Perde 65-Kaçıklar Kafilesi

2.5K 245 67
                                    

Selam ördeem!

Keyifle oku, oy ve yorum bırakmayı unutma. Öpüldün...

Şarkı:Lacuna Coil-Tight Rope xx

Şeytan hakkında pek çok şey söylenir.

En bilineni, şeytan hilekârdır. Sözleri kalbinizi zehirler ama kimse beni gözleri konusunda uyarmamıştı. Burada durmuş şeytanımın tatlı kahverengi gözlerine bakarken düşündüklerim buydu. Benim için cenneti bırakmıştı ve bu kulağa pek çok açıdan mantık dışı geliyordu. Küçük zararsız bir eylem gibi değildi, bir şeyleri kökünden değiştiren bir karardı.

"Ne düşünüyorsun?" Parmağım Aidan'ın o en çok sevdiğim, kemirilesi dolgun alt dudağında geziniyordu. Evrendeki yakışıklı erkekler pastasındaki en kremalı dilimi benim alacağımı kim bilebilirdi ki?

"Hiç." Bunun üzerine şeytanım güldü ve parmaklarım bembeyaz dişlerine değdi. Onunla ilgili her şey inanılmaz derecede güzeldi. Zihnimde Aidan'ın bana kötü geldiği bir ânı var mı diye aradım. Öldüğü gün... Ölürken bile kusursuzdu.

"Ah, ne oldu?" Aidanhell'in dövüşmekten nasırlaşmış avuç içi yanağımda gezinip gözlerimin hemen altında durdu. "O kadar çirkin miyim? Bana bakınca ağlamak mı istiyorsun?" Şaka yapıyor olmalıydı. Ne söylediği hakkında hiçbir fikri yoktu ama yine de sözleri üzerimdeki umutsuz auramı dağıtmama yardımcı oldu.

Kendimi bedeninde biraz yukarı çekip gözlerine daha dikkatli baktım. "Gözlerini kırmızı yapsana." Aidan kahkaha atmak için başını geriye atınca siyah kâkülleri uçuştu. Kalbim hızlanıyordu. Ona bayılıyordum. Ona bu kadar bayılırken kaç defa öpüşmüş olabileceğimizi düşündüm. Beş on... Bu kadardı. Tüm bu çılgınca koşturmacalar arasında onu öpemiyordum bile. Onunla öpüşemeden yaşlanıyordum.

"Şimdi de somurtuyorsun. Düşünceli Cassie ifadesi." Boşta kalan elimi tutup işaret parmağımı hafifçe ısırdı. "Hey! Daha zor yolculuklarımız olmuştu. Marcus'un üzerimize kustuğu yolculuğumuzu hatırlıyor musun? Tanrım, ne yemişti o herif?" Kıkırdadım. "Asla bir kurda pizza yedirme." Gülerken kirpiklerinin dağılmasını izledim. Bu kadar zahmetsiz bir şekilde böyle mükemmel görünebilmesi kalbimi acıtıyordu. Yaşadığımız tüm o çılgın şeylerden sonra yeniden bir araya gelmiştik. Ona onu sevdiğimi söylemiştim, o ise...

Aidanhell gülümsemeyi bırakıp derin bakışlarıyla beni taradı. Ona âşıktım. Ve bu muhtemelen sonumu getirecekti. Derin bir nefes alıp alnımı alnına yasladım. Gözlerimi kapattım. "Kardeşimi Bethany'den alacağız. Hırsızları şişleyeceğiz ve vampirleri toplayıp geleceğiz." Kraliçeleri olduğum için bir ırkı yok edemezdim, bu beni şeytanların gözünde faşist yapardı ama eğer direnirlerse başka şansımız kalmayacaktı. "Vampirleri öldürmemiz gerekirse Katze'nin suratına nasıl bakacağımı bilmiyorum."

Aidan alnı alnımdayken hafifçe başını salladı. "Beraber üstesinden geleceğiz." Tuttuğum nefesimi bıraktım. Keşke evren şu gözlerimi kapadığım birkaç saniye için var olsaydı. "Aidan," dedim içinde bulunduğum ânı uzatmaya çalışarak. "Bana bir söz verir misin?" Bunun üzerine Aidan alnını çekip kulak mememi hafifçe dişledi. Gözlerimi açıp kucağında zıpladım. "Hey, ciddi bir şey söylemeye çalışıyorum." Ama şeytanım hiç benim havamda değildi. Üzerinden buram buram tatlı kokular yayılırken muziplik peşindeki gözlerini deviriyordu.

"Sözler ve yeminlerle aram pekiyi değil, biliyorsun."

Haklıydı.

Direttim. "Bu çok önemli." Ciddi görünmeye çalışırken kollarından ayrılmak için yeltendim ama Aidan kaşlarını çatıp beni sımsıkı kenetledi. "Pekâlâ, o zaman söz." Şaşkınlıkla açılan ağzımı kapadım. Öküzüm yontuluyordu!

ATEŞLİ KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin