19

230 28 10
                                    

Asya Esendemir

~

Uyuyamıyordum.

Emir'in belimi saran eli olmasa çoktan düşmüştüm belki koltukdan. Ağlamayı çok uzun zaman önce bırakmıştım ama şu an ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.

Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için sessizce birkaç kez seslendim. Aradan birkaç saat geçmişti uyuyabilirdi. Kafamı göğsünden çekip yüzüne bakmaya çalıştım. Düzenli nefes alıp veriyordu. Yavaşça kolunu kaldırıp yerimden kalktım.

Onu uyandırmamak için yavaş adımlarla banyoya ilerledim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Banyonun kapısına bakarken daha da rahatsız oldum. Aynı şeyleri yaşar mıydım bir daha?

Nasıl da çabucak atlattığımı sanmıştım.

Titriyordum.

Kollarımı bedenime sararken banyo kapına bakarak yere oturdum. Çığlık ata ata ağlamak istiyordum. Bütün gücümle bağırmak. Boğazım acıyana kadar haykırmak istiyordum. O gün ağlamamıştım ama şimdi o günden çok daha çaresiz hissediyordum. Ne olacaktı polis gelmeseydi? Ne olacaktı bağırıp sesimi duyuramasaydım?

Titremem daha da şiddetlerinin yanaklarımın ıslandığını hissettim. Tekrar tekrar canlandı o kapının kırılışı. Tekrar tekrar hissettim adamın ellerini kollarımda ve bacaklarımda. Hıçkırırken daha çok sarıldım kendime.

Çocuktum ben. Güçsüz çelimsiz bir çocuktum sadece. Neye gücüm yetecekti eğer kimse gelmeseydi? Öldürür müydü sonra beni? Ya da saatlerce devam mı ederdi? Ben öldürür müydüm fırsatım olursa onu? Ya da kendimi öldürür müydüm sonra?

Yaşayabilir miydim sonrasında?

Şimdi de yaşayamıyordum. Uyumak bir yana gözlerimi bile kapatamıyordum. Evim yoktu. Ailem yoktu. Ne olacaktı o adamın benimle işi bittiğinde? Ne yapacaktım?

Kabuslarım bitmiyordu. Sürekli ölüyordum. Sürekli parçalanıyordum. Sürekli öldürülüyordum. Nefes alamıyordum.

Şimdi de nefes alamıyordum.

Ne zaman ışık açılmıştı anlamamıştım ama banyonun kapısı açıldığında yerimden sıçrayıp geri geri sürüklemiştim kendimi.

Bir an Emir olduğunu kavrayamadığım için ağlamam şiddetlenirken kafamı dizlerime gömdüm utanarak.

Gözyaşlarımı görmemeliydi. Ben böyle biri değildim.

"Asya." Kaldırmadım kafamı. Ne diyecektim? Kusura bakma uyandırdığım için? Özür dilerim travmalarımı durduramadığım için?

"Kabus mu gördün?" Bir kolunu omzumdan dolayıp bana sarıldığında ne zamandır tuttuğum hıçkırığım bir anda ağzımdan çıkmıştı.

"Sarılmak ister misin?" Belimde duran kolunu çekmeden diğer kolunu kaldırdığını hissettim.

İsterdim.

Yüzüne bakmamak için büyük bir çaba sarf ederken yavaşça kollarımı çözdüm. Kafamı yavaşça olumlu anlamda sallayabildim sadece. Yere oturmuş bacaklarını mermer zemine uzatmıştı.

"Gel bakalım küçük hanım." Belimde duran elini ufak bir anlığına çekip beni bacaklarının üzerine oturtarak yüz yüze bakmamızı sağladığında ona bakmadan yavaşça beline sarıldım. Aynı şekilde bir eli sırtımı sardığında diğer eli saçıma uzanmıştı.

Saçlarımı okşuyordu.

Ağlamam şiddetlenirken daha sıkı sarıldım beline.

Ne zaman bir çocuk gibi saçım okşanmıştı? Ne zaman bir çocuk olabilmiştim? Ne zaman biri bana sarılmıştı? Neden bunların hiçbirini yaşayamadım?

Kim Ölü Kim DiriTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang