Çalmak

279 44 59
                                    

  Gözlerimi açtığımda başta yerimi yadırgasam da sonradan nerede olduğumu hatırladım.

  Yattığım yerden kalktığımda gözlerim karardı. Dizlerimin bağı çözülür iken kendimi tekrar koltuğa attım.

  Gözlerimi birkaç kez açıp kapattım. Başım dönüyordu, midem bulanıyordu. Ve buna dün gece aç yatmam sebep olmuştu.

"Ne kadar hikayede olsam da sağlığıma dikkat etmem gerekiyor anlaşılan."

  Yavaşça ayağa kalktım. Gözüm kısa bir süre tekrardan kararsa da umursamadan yürümeye devam ettim.

"Alış veriş yapmam lazım."

  Ama para neredeydi? Daha doğrusu var mıydı?

  Gözümün önüne hiçbir anı gelmez iken düşündüm. Suikastçi idim. Büyük ihtimalle çalıyordum. Fakat ne olursa olsun, az bir miktarda paramın olması gerekiyordu.

  Karnımdan gelen sesle bakışlarım kısa bir an karnımı buldu. Parayı sonra düşünürüm, diye geçirdim içimden. Şuan önemli olan karnımın doyması idi.

  Yatak odama doğru adımladım. İçeriye girdiğimde hızlıca dolabıma ilerledim. Dolabın bir kapağını açtığımda bir sürü kıyafetin olduğunu gördüm. Hepsi renk renk, çeşit çeşitti.

"Bunların hepsini gerçekten çalmış mıyım?"

  Bir suikastçi ve böyle bir evde yaşayan birine göre fazla kıyafet vardı. Gerçi bu, hikayede olmanın verdiği bir etki de olabilirdi. Ya da kılık değiştirme konusunda başarılıydım. Büyük ihtimalle ikinci tahminim idi.

  Daha fazla düşünmeden hızlıca gözüme kestirdiğim bir elbiseyi aldım. Kolları uzun ve kirli beyaz renginde, eteği ve gövde kısmı ise koyu kırmızı renginde idi. Bileklerimin yaklaşık bir karış yukarsında biten elbise gayet sıradan biriymişim gibi gösteriyordu.

  Üstümdekileri çıkarıp elbiseyi üstüme geçirdikten sonra boy aynasında kendime baktım. Güzel durmuştu.

  Tekrar dolaba yönelip bu sefer başka bir kapağı açtım. Takılar, şapkalar, ayakkabılar vb şeyler vardı.

"Yüzümün belli olmaması gerekiyor."

  Elimi büyük, kollarımın rengi ile aynı olan şapkaya attım. Kafama taktığımda pek de olmadığını fark ettim. Bu elbiseye şapka gitmiyordu.

"Boş versene. Moda ikonu değilsin sonuçta."

  Yüzümün görünmemesi yeterli idi. Kıyafetimin birbiriyle uyumlu olması çok da önemli bir faktör değildi. Nasılsa akıllarında suikastçi, hırsız olarak kalacaktım.

  Elimi bu sefer koyu kırmızı, hafif topuklu ayakkabıya attım. Onu da ayağıma geçirip odadan çıktım.

  Parkenin üstünde topuk sesleri çıkar iken ister istemez gözümle etrafı taradım. Farklı bir şey görmediğim de ise anahtarı da alıp evden çıktım. Hızlıca kapıyı kilitleyip önce sağıma sonra soluma baktım. Sola doğru yönelmeye yeltendiğimde bir şey beni engelledi. Ayaklarım beni sağa tarafa doğru zorla yönlendirir iken yanlış yola gideceğimi fark ettim.

"En azından yolumu bulmakla uğraşıp vakit kaybetmiyorum."

  Ayaklarım beni bir yerlere götürür iken bu karanlık sokaktan çıktım. Çıkmam ile de güneşin ışıkları suratıma düştü. Gözlerim kamaşır iken şapkam ile yüzümü örtebildiğim kadar örttüm. Ne olur ne olmaz diye de ekstradan başımı öne eğip yürümeye başladım.

  Etrafta büyük bir uğultu vardı. Çoğu insan kahkaha atıyor, çoğu insan da hararetli bir şekilde bir konuyu tartışıyordu. Yanımdan hızla at arabası geçti. Bir an şaşkınlıkla arkasından baktım. Bana çarpabilirdi ve buna rağmen bir özür bile dilememişti.

Hikaye GezginiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin