17.

10K 248 16
                                    


-17-

Telefonumu açtım ve tekrar saate baktım,

"09:47"

Elifler oturup gülüşmeye devam ederken çantamı elime aldım.

"O zaman bana müsaade, ben yavaş yavaş kaçıyorum"

"Nereye ya! Zaten geldiğimizden beri sustun oturdun" dedi elif isyan eder gibi.

"Artık başka zaman" dedim gülümseyerek. Ayağa kalktım.

"İyi akşamlar size iyi eylenceler"

Eve doğru yürüyordum. Çok merak ediyordum karşı evde neler olduğunu. Yaklaştıkça müzik sesi geliyordu. Işıklar da yansıyordu içeriden. Gene bir parti veriliyordu, belliydi. Kapıda bir tane adam bekliyordu. 18 yaş altı giremiyormuydu?

Arkamı döndüm ve evimin bahçesine girdim. Bir an durdum. Eve girmek istemiyordum. Bugün cihanın yanında olmak istiyordum. Sadece onun yanında bir kaç dakika geçirmek. Sonra hızlıca eve gidebilirdim bence. Tekrar arkamı döndüm ve karşı tarafa geçtim.

Kapıda bekleyen adama baktım ve cüzdanımı çıkarıp yüzüne tuttum. 'Geçebilirsin' der gibi kafasıyla işaret etti. Yüzüme bile bakmamıştı.

Yavaş adımlarla içeriye geçtim. İçerisi gerçekten iğrenç kokuyordu. Ne koktuğunu bilmiyorum ama alkol ve ot karışımı olabilirdi. Herkesin azında ot, sıgara, alkol tarzı şeyler vardı. Koltuklarda ise kucak kucağa oturuyorlardı.

Hızlıca oradan ayrıldım ve cihanın odasına çıktım, kapının önüne geldiğimde içeriden kadın seslerinin geldiğini fark ettim. Kulağımı yaklaştırdım ve kapıyı dinledim. Bir kadın inliyordu. Bir an aklıma gelen ihtimalle kalbime bir bıçak saplanmıştı.

"Oraya girmek istemezsin"

Kafamı kaldırıp sesin geldiği yere baktım.

"Ender" diyerek elini uzattı. Bu cihanın abisi olmalıydı.

"İçeride kim var" dedim elini sıkmadan.

Elini yavaşça çekti ve yere bakarak güldü.

"Ne farkeder,"

"Çok şey" dedim. Yüzüne tüm ciddiyetimle bakıyordum.

"Peki, içeridekileri tanımıyorum, "

Sözleriyle derin bir nefes verdim.

"Tamam" diyerek arkamı döndüm.

"Nereye yaa, daha karpuz kesicektik?"

Arkamı döndüm ve yüzüne baktım.

"Nasılsın bir şeyin varmı, kaçıp gidince bakamdım bir şey oldumu diye" diyerek bir adım yaklaştı.

Yola atladığım günü söylüyordu.

"İyiyim, yok bir şeyim"

"Biraz agrasifiz" dedi gülerek. Gülünce yaşından daha genç gözüküyordu. 27? 28?

"Yoo aslında hiç değilimdir ama böyle bir ortamda gerilmem normal değilmi?"

Dönüp aşşağıdaki insanlara baktı.

"Evet, haklı olabilirsin."

Bir kaç saniye baka kaldı. Kafasını kaldırdı ve bana hiç bakmadan konuştu.

"Benimle gel"

Aslında ilk başta gitmeyi çok düşünmedim ama sonradan fikrimi ne değiştirmişti bilemiyordum. Peşinden hızlı adımlarla gidiyordum. Bu evin aşşağı katıdamı varmış. Üstten farksız değildi ama altta daha az insan vardı.

"Daha önce böyle bir yere gelmediğini biliyorum. Ve bu fırsatı sana sunuyorum" dedi arkasını dönmeden.

"Ne fırsatı?"

Elime bir tane ot sıgara tutuşturdu.

"Bu ne?" diyerek yüzüne baktım. Ne olduğunu biliyordum tabiki.

"Sadece tadına bak, benden olsun"

"Haa yok ben kullan-"

"Şşşşş sadece tadına bak" diyerek fısıldadı. Böyle adamların neden tehlikeli olduğunu şimdi anlıyordum. Sesi sanki hipnotize ediyordu.

Ağzıma otu tutuşturdu ve altın çakmağı ile yakmaya başladı.

"Şimdi içine çek " dedi.

Yavaşça çekmeye başladım. O kadar acı ve ağırıdıki. Ancak hiç öksürmemeyi başarmıştım.

"Vay canına, ilkin mi?" diyerek şaşırarak sordu.

Evet der gibi kafamı salladım.

"Sağlamsın, bu iyi bir şey. Daha sağlam bir şey istermisin?"

Neyi kastettiğini biliyordum ama bunu yapamazdım. Hayatımı 2 dakika içinde satamazdım.

"Üzgünüm ama gitmem gerek" diyerek yanımdaki küllüğe otu sabitledim ve arkamı döndüm.

"Ona aşık mısın?" dediği cümle arkamı dönememi engelledi.

"Hiç aşık olmaman gerek birine aşık olduğunu biliyormuydun?, Ondan uzak durmanı bir de ben söylemek istedim. O farklı biri. Yakışıklı yüzüne aldanma, canını yakar"

Daha fazla dayanamayıp arkamı döndüm.

"Söylesene ya! Nasıl biri mesela!? Bir sen bir o!? Ne bu kadar tehlikeli olan? Ne yapıyosunuz? Adam mı doğruyosunuz!?"

"Evet, tam olarak onuda yapıyoruz" dediği cümle ile öylece kala kaldım.

"Nasıl yani?"

Yüzüme yaklaştı ve gözlerini gözlerime sabitledi.

"Biz iki toz için can alan can veren adamlarız, cihan buna küçük yaşta başladı. Okulu bıraktı. Her şeyi gördü. Küçük yaşta olgunlaşmak zorunda kaldı. Öz kardeşim olmamasına rağmen ona ben baktım, ben büyüttüm. 15 yaşında başladı bu işlere. Kullandığını bilmiyordum ama öğrendiğimde çok geçti... "

Susup bir iki saniye karşıya odaklandı.

...

" Git burdan, hemen, fikrimi değiştirmeden git bu evden"

Söyledikleri yeterince korku duygusunu içime çekmeye yetmişti. Hızlı adımlarla, hatta koşar adımlarla oradan ayrıldım. Nefeslerim birbirine karışmıştı. Evin bahçesinden ayrıldım ve kendi evimin bahçesine daldım.

"Sen kimsin cihan?"

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Where stories live. Discover now