Perde 73- Lilith'in Gözyaşları

1.6K 198 81
                                    

Bir sonraki bölüm üçüncü kitap Diriliş'in finali...

Sonra yol bizi dördüncü kitaba götürecek...

Keyifle oku!

Şarkı: WT- The Purge

Lucifer, bekliyordu.

Şeytan, çukurun kül kokulu atmosferini içine çekerken bir anlığına gözlerini kapadı. Geleceğini hissetmişti ama bunun bu kadar çabuk olacağını hiç düşünmemişti. Onca zaman sonra şimdi sevdiği kadın onu görmek için unutulmuş toprakların da altına, yeryüzünün bir diğerine bağlandığı o karanlık dipsiz çukura inecekti.

Lucifer gözlerini açıp bir çift parlak boynuzun süslediği başını yukarı, göğe kaldırdı. Çukuru tasarlarken öyle derin olsun istemişti ki, buradan bakan bir ruh bir daha asla güneşi göremezdi. Şimdi Lucifer, kendi yarattığı cehennemde tutsak olmuşken bir daha güneşi göremeyeceğini düşündü, istemiyordu da zaten. Güneş, Tanrının harikalarından biriydi. Şeytan için bu aydınlıktan bile daha beterdi.

Ayaklarının altındaki zemin titreyince iblis omuzlarını süsleyen, daha önce kimsenin görmediği büyüklükteki dev kanatlarını sırtının içine çekti. Gelene bakmak için yavaşça arkasını döndüğünde cennetten kovulduğundan beri atmayan kalbinde bir sıcaklık filizlendi. Lucifer tutkuyla sevgiyi bilirdi, insanlık tarihinin en büyük manipülatörü, hilekârların atasıydı. Ama aşk bile Lucifer'ın iyi olduğu konulardan biri değildi.

Yaratılanların en ateşlisi, heybetinin yansıması olan ağır adımlarla çukurun kan kokulu zemininde yürüyordu. Buraya gelmeyi hiç istememişti ama geçen onca seneden sonra artık buna mecburdu. Hiç yüzleşemediği o acımasız adamın gözlerine bakmaya mecburdu.

İki kutsal varlık karşılaştığında, zamanın çarklarından biri durdu. Yelkovan akreple çarpıştı ve saatin yay tamburu yörüngesinden çıkıp daireler çizerek sonsuzluğun içinde kayboldu.

Ne kötü bir adam, diye düşündü Lilith.

Ne güzel bir kadın, dedi Lucifer.

Ve bir araya asla gelmemesi gereken iki varlık, aynı kül kokulu havayı solumaya başladı.

"Buraya bir daha gelmezsin sanıyordum," dedi Işık Taşıyan Başmeleklerin en eskisi Lucifer, gözleri hâlâ dişi şeytanın üzerindeyken. Lilith'den ayrı kaldığı asırlar boyunca hep onunla karşılaşacağı ânı düşünmüştü. Ne diyecekti? Özür mü dileyecekti? Tüm yaptıkları için. Lilith onu asla affetmezdi. Lucifer, yaratılanların en kurnazı da bunu zaten biliyordu. Aşkı bildiğini sanıyorlar, dedi oğullarını düşünerek. Aşk... Lilith demekti.

"Buraya bir daha gelemem sanıyordum," dedi Lilith. Kızıl gözleri çukurun her bir zerresinde oyalanırken Lucifer'a bakmamaya çalıştı. "Bir baba olarak oğullarının canı senin için önemli değil mi?"

Lucifer'ın dudakları keyifle yukarı kıvrıldı. Konuşmaya başladığında en az boynuzları kadar keskin olan gözlerinde karanlık bir ifade vardı. "Ya sen? Kızının canının değeri yok mu?" Bakışlar öldürebilseydi eğer, Lilith şeytanı küle çevirirdi. Hiddetli bir nefes dişi şeytanın zarif burnundan süzülürken, "Bunu tüm varlıklar içinde kızımı benden alan adam mı söylüyor?" dedi.

Lucifer bir an için karşısındaki kadının gözlerine bakakaldı. Ve o bir an yapabilseydi eğer, parçalara ayrılan zamanı tamir eder ve bu ânı sonsuzluğa hapsederdi. Ama sonra kadının eğer ilgisini yitirirse yine çekip gideceğini düşündü.

ATEŞLİ KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin