23

190 26 18
                                    

Asya Esendemir

-

Ellerim terliyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Panik halindeydim. Önünde durduğum kapıdan ilk kez girecek gibi rahatsızdım.

Derin bir nefes aldım. Korkunun ecele faydası yoktu. Zile uzandı parmaklarım yavaşça. Kendi evime bilinmeyenleri toplayıp gelmiştim.

"Geldim!" annemin sesinin ardından hüzünlü yüzünü gördüm. Biraz daha kilo almış göz altındaki yorgunluk morlukları yok oluyor gibiydi. İlk beni görünce şaşırdı gözlerini kırpıştırdı ardından sıcacık bir gülümseme yerleşti yüzüne. "Aa ne sürpriz! Gelsene canım." deyip kapıdan çekilecek bana geçmem için yer açtığında yavaşça ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim.

"Ben de kargo bekliyordum denk geldi." dedi ben içeri geçerken.

"Rahatsız etmedim umarım." dedim utana sıkıla. Ne yapacağımı bilmiyordum.

"Ah yok. Ben de yalnızlıktan kafayı yiyecektim artık. Ömer yasaklar koydu bana bir sürü dışarı çıkamıyorum bir de," deyip durgunlaştı. "Ailemi kaybettiğimi bile hatırlamıyorum. İkinci kez acılarını yaşamak zor oluyor. Tek başıma hissediyorum." dediğinde onayla başımı salladım.

Annem ailesini ben doğduktan dört yıl sonra kaybetmişti. Trafik kazası diye hatırlıyordum. Ailesi hakkında bir şey hatırlamıyordum. Soramamıştım o zamanlar da zaten.

"Ben senin adını hala öğrenemedim kurtarıcımı bilmek güzel olurdu." dediğinde derin bir nefes aldım.

Kendi ismimi söylemeli miydim bilmiyordum. Şu anı bozmak istemiyordum bu yüzden uydurmaya karar verdim. "Nisa." diye mırıldandım sadece.

"Çok memnun oldum canım. Benim oğlan askeri okulda okuyormuş biliyor musun? Bu yüzden onunla konuşamıyorum bir türlü. Ama iyi de oluyor, böyle bir kaza geçirdiğimi duysa çok panikleyebilir." deyip içtenlikle gülümsediğinde gülümsemek için zorladım kendimi. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu.

Zil çaldığında heyecanla yerinden kalktı. "Sonunda! Dün gelicekti ama bugün geldi beklemekten ağaç olmuştum artık. Bir de Ömer öğrenmesin diye o kadar çırpındım ki." diye kıkırdayıp kapıya koştu.

Kargocu küçük bir koliyi ona uzatıp bir imza aldıktan sonra gittiğinde heyecanla yanıma oturdu.

"Ailemin evinde kalan resimleri istedim. Çok zor oldu birilerine ulaşmam ama başardım. Burada çocukluğumdan düğünüme kadar bir sürü resim olmalı." büyük bir heyecanla kutuyu açtı.

Annem bu muydu diye düşünmeden edemiyordum. Bu kadar neşe dolu bir insan mıydı.

"Annem." diye mırıldandığında elindeki resme baktı. Siyah beyaz bir resimdi. Genç kıvır kıvır saçlı bir kadın vardı. Anneannemdi sanırım. Onları hiç görmemiştim. "Çok katı bir kadındı ama bize bir şey olacak diye de ödü kopardı." derken annesinin yüzünde gezindi parmakları.

Başka bir resmi aldı eline. "Ah, babam benim." derken gözünden akan damlayı son anda yakalayıp sildi. "Onları son kez görmek en azından son görüştüğümüz anı hatırlamak için neler vermezdim."

O fotoğraflara sessizce bakmaya döndüğünde iki küçük kızın olduğu resimde durdu bakışlarım. İkisi birbirine benziyordu ama biri daha kemikliyken biri daha kiloluydu.

"Bunlar kim?" diye mırıldandım işaret parmağımla fotoğrafı gösterirken.

"Hangisi? Aa, kız kardeşimle ben." derken gülümseyerek fotoğrafı aldı.

Gözlerimi kırpıştırdım bir süre. Teyzemin olduğunu bilmiyordum. Sanırım o da kazada ölmüştü.

"Bak tombul olan benim. Asya hep daha kemikli bir kızdı."

Kim Ölü Kim DiriWhere stories live. Discover now