16

305 45 33
                                    

Asya Esendemir.

-

"Günaydın sınıf. Bu ders serbest bırakıcam sizi performans ödevlerini puanlayacağım o yüzden sessizce istediğinizi yapabilirsiniz." Hoca yerine geçip bir yığın dosyayı masaya bırakıp derin bir nefes vermişti.

Yarı açık gözlerimi kapatıp başımı koluma yaslayarak uyumaya devam ettim. Ambulans geldiğinde annemle gitmemiştim. Evde her yeri temizleyip kapıyı da kilitledikten sonra uyumaya çalışmıştım ama her an biri gelicekmiş hissinden kurtulamadığım için uyuyamamıştım.

Sınıfın kapısı sertçe kapanınca kaşlarımı çatarak o tarafa baktım. Emir sınıfta hoca yokmuş gibi hiçbir şey söylemeden içeri girmiş hoca ile göz göze gelince de umursamayıp sıraya doğru yürümeye başlamıştı.

Uykulu görünüyordu. O da mı uyuyamıyordu yoksa yapacak şeyleri olduğu için mi uyumamıştı? Niye bunu düşündüğüme anlam veremezsem sırama bıraktığı siyah şeffaf dosyaya kaşlarımı çatarak baktım.

"Hocaya versene uğraştırma beni." deyip arka sıraya geçip kafasını sıraya koyduğunda anlamsız bakışlarımla rahatsız etmeye çalışıyordum. Amacıma ulaşmış olacağım ki oflayıp alttan alttan bana baktı. "Versene."

"Uşağın mıyım? Git kendi işini kendin hallet." dediğimde gözlerini devirerek üzerimden uzanıp dosyanın ilk sayfasını açtı. Omzuma denk gelen koluna sert sert bakarken ilk sayfayı görüş hizama getirdi.

"Bak ne yazıyor? Ortak ödevdi ama asla hatırlamadığın o performans ödevi. O kadar yaptım bi zahmet teslim et." deyip kolunun omzumda kalmasını umursamayarak kafasını sıraya yaslayıp uyuklamaya devam etti.

Yap mı dedim sanki? Yapmasaydın bana ne? demek istesem de uykulu hali ile daha fazla bezmiş gibi bakmasını istemediğim için omzumda duran kolunu kendi sırasına koyup yerimden kalktım.

Uykusuzluktan kızaran gözlerimi gözlerimi kısarak daha az acımasını umarken yavaş adımlarla ilerlediğim öğretmenin masasına bıraktım dosyayı. Bacaklarımda güç bile bulamadığım için sırama geri dönüp duvar kenarına oturduğumda hocanın tiz sesi ile kulaklarımı tıkamak istemiştim.

"Asya? İnanamıyorum sen ödev mi yaptın? Son zamanlarda gerçekten kendini geliştirmek için ne kadar uğraştığını görüyoru-"

"Kısa kessek?" Hocanın lafını ağzına tıkarken heyecanı bir anda söndü. "Ayrıca ödevi ben yapmadım." deyip iyice tadını kaçırdım hocanın.

"Ne demek yapmadım? Emirle adın yazıyor ödevin üstünde ikinizin ödevi değil mi beraber yapmadınız mı?" Hoca kaşlarını çatarak yerinden kalktığında Emir sırasından oflayarak kalkıp yanımdaki boş sıraya oturup hocanın beni görmesini engelledi.

"Bütün övgüyü almak istemiyor naz yapıyor hocam." deyip beni susturmak adına gözlerini kısarak baktığında onu umursamayarak kafamı kollarımın üzerine koyup uyumaya çalıştım.

"Güzel güzel. Anlıyorum Asya için yeni şeyler sorumluluk spor ödev falan. Takdir ediyorum." deyip masasına geri oturduğunu duydum hocanın.

Nasıl da ihtiyacım vardı takdir edilmeye çok naz yapıyorum.

Yanımda oturan Emir kalkmamıştı ve sanırım omzuma değen omuzlarından onun da kafasını sıraya yaslayıp uyuduğunu anlıyordum.

Ne kadar uyuduğumdan emin değildim. Üzerimde Suat amcanın verdiği siyah kalın örme kazak vardı. Biraz da olsa sıcak tutuyordu hem de bol olduğu için rahatsız etmiyordu.

Birçok kez uyanıp geri uyumuştum ve her hareket etmek istediğimde Emir huysuzca mırıldanıp beni yerime geri oturtmuştu ve zorla uyutmuştu resmen.

Kim Ölü Kim DiriWo Geschichten leben. Entdecke jetzt