38.

3.9K 126 40
                                    


A.

"Bu hangi keçinin inadı?"

Elleri önden bağlı kargocu kafasını kaldırmadan yere bakmaya devam etti. Ellerimi pantolonumun cebinden çıkararak yaslandığım masamın önünden çekildim. 12. Katın camından Antalya'ya kısa bir bakış attım. Ellerimi kafama koyarak canım sıkkın bir şekilde kaşıdım.

"10. 'yuda gönderin."

"Ama efendim, dediler ki-"

Lafımın üstüne 'Ama' katması canımı bir kez daha sıkmış olacak ki keskin bakışlarım cümlesini yarıda kesip atmıştı.

"Peki efendim..."

Odadan çıkan kargocuyla birlikte deri döşeme koltuğa yavaşça oturdum. Aklıma gelen kadınla küçük sesli bir tebessüm bıraktım boş odaya.

"Bu nasıl bir inat be kadın?"

Kendi kendime sorduğum soru ile tekrar holdingin en tepedeki katından, boydan cama bakış attım.

***

Siyah pantolonum ve genellikle evde giyindiğim tişörtüm ile annemin karşısına dikilmiş ne tepki vereceğini izliyordum. Ama son beş dakikadır tepkisizce bana bakıyordu.

"K-kızım bu ne?"

Kendime dönüp tekrar baktım.

"Ne... Ne var?"

"Kızım Holdinge gidiyorsun, bakkala değil. Daha canlı bir şey giyinseydin daha iyi olur gibiydi sanki?"

"Ay bide onun için süslenecekmiyim anne?"

"Kızım süslen demiyorum ki, biraz daha canlı şeyler giy diyorum sadece. Meselaaa..."

Ayağa kalkarak dolabıma yaklaştı ve elini, yakın bir zamanda aldığım mavi mini elbisemin askısına yaklaştırdı. Tam o sıra bileğini yakalayarak bana bakan anneme tepkimi koymuştum.

" Asla. "

Annem ise tek kaşını bu sefer sinirli bir şekilde kaldırdı. Sanırım uyuyan yılanı uyandırıyordum. Derin bir nefes verdim ve yavaşça elimi bollaştırarak bileğinden çektim. Uzandığı askıyı eline geçirerek boydan süzdü.

"Hmmmm"

Olumlu bir şekilde çıkan mırıltısı kafaya çoktan bir şeyleri koyduğunu gösteriyordu.

"Bunu giy."

Dönüp ne tepki vereceğime baktığında bana baktığını fark etmemiş gibi tekrar tekrar baktım.

"Hayır zaten siz kararınızı vermişsiniz bana niye soruyosunuz?"

Kahkaha atarak "Hadi hadi giy şunu" diyen annem elbiseyi yatağımın üzerine sererek odadan ayrıldı. Yanlız başıma kaldığım odada bir elbiseye bir aynaya bakıp duruyordum. Cihan neredeydi? Ne yapıyordu? Ne yiyordu ne içiyordu? Bu soruların cevabını bile bilmiyorken kalkıp bunları yapmak bana dünyanın en saçma dakikaları geliyordu. Bu elbiseyi giyinmem, süslenip o herifin ayağına gidecek olmam... Herşey onsuz anlamsız geliyordu. Geçmiyordu içimdeki sızı, bitmiyordu.

"Hadii!"

Kapıyı açıp bir anda kafasını çıkaran annem ödümü patlattığı için küçük bir korku nidası bırakmıştım. Kısa bir hatırlatmadan sonra tekrar kapıyı kapatan annemin bildirimi ile soyunmaya başladım. Elbisenin ince fermuarını açarak üstten içine girdim. Kapattıkça sıkılaşan fermuar elbisenin bedenime tam oturduğunun işaretiydi. Üzerime tam oturan elbise ile aynada kendime uzun uzun baktım.

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Where stories live. Discover now