10. Uzak Dur Benden...

21.4K 330 61
                                    


-10-

Doğum günüm çok güzel geçmişti. O günün ardından bu kadar mutlu bir gün geçireceğimi tahmin edememiştim. Bir tek kişi eksikmiş gibi hissediyordum.

Şimdi anlıyorum bazı şeyleri. Tamda onsekizime bastığım gün anladım sevmek, sevilmek aslında ne demek. Aslında sevmek, hep onunla vakit geçirmek istemek, hep onunla olmak istemek, ansızın yüzünü, gülüşünü gözünde canlandırmak. Zihninden hiç çıkmayan kahkahaları ile tekrar gülmekmiş sevmek. Ben bir gündemi sevmiştim, yoksa bir gündemi anlamıştım sevmenin ne olduğunu?

...

Akşama doğru babamlarla salonda oturmuş çay içiyorduk. Her zamanki gibi babamın elinde kumanda belgesel izliyor, samet tabletinden oyun oynuyor, annem babamın yanında elini bağlamış çay içiyor bende bir köşede telefonla uğraşıyordum.

"Ee kızım istediğin bir üniversite varmı?"

"Y-yok, üniversite okumayı düşünüyorum baba"

"Neden!? , kızım biz seni onca sene boşamı okuttuk!?"

'Evet?'dedim, ama içimden.

"Yaane, boşa demeyelimde. Tecrübeli yıllarım oldu tabii ama-"

"Bir üniversite seç, hangi bölüm istiyosan gir yazıl" dedi kumandayla kanalı değiştirerek.

"Babacım, kuran kursumu bu? Nasıl gir yazıl, öyle kafama göre yazılamam"

"Kızım neyse, nasılsa yap o zaman!" dedi ve tekrar televizyona döndü.

Anneme bir şey demesi için baktım ama hiç bir şey demeden kollarını bağlamış yere bakıyordu.

Ayağa kalktım ve odama hızlı bir geçiş yaptım, kapıyı yavaşça örtmeye özen göstererek yatağa girdim. Böyle zamanlarda hep uyumayı tercih ederdim. Aksi taktirde fokurdamış sinirimi bastıramıyordum.

"Sanki onlar gidicek üniversteye, bir kerede bana fikrimi sormazmı insan? Zaten liseye sizin zorunuzla gittim, birde kendi kendime-"

Tam kendi kendime söylenirken odamda rüzgar estiğini fark ettim, cama doğru yönelen gözlerim şaşgınca açıldı çünkü camı açmamıştım ve annemde bu soğukta camı asla açmazdı. Peki cam neden açıktı? Cama bir kaç saniye anlamsızca baktım ve kapattım. Biraz korkmuş olabilirdim ama daha fazla kendimi ürkütmemek adına odamın ışığı yaktım. Duvardaki düğmeyi etkin hale getirmemle yüreğim azıma gelmişti, çünkü Cihan çalışma masamda yayılmış bir şekilde oturuyordu. Bir şaşgınlık nidası ile elimle azımı kapattım. Babamlar duymasın diye de odamın kapısını kapattım.

"Kendi kendine konuşanlara ne derler bilirmisin?"

"Senin burda, bu saatte ne işin var cihan?"

"Deli... "dedi yarım kalan cümlesini tamam layarak.

"Eğer aklın varsa.."

Elinde bir dal papatya olduğunu yeni fark etmiştim. Papatyayı masama bırakı ve ayağa kalktı.

"Benden uzak dur" dedi gözlerimin içine bakarak.

Anlamamıştım bir anda neden buraya gelip böyle bir şey söylediğini. Armızda her şey iyiyken şimdi nedendi?

"Ama-"

"Aması yok, benden uzak durmak zorundasın. Bende aynı şekilde... "

Bu sözü, neden olduğunu bilmediğim bir ağrıya sebep olmuştu içimde. Sesim çıkamamıştı karşısında. Göğsüm havalanıp iniyordu hızlıca. Sözlerini söyledikten sonra camı açtı ve hiç düşünmeden aşşağı atladı.

Tam o sıra bir damla gözyaşı düştü gözümden. O göz yaşı benim tokadım olmuştu. Bir rüyadan uyanmıştım. Hem beni bir rüyaya daldırmış, hemde o rüyadan uyandırmıştı. Olduğum yerde kaç dakika bekledim bilmiyorum ama sanırım bana ağır gelmişti sözleri. Neden bu kadar yakmıştı sözleri canımı, anlam veremiyordum.

Camımı kapattım ve yatağıma girdim. Gözlerimi kapatım ve bunları düşünmeden uyumaya çalıştım.

....

"Kanka, kankaa"

Elifin sarsmasıyla gözlerimi araladım.

"Kanka saat olmuş iki buçuk sen haalaa uyuyon haa"

Kaşlarımı çatarak cama baktım.

"Ne ikisi ya?" diyerek gözlerimi ovuşturdum.

"Kanka allah aşkına, sen bu saate kadar nasıl uyudun"

"Elif dur bir, başım çatlıyor" dedim uykulu sesimle.

"Noldu?... Bişey mi oldu?, bana anlatmıyosan varya.."

"Yook.. Sana anlatmadığım ne olabilir?..."

Biraz şüpheli bir şekilde baktı yüzüme. Sabahın köründe yanımda, yatağımda baş ucumda ne işi olduğunu bilmiyordum.

"Doğru.." diyerek gözlerini ayırmadı benden

"Neyse kalk hadi bugün alışverişe çıkıyoruz. On sekiz oluşunu kutlamayalım mı kızım? Akşamada bir yerlerde takılırız ha?"

"Elif, hiç halim yok valla bana bişe deme" diyerek geri yattım.

"Boşa itiraz istemiyorum, kalk çabuk!"diyerek üstümdeki yorganı açıp fırlattı.

Sızlanarak döndüm yorganı tekrar üstüme alarak.

" Çiçeeeek! "

" Ya Elif bana niye sormuyon benide barındıran planlar yaparken!? "

" Niye soriyim, hayır de diyemi? "

Sıkıntılı bir nefes verdim.

" Sen kesin bişey yaşadın ve gene bana anlatmıyosun, ben anlarım göz bebeklerinden... " dedi başka yere bakarak.

Bir kaç saniye sustum. Söyleyip söylememek arasında kaldım. Elif benim en yakın arkadaşımdı. Birbirimizi sadece 5 ay tanımamıza rağmen çok ısınmıştık birbirimize. Ama nedense bu cihan konusunda çok kapalıydım herkese. Kendime bile anlatamazken, elife ne anlatacaktım ki?

"Tamam hadi kalk gidelim" diyerek ayağa kalktım. Anlatmak yerine ruhumu canlandırmak daha mantıklıydı.

İlk baş sevinmesede sonradan gülümseyip ayağa kalktı.

"Bu konuyu sonra konuşacağız klopatra ama şimdilik, bir şey demiyorum"

"Ne yapıcaz şimdi?"

"Önce bi duşa gir, sonra makyajını yapalım, sonrada..."

"Tamam... Tamam anladım Elif'çim, hadi hazırlanalım"

Gülümseyerek ayağa kalktı.

"Hadi o zaman, eylenelim"

____________________________________

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Where stories live. Discover now