03

800 105 52
                                    

Asya Esendemir.

"Hocam seçmelerde yoktu, takıma girmesi hoş değil." Önceden kafasına smaç bastığım kız takım kaptanıydı ve beni istemediğini bütün tavırlarıyla belli ediyordu.

"Ufak bir maç yapın aranızda duruma bakalım." Serap hocanın sesiyle filenin iki tarafında kızlar yerlerini almışken birkaç kişi kenara geçip oturmuştu.

"Canan sen çık Asya girsin." Hocanın Canan dediği kız bana sinirli bir bakış atıp yedeklerin oturduğu yere ilerledi.

Boşalan kısma geçtiğimde takım kaptanı servis yaparak oyunu başlatmıştı. Birbirleri arasında paslaşıp topu filenin bizim olduğumuz tarafına gönderdiklerinde önde ki kız topu yükselterek geri göndermişti.

Libero gelen topun hızını yavaşlatıp yükselttiğinde takım kaptanı hızla smaç basmıştı.

"Sayı!" diye bağırmıştı Serap hoca. Umursamazca dikildiğim sahada top benim bir adım yanıma düşmüştü.

"Hadi ama!" diye bağırdı topu yükselten kız. "Bostan korkuluğu gibi mi durucak mısın?"

"Beceriksiz ya ondandır." diye gülerek bağıran takım kaptanıydı.

Şimdi yapmam gereken bir şey vardı işte.

Oyun tekrar başladığında bu kez takım kaptanı direkt olarak smaç basmıştı. Öne atılıp manşet ile geri gönderdiğim top pasörler ile geri gönderilmişti.

Libero ona gelen topu yükselttiğinde kimsenin yaklaşmasını beklemeden hızla smaç bastım. Karşı takımın pasörleri hazırlıksızdı. Kızın kafasını hedef alsam da başarısız olduğum için sinirim geçmedi.

"Sayı!" diye bağıran Serap hocanın ardından takım kaptanının yüzünde gördüğüm gerçek bir gülümsemeydi. "Anlaşılan her maç seni sinirlendirmemiz gerekicek."

Kaşlarımı çatarak ona baktığımda yanıma gelmişti. "Kusura bakma genelde sorun çıkaran taraf sen olurdun. Madem takımdasın artık, sıfırdan başlayalım." ardından elini uzattı. "Ben Meryem."

Kaşlarım çatık da olsa uzattığı elini sıktım. Diğerleri isimlerini söyleyip kendilerini tanıtırlarken pek içten davranmamışlardı umursamadım. İçlerinde Meryem dışında her hangi bir harekette bulunan ya da bana yaklaşan olmamıştı. Fazlasıyla mesafeliydiler ve bu benim işime gelirdi.

Bakışlarımı hiç sesi çıkmadan seyirci koltuklarında oturan Emir'e çevirdim. Bizim idmanınız altı da biticekti. Basketbolcular ise altı da başlayıp sekizde bitirecekti o da bizim idmanımız bitene kadar beklemeye karar vermişti.

Serap hoca gülümseyerek yaklaştığında vücudumu süzdü. "Kilon yok. Smaçör olman gerektiğini düşünüyorum ama zıplamalarını geliştirmeliyiz. Maça kadar hazır olmak için ek idman yapman gerekecek gibi duruyor."

Sıkılarak kollarımı göğsümde birleştirdim. "Çok çalışman gerekiyor. Senin için yedeğe attığım kızı geçmelisin." dediğinde çoktan ısınmaya başlayan kızlara baktım.

"Kıyafetlerim bile uygun değil. Belki yedek olmalıyım?"

"Yedekte kalmayı kendine yedirebiliyor musun? Daha iyisi olabilecekken?" dediğinde kaşlarım çatıldı. Haklıydı, daha iyi olabilecekken sadece iyi ile yetinmem aptalcaydı. "Yarın dersten alırım seni zıplayışını geliştirirsin, formanı da veririm. Onun dışında idmanda rahat kıyafetler giymeye bak." tam gideceği sırada tekrar döndü. "Telefon numaranı Meryem'e vermeyi unutma. Takım grubuna alsın seni."

Onlar karşılıklı manşet çalışırken kimseye bir şey söyleme gereği duymadan salondan çıktım. Okul çoktan bitmişti bu yüzden boş olan sınıfa girip sıranın altındaki kıyafetlerimi aldım. Hırkanın içine diktiğim cepten iki banka kartını ve nakit parayı pantolonumun cebine koyup okuldan tamamen ayrıldım. Almam gereken çok fazla şey vardı.

Kim Ölü Kim DiriWhere stories live. Discover now