Perde 79- Evlenmeye Ne Dersin?

2K 177 24
                                    

Sevgili melez, keyifli okumalar diliyorum.

Şarkı:Amy Winehouse- Back To Black

Şarkı:Amy Winehouse- Back To Black

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapıda duruyordum.

Parmaklarım zilin hemen üzerindeydi ama basamamıştım.

Hemen yanımda Bethany hala nefes nefese halde Aloha'nın bedeninin olduğu torbayı tutuyordu. Kendimi hazırlamak için yaptığım o acınası hayali diyaloglardan sonra bile ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Midem tekrar tekrar ağzıma geliyor ben ise her seferinde o uğursuz kusmuğu yutuyordum. "Zile basmakla başlayabilirsin Cass." Beth aramızdaki tuhaf sessizliği sonlandırmıştı. Kararsızlığımın farkındaydı. Kendi uzuvlarının altında neredeyse ezilen Aloha bile kararsızlığımın farkında olabilirdi.

"Tamam, basıyorum," dedim tereddütle. Ardından sağ elimin işaret parmağı zile değmeden hemen önce kapı uyuz bir gıcırtı sesiyle açıldı. Karşımda gri saçları karman çorman olmuş irileşmiş gözleriyle bana bakan bir ejderha duruyordu.

"Hayal mi görüyorum?" diye mırıldandı ejderha. Ardından siyah saçlı bir kadın omzunun arkasından başını uzattı. "Hayır, onu ben de görüyorum," dedi kadın gözleri önce bana sonra kocaman bir torba tutan Beth'e kaymıştı. Kadının bakışları göğsümün üzerindeki armaya değince etiketi söküp çıkardım. "Dirilişten değiliz. Yani ben değilim." Başımla arkadaşımı işaret ettim. "O Dirilişten." Susup bir süre birbirimizi inceledik. "Ama bak ne diyeceğim? Beni yargılayacak konumda değilsin. Diriliş için çalıştığını biliyorum. Şimdi Diego," dedim ejderhaya dönerek "Bizi içeri alır mısın?" Diego göz ucuyla annesine baktıysa da kapının önünden çekilip bizim için ardına kadar açtı.

Beth cılız bir teşekkürle torbasını sürüklerken Keranu hala beni izliyordu. "Aidan nerede?" diye sordum kapıyı ardımdan kapatırken. Kadının simsiyah irisleri sanki bu mümkün olabilirmiş gibi daha da karardı. "Ah, anladım! Sen şu hayatını mahveden kızsın. Cassie."

Bomboş suratına baktım. İblis kadın ben yanıt vermeyince durulur gibi oldu.

"O ikisi sevgili. Yani Cass, Aidan'ın hayatını mahvetmiş olmuyor." Diego antreye konan dev ceset torbasına meraklı gözlerle bakıyordu. "Aidan içeride," dedi dalgın dalgın. "Onu uyandıramadık. Bizimkiler hayatta olduğunu söylüyor ama." Başını kaldırınca gözleri benimkilerle buluştu. "Kızıl derili ailelerim yani. Ona aklına gelen her hayvanın türlü vücut sıvılarını içirdiler. Gel seni götüreyim." İkimiz de torbanın üzerinden atlayarak Keranu ve Beth'i arkamızda bıraktık.

Daha önce vampirlerle savaştığım odaya girmeden hemen önce gözlerim koridorun sonundaki Diego'nun odasına takıldı. Her şey berbat olmadan önce sevdiğim adamla seviştiğim odaya.

Hüzün göğsümü sıkıştırınca aklıma üşüşen düşünceleri kovaladım.

Oradaydı. Daha önce dinlenmek için Katze'nin ve benim uzandığım üç kişilik eski bordo koltukta yatıyordu. Altında temiz beyaz bir çarşaf vardı. Üzerinde ise Diego'nun olduğuna yemin edebileceğim örümcek adamlı bir pijama takımı vardı. Alnında beyaz ıslak bir bez, hemen yanındaki sandalyenin üzerinde ise kocaman büyük suyla dolu bir kova duruyordu. Koyu kahve saçları geriye taranmıştı. Kesiklerin olduğu yaralı güzel yüzü ise huzurlu bir uykunun tesirinde gibiydi.

ATEŞLİ KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin