen ve yaklaşık beş sene boyunca konuşulan bir finaldir bu. Zira sonraki beş sene kitap çıkarmadım. Okullarıma odaklanmam gerekiyordu, durmadan çalışmam gereken zamanlardaydım.

Bir üniversiteden mezun olup yüksek lisansa başlamışken bir buçuk saat mesafedeki diğer üniversite de lisans okumaya başladım. İki üniversiteye yetişebilmek için yollarda koşturdum, geceleri ise uykusuz kaldım.

Şimdi bu satırları sana yazarken, düşündüğüm şey şu. Piyasadan beş sene uzak kalarak yazarlık kariyerime bıçak çekmiş olabilirim. Belki de öyledir. Ya da belki... Her şey olması gerektiği gibi oluyordur.

Bugün sen bu cümleleri okuyup, liderin finalini sonlandırdığında senden ricam şunları bilmen:

Ateşli Kanatlar Hikayesi, öylesine doğmadı. Uzun uğraşlar, koşturmalar, emekler ve göz yaşları içinde doğdu. Bir zamanlar, türkiyedeki yayınevleri fantastik türk yazar basmak istemiyorlardı. Nereye dosyamı göndersem gülümseyerek kabul ediyorlardı lakin dönmüyorlardı zira yaşım küçüktü ve türkiyede fantastik tercih edilmiyordu. Bu durumun emsali yoktu. Başka genç yazarlar yoktu, ithaki dışında fantastik türk basan yer yoktu. O da sadece bir tek kişiyi basmıştı. Ufak tefek büyümeye çalışan dağıtım ağı olmadığı için yazarlardan para isteyen yerler dışında kimse basmak istemiyordu.

Zira, halkımız romantik kitapları tercih ediyordu. Aşkı yazsın da ne yazarsa yazsın kafası vardı.

Ama ben durmadım. Devam ettim. Öyle bir koştum ki bazen rüzgar nefesimi tıpkı Cassie'nin uçarkenki olduğu gibi kesti bense durup soluklanmadım. Sadece koşmaya devam ettim. Red yesem de, yaşın büyü gel deseler de devam ettim. Biliyordum ki bir gün ben de yazar olacaktım çünkü hayat gayem her şeyden önce buydu. Bir yazar ve ressam olarak ölümsüz olmak istedim. Devam edecektim, ne olursa olsun.

Ve ettim. Romanımı tamamlayıp kargolarda sürünerek dosya gönderdim. Yayıncıların bir kısmı e maille çalışsa da dönem eskiydi, çoğu kargoyla dosya kabul ediyorlardı. Bu yüzden ben de onların istediği gibi gönderdim. Şimdi önüne geleni basan bir yayınevi eskiden sadece yabancı eserleri çevirip basardı. Onlarla olan konuşmam vardı mesela hiç unutmuyorum. Editörüyle telefonda konuştum. Neden basmıyorsunuz dediğimde, türk yazar basmıyoruz dedi. Ben de ... bu kişiyi neden bastınız dedim. O da dedi ki :D O, yayınevi sahibimizin arkadaşının kızı...

Kızı desteklediler. Elinden tuttular ve ilerlettiler. Bense güldüm :D buna kafayı takmak beyhude bir çaba olurdu çünkü torpilin içine girmediği tek bir yer bile yoktu, dünyada yani. O zamanlar instagram yeni yeni indirilen bilinmeyen bir uygulamaydı. Blogspotlar vardı. Benim gibi kitap bloggerları, sayfa açar okudukları kitapları oradan tanıtırdı. Bu sebeple hemen her yayınevinin içini ve işleyişini biliyordum.

O zamanlar öğrenmiştim.

Bir şey istediğinizde ve insanlara söylediğinizde, sıradan insanlar bunun neden mümkün olmadığı ile ilgili size milyarlarca sebep sayabilirler. Kimse de size çıkıp hayallerinizin neden gerçekleşebileceğine dair bir kanıt, gerekçe sunmaz.

İsterler ki, herkes onlar gibi olsun. Toplum gibi yani, toplumun geri kalanı gibi. Normlara uyan, ders çalışan, okul okuyan, kuralları bilen, sınırlara özen gösteren çünkü sanat dediğin, norm dışıdır. Kalıba uymaz, taşar. Farklıdır, insanlar farklıyı sevmez. İnsanlar, kendilerine benzeyeni sever. Farklı, onları korkutur.

ATEŞLİ KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin