Kraliçe Maude | Dedektif

139 24 7
                                    

"Nasıl çıkacağım ben bu işin içinden!?"

  Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Pekala, sakin olalım ve mantıklı düşünelim. Owen katil olma ihtimali çok yüksek bir karakterdi. Daha dedektif gelecekti ve o da araştıracaktı ama içimden bir ses Owen diye bas bas bağırıyordu. İçimdeki bir başka ses ise bu katilin işimize yarayacağını söylüyordu.

  Kapının açılması ile bakışlarımı oraya çevirdim. Anastasia önümde reverans yaptı.

"Majesteleri, istediğiniz gibi misafirleri gönderdik. Şuan bahçe temizleniyor."

  Kafamı salladım.

"Tamamdır Anastasia, teşekkürler."

"Benim için bir onurdur."

  Gülümsedim ve odadan çıktım. Bu ağır kan kokan odada daha fazla kalmak istemiyordum. Cinayet benim odamda işlenmediği halde kan kokusu alıyordum resmen. Hikaye beni de etkiliyordu.

  Koridorda yürürken aklıma gelen şeyle ağzımı açtım.

"Tacı şimdi kafama takacağım."

  Anastasia'nın gözlerinin büyüdüğünü biliyordum.

"Ama halkın önünde yemin etmeniz gerekiyor majesteleri!"

"Yeminimi yarın edeceğim. Halka açık bir planda tacı kafama takacağım ve yemin edeceğim. Sabahtan herkese haber verin. Bir tören, şölen yapmayacağız. Ülke yas içinde."

"Siz nasıl uygun görürseniz majesteleri."

  Kafamı salladım. Sarayda bir koşuşturma vardı. Bunun nedeni epey açıktı. Etrafı kontrol edip tekrar odama dönmek zorunda kaldım.

"Annemle ilgili bir gelişme olmadığı sürece beni rahatsız etmeyin."

"Elbette kraliçem."

  Arkasından kapıyı kapattığında omuzlarım düştü. Bu iş beni çok yoracaktı. Ne kadar bir an önce çözülmesini umsam da çözülmeyeceğini adım gibi iyi biliyordum.

"Lulu beni duyuyorsan çabuk buraya gel!"

  Seslenmemden birkaç saniye sonra Lulu tam önümde belirdi.

"Asra bir şey mi oldu?"

"Sence daha ne olabilir?"

  Lulu suçlulukla kafasını eğdi. Derin bir nefes alıp elimi boş ver anlamında salladım.

"Her neyse, biraz konuşmaya ihtiyacım var. Birkaç da soru soracağım."

  Lulu hızlı hızlı kafasını salladı.

"Sen bu hikayenin sonunu biliyor musun?"

"Hayır."

  Tek kaşımı kaldırdım.

"Emin misin? Güvenesim gelmiyor nedense."

  Yaptığım ima ile ofladı. Elleriyle yüzünü örttü.

"Özür dilerim. Beni hiç affetmeyeceksin ama zorundaydım. Gerçekten bilmiyorum her şey sizin kararlarınıza göre değişecek. Bu hikayeyi siz yönlendireceksiniz. Bu sizin hikayeniz. Sonunda her şey olabilir. Belirli bir son yok."

  Uzun açıklaması ile kafamı salladım. Tatmin olmuştum.

"Pekala. Bir soru daha. Bunca yıldır bu gezginlik işi var. Neden benden önceki ya da benden sonraki gezgin değil de ben? Rastgele seçilmiş bir şey mi bu yoksa herkes bu yollardan geçti mi? Eğer geçtiyse cadının çoktan ölmüş olması gerekmez mi?"

Hikaye GezginiWhere stories live. Discover now