30

86 20 12
                                    

Emir Kayaalp

"Hocam günaydın Emir sınıfta mı müdür çağırıyor." Nöbetçi öğrenci kapıda durup neredeyse uyuyan din kültürü öğretmenine seslendiğinde adam bir an afallayıp başını salladı.

"Neye başını salladığını bile bilmiyordur Allah bilir." Homurdanarak yerimden kalkıp Asyaya bakmadan kapıya ilerledim.

Yine ne yaptın bakışı attığını biliyordum.

Sabah sabah kodumun piçiyle konuşmak için evden kaçar gibi çıkması kanıma dokunuyordu. Öldürecektim lan ben çocuğu dövmekten!

Seni öldürmeye çalışan adamın yanına nasıl gidersin aklım almıyor ya!

"Emir! Kendine gel kime diyorum?!" Gözümün önünde parmak şıklatılınca kendimi toparlayıp önüme baktım. Ne ara bütün koridoru bitirip odaya girip koltuğa kurulmuştum emin değildim.

Önümdeki sehpaya ayaklarımı uzatıp aşırı küstah bir tavır takındım kendimce. "Hayırdır peder? Çok mu özledin beni?"

"İndir lan ayağını maymun!" enseme sertçe vurduğunda gülerek ayaklarımı yere indirdim. "Özlemeye fırsatım mı oluyor sanki?"

"Yaaa." diye mırıldandım küçük bir kız sevecenliğinde. Nasıl yaptıysam artık yüzünü öyle bir buruşturdu ki dudakları burnuyla burnu da kaşlarıyla birleşti resmen. "Ben de seni özledim ayıpsın."

"Sus sus sabah sabah annem bütün özlemimi çekti. Niye gitmiyorsun lan kadının yanına?!"

Haaaah! Şimdi sıçtım işte.

Annem gözaltına alınınca canım bey babam çalıştığı için bana bakamazdı o yüzden benim next babaannem -aşırı küfürbaz- büyüttü. Uzun bir süre onunla yaşadım ağzımın biraz bozukluğunu ve sinirimi tamamiyle ondan aldım.

Yoksa ben çiçek gibi çocuktum.

Tabi ben her gece dayak yemiş halde gelince bi tur da o saydırdı bana. Sağ olsun hakkını ödeyemem bi gece ben eve gelmeyince mekanı basıp karşımda beni yere yatırmış döven adamı kaldırıp fırlatmıştı.

Meğer babaannem eski halterciymiş. Esaslı kadındır valla. Başına iş açınca baktım böyle olmuyor ayrı eve çıktım mecburen.

Genelde ziyarete gider güzel bir fırça yer beraber meyve soyar gününe gelen kadınların dedikodusunu yapardık. Düşününce özlemiştim açıkcası.

"Bu aralar biraz hayranlarım bırakmıyor ama aklı kalmasın özel imza için her zaman başımın üstünde yeri var Nuriye sultanın." Derken genişçe gülümsedim. Fena fırçalayacaktı beni.

"Öyle mi beyfendi? Bu hayranların evinden çıkmıyor olabilir mi?" dediğinde gülüşüm yavaşça silindi. "Mal gibi bakarsın öyle denyo herif seni." derken tavrına gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ayıp oluyor ama sen bir eğitimcisin. Yakışıyor mu hiç?"

"Bırak zevzekliği. Gece gündüz komşularından şikayet geliyor. Yok öğrenci diye bir şey demiyoruz ama giren çıkan belli olmuyorlar. Yok gece gece gürültüler. Geç saatlerde eve geldiğini biliyorduk zaten ama eve kız atmak ne lan?!" Sinirle yerinden kalktığında umutsuzca önüme döndüm.

Keşke yerde halı olsaydı. İyi izlenirdi ya.

"Ulan kaç yaşındasın sen?! Erkenden baba olmaya karar verdin de haberimiz mi yok?! Neyle geçindiriceksin kendini aptal merdiven alto işinle mi?! Derhal çeki düzen vericeksin kendine!" Sinirle yakamdan tuttuğunda derin bir nefes verdim.

Kim Ölü Kim DiriWhere stories live. Discover now