21.

8.4K 229 26
                                    


-21-

Hayatımın en dolu dolu geçirmem gereken yaşındayım. 18'dim.

Ama bu kadar abartılması saçmaymış bu yaşın. Hala evdeyim ve annemlerle yaşıyorum. Yani bir bokun değiştiği yok. Bir işim yok, bir evim ,bir kariyerim. Tabiki bunların hiç birini türkiye'de daha 18 yaşında yapamazsınız. Belkide yaparsınız.

Belki bende yapabilirdim.

Telefonuma gelen mesajla irkildim. Elime aldım. Tanımadığım bir numaradan gelmişti.

+90552*******

Fotoğraf*

Fotoğraf*

Fotoğraf*

Şimdi bunlara iyice bak, eğer bu fotoğrafların ve videonun yayılmasını istemiyorsan, akşam saat 21:00'de tek başına Küçükdere'nin oradaki parkta bekle.

Bir kaç dakika öylece telefona baktım. Fotoğrafları açmak istemiyordum. Benim kimsede özel bir fotoğrafım yoktu. Nasıl bana bu şekilde bir şantaj yapabilirlerdiki.

Eğer resimlere bakmazsam kafayı yiyecektim. Fotoğrafların en başındakine dokundum ve bekledim.

Karşıma çıkan şeyle şok olmuştum. Geçirdiğim o günün fotoğraflarıydı.

"Ama nasıl?"

Tugay çekmiş gibi bir görüntü açısıydı ve ben mutluymuşum gibi gösteriliyordu. Ayrıca çıplaktım. Ama ben o olanlardan mutlu değildim. Ayrıca çıplakta değildim. Ve tugayın resmimi çektiğini görmemiştim.

Çok iğrenç görüntülerdi. Bir sitede paylaşmaları... Bunu aklıma bile getirmek istemiyorum. Hayatım biter. Kariyer kuramam ve ya bir işte çalışmam. Ünlü bile olamam, bu görüntüler benim hayatımın sonu olur.

Sondaki vidyo ise gerçekten çok iğrençti. Bu nasıl bir shop gücüydü? Aklım almıyordu. Olmayan görüntüleri nasıl bu kadar iyi değiştirebilirlerdi.

İster istemez ağlamaya başlamıştım. Gözlerimden damla damla yaşlar geliyordu. Tutamıyordum kendimi, sırt üstü yatarak umutsuz gözlerle tavana baktım.

Bana mesaj atan kişinin ilk başta tugay olduğunu düşünüyorum. Tugayın bu kadar adi bir şerefsiz olması şaşırtıcı değil. Bu kahpeliği bana yapması çok normal. Sırf sevmiyorum diye bana yaptığı taciz çok... çok acımasızcaydı. Ama ben ona ne yapmıştım ki? Sadece ondan biraz zaman istemiştim. Ama o zaman tanımamıştı bana. Hemen olsun istiyordu herşey.

Yaptığı şey asla affedilir değildi. Hemde asla. Ama ben onu affedebilirdim. Benden bir özür bile dilemedi. "Çok içkiliydim, dayanamadım aklımı kaybettim, özür dilerim" bile demedi.

Bu saatten sonra bu işin arkasında o yoksa bile onu affetmem. Çünkü başıma gelen bu kabusun sorumlusu o.

Akşam eğer o parka gidersem başıma ne geleceği belli değildi. Eğer gitmezsem neler olacağı belliydi. Çok çağresiz hissediyordum. Akşam eğer o parka gidersem bana tekrar bir şey olmayacağı ne malumdu. Deli gibi korkuyordum. Aklıma cihan geldi. Eğer ona söylersem, o hallederdi. Kim olduğunuda öğrenebilirdi.

Ama artık cihan yoktu. Ondan uzak durmam gerekiyordu. Olaylara tek başıma müdahale etmem gerekiyordu. Yeterince hayatımın içine dahil olmadan bitmesi gerekiyordu bu kahramanlık hikayesinin.

....

"Anne ben eliflere gidiyorum!"

...

"Tamaaam, çok geç kalma!"

"Artık orasını Allah bilir" diyerek sessizce mırıldandım ve ayakkabılarımı elime alarak kapıya çıktım. Çantamı da koluma takarak, bahçeden çıktım. Karşımda cihanın evi duruyordu. Ayaklarım onun evine bakıyordu. Öylece bir kaç dakika baktım eve doğru. Gitmelimiydim yoksa her şeyi cihana anlatmalıydım? Ellerimle yüzümü kapattım. Yere çökerek kafamı ellerimin arasına aldım.

Bir ses duyar gibi oldum ve kafamı kaldırdım.

Penceredeki siyah silüet beni izliyordu. Kim olduğunu tam kestiremesemde. Bende ona uzunca bakmıştım. Gözümdeki yaşı elimle hızlıca sildim.

Ayağa kalkarak yönümü değiştirdim. Yavaş adımlarla korkarak ilerledim.

"Nolur bir şey olmasın, lütfen bir şey olmasın, artık dayanamıyorum" diyerek nefes verdim. Güçlü durmalıydım. Yoksa ezilirdim.

Saati bir kez daha kontrol ettim. Dediği gibi tektim ve saat 20:56 geçiyordu. Bir kaç dakika bekledikten sonra arkamda birini hissederek döndüm. Korkarak geri bir adım attım. Siyah takım elbiseli bir adam duruyordu karşımda. Kulağında kulaklık vardı.

"Çiçek hanım, sizsiniz değilmi?"

Hanım biraz şaşırtmıştı beni. Tehtid mesajı için fazla kibardı.

"Evet"

"Peki Efendi sizi bekliyor. Geç kalanları sevmez." diyerek elini yola doğru uzattı.

Yolun sonundaki siyah büyük araba beni biraz daha korkuya sürüklemişti.

Kimsiniz siz?, ne işiniz var benimle? Ben size ne yaptım demek yerine yürüyerek sakince arabaya doğru ilerledim.

Kafamı hafif eğerek içeriye girdim. Deri koktuklara oturarak karşımdaki surete baktım. Ciddi bir yüz ifadesi vardı. Sarışın  ve 50-55 yaşlarında bir adamdı. Öylece oturup bana bakıyordu.

"Güzel kız değilmi?" dedi yanında oturan adamına.

"Evet efendim" dedi o da bekletmeden.

Gözlerimi kaydırdım ve sinirle yüzümü  kaşıdım.

"Bana yaptığınız yalan şantajın sebebini öğrenebilirmiyim?"

....

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Where stories live. Discover now