15

273 45 24
                                    

"Emir bak yemin ederim elimde kalıcaksın rahat bırak beni ya!" sinirle saçımla uğraşan Emir'in elini ittim.

Voleybol idmanı yapmam gerekiyordu. Aradan iki hafta geçmişti restorantta çalışma süremi doldurup hastane kontrollerimi de bitirip okula dönmüştüm. Kollarım ve bacaklarımda çok fazla morluk kalmamıştı sadece morluklar iyileşmeye başlayıp sararmışlardı.

Ve evet sınavlardan başarılı bir şekilde geçmiştim. Son üç saat yaptıkları sınavları saymamışlar. Müfettişi gözetmenlerden biri şikayet etmiş bu yüzden ne kadar düşük olsa da o sınavlarım kötü durumda olduğumu göz önüne aldıkları için ilk yaptıkları sözlüleri ve sınav notlarını değerlendirip iyi bir bildirge yayınlayarak okulu aklamışlardı.

Sırtımda hala açık yara vardı biraz rahatsız ediyordu. Emir de at kuyruğu saçımın onu sinir ettiğini söyleyip bozmuştu saçımı.

Zaten at kuyruğu hareket ettiğimde sırtıma çarptığı için canımı yakıyordu çözüp topuz yapıcaktım ama beni sinir etmek üzere bir olay çıkarmayayım diye idmanda da beni izliyordu ve asla rahat bırakmıyordu.

"Sen sus. Becerebilseydin başta öyle toplardın- Çeksene kızım elini topluyorum ben işte!" diye çıkıştığında sinirle elimi indirip bekledim. İşini bitirsin yaptığı saçı çözüp kendim bağlardım zaten.

"Uykunda boğacağım seni." diye mırıldandığımda gülüp "Beklerim eğlence olur." demişti.

Sonunda saçlarımla uğraşmayı bıraktığında bozmadan önce elimle yoklayıp nasıl bir şey yaptığını anlamaya çalıştım. Topuz mu yapmıştı? Hayır kuş yuvası bir topuz da değildi. Uzun saçlarımı hızlıca örüp sıkı bir topuz yapmıştı örgülü saçlarımı.

"Saç örmeyi nereden biliyorsun?" derken şaşkınca ona baktım. Sormazdım böyle şeyleri merak etmezdim. Etsem bile sormamalıydım. Sana ne diyebilirdi bu riski niye alıyorsun aptal kız?!

"Çok aman aman bir şey değil ya annemin saçını örüyordum eskiden baya unutmuşum aslında yaparken hatırladım azıcık." diye açıkladığında başımı salladım. Beklediğim tepkileri vermiyordu.

Bana yine çok ters davranıyordu ama normal konuşabiliyorduk. Pek konuşuyoruz diyemem. Ben anlatmıyordum ya da o bir şey demeye başlamıyordu. Sormayacakken soru soruyordum o da cevaplamayacakken cevaplıyordu.

Tuhaf bir iletişimdi.

"Hadi hadi hadi! Oyalanmayın! Emir çık hadi sahadan senin idmanına daha çok var." diye azarlayan Serap hocaya gözlerini devirip izleyici koltuklarına geri döndü.

Uzun süre sonra burada olmak tuhaf hissettirmişti ama umursamaz halim baskın olduğu için takılmadım. Bazı kızlar aynı sinirle bana baksa da çoğunluk bana alışmıştı. Meryem sürekli benimle konuşmaya çalışmıştı.

Ve evet sinirlendiğim aşamada Emir beni çekiştirerek ondan uzaklaştırmıştı.

Atılmamak için bana bebek muamelesi yapması sinirlerimi oynatıyordu ve onunla kavga etmemde hiçbir sorun görmemesi daha da canımı sıkıyordu.

"Isınma maçına başlayın. Sorun istemiyorum." Serap hoca ufak tefek taktikler söyleyip maça yön verirken rahatsızca izledim oyunu. Top bana gelmiyordu.

Maç değil de daha çok kendi aralarında oyun oynuyorlar gibiydi.

Umursamaz halimden sinirli halime geçiş yaparken topu karşılamak üzere olan kızın önüne geçip sertçe topu karşıya gönderdim. Kız benim yüzümden yere düşmüştü ve karşıya geçen top kızın kafasına çarpıp onu da yere düşürmüştü.

Kim Ölü Kim DiriOù les histoires vivent. Découvrez maintenant