34.

4.9K 134 14
                                    

____________________________________

-34-

Cihan söylemeden önce eve gittiğimizi düşünmüştüm ama o çok sürmeyeceğini, beni bir yere götürmek istediğini söyledi.

"Nereye gidiyoruz?" sorusunu sorduğumda da, "Gidince görürsün" diyerek susmuştu. Yol boyu heyecanlanarak sadece geçtiğimiz yerleri incelemiştim.

"Ne zaman orada oluruz?"

"Birazdan"

...

"Gelmedik mi?"

"Hayır"

...

"Ne kadar kaldı cihan?"

"Susarsan az kaldı"

...

Sonunda araba durduğunda geldiğimizi anlamıştım ve heyecanla oturduğum yerde kalkmaya hazırlandım. Ne kadar görmediğimi düşünsede bıyık altı gülümsemelerini farkedebiliyordum. Arabadan indim ve karşımda duran güzel restoranta baktım, ama kapıda "Kapalı" yazıyordu. Garipseyerek cihana döndüm, şöför kapısını kapatıp yanıma doğru yaklaştı. Benim gibi önündeki yapıya dikkatle süzerek baktı. Güzel bir mekandı ama kapalıydı, aynı yeremi bakıyorduk?
Elimi bir el kavradığında dönüp solumda ki surete baktım, hâlâ mekana dönüktü yüzü. Şaşırarak açılan gözlerimi farketmiyordu. Hareketlenmesine uyum göstererek bende onunla birlikte ilerledim. Beraber mermer merdivenlerden çıkarak içeriye giriş yapmıştık. Hâlâ eli elimdeydi..

"Eee sen gördünmü bilmiyorum, ama ben kapıdaki 'kapalı' yazısını gördüm"

Cümlemi baş parmağımla arkamı gösterir gibi tutarak ardımızda kalan kapıyı işaret ettim.

"Bize açık" diyerek bıyık altı gülümsedi.

İçeriye girdiğimizde kimseyi görememiştik, bir kaç dakika sonunda ellilerinde, kısa ve beyaz saçlı bir kadın yanımıza kocaman bir gülümsemeyle geldi. Cihan'a o kadar çok benziyordu ki bir an annesi olabilirmi diye bile düşündüm.

"Cihanımm"

Kadın önce şaşırarak sonrada gülerek kollarını cihana doğru açtığında, Cihan'da gülümseyerek karşılık verdi ve boy farkından dolayı hafif eğilerek kadına sarıldı. Gerçekten annesi olabilirmiydi?

"Hoşgeldinn!"

"Hoşbuldum Hacerim" dedi sıcak ve samimi ses tonu ile. Bu yanını ilk defa görüyordum. Her geçen dakika daha da mı aşık oluyordum?

"Nerelerdesin sen he? Hiç gelmiyorsun yolunumu unuttun buraların?"

"Yok.. Yok unutmadım da..."

Bu kez bana dönen Cihanın ardından yaşlı  kadının gözlerinin hedefide ben olmuştum.

"Bu sefer sana bir misafir getirdim"

Kadın hiç bir şey söylemiyordu, sadece bana bakıyordu. Bakan gözleri ise sevinçle parlıyordu. Kendimi, ne yapsam, nasıl tanıştırsam diye düşünürken kadın elini kaldırarak öpmemi istermişçesine bekledi. Bir yandanda inci gibi dişleri ile güzel bir gülüş gösterdi.

Cihan ise yaşlı kadının bu hareketi üzerine bana baktı ve gülümsedi. Daha fazla bekletmeden hemen eğildim ve nazik, sessiz bir öpücük bırakıp anlıma koydum pamuk elini. Öptüğüm elini şimdi de çeneme koyup dikkatlice yüzüme odaklanmıştı.

"Güzel kızsın... Maşşalah" dedi bana bakmaya devam ederek.

"Teşekkür ederim efendim"

Bende bu sefer onun gibi, gözlerinin içine bakarak derin bir gülümseme yerleştirdim yüzüne.

"Ee hadi ne bekliyoruz? gelin sizin karnınızı bir doyuralım sonra oturup uzun uzun konuşuruz."

Yaşlı kadın tam arkasını dönüp gitmeye hazırlanırken Cihan yavaşça iki kolunuda durdurur gibi tuttu.

"Hacerim, Hacerim.... Biz çok kalamayacağız, hem sonra geliriz daha vaktimiz var. Bugünlük Çiçek biraz yorgun"

' Kalamayacağız, geliriz, daha vaktimiz var, Çiçek yorgun...'

"Ama daha yeni geldiniz Cihan?"

Kadın bir anda ağlamaklı olup üzgünce bize dönmüştü. Kalmamızı gerçekten çok istiyormuş gibiydi ancak ayakata duracak mecalim kalmamıştı. Cihan ise hareketlerimden ve adımlarımdan bunu anlıyor gibi gözlerimin içine bakıyordu.

"Hacerim söz... Söz bir daha gelicez sana, daha uzun kalacağız, tanıyacağız birbirimizi..."

Sondaki cümlesini bana bakarak söylemesi bütün yorgunluğumu atmamı sağlamıştı. Şimdi "Ay ne olucak sanki? kadın o kadar rica ediyor sana, ayıp olur kadına da Cihan..." dememek için kendimi zor tutuyordum ama herkes beni çok merak etmiştir. Evde bekleyenler olmasa yorgunluğumu hiçe sayıp saatler boyu oturup Hacer hanımla sohbet edebilirdim.

"Peki madem, seni bilirim sözünde durursun. O yüzden şimdilik bir şey demiyorum..."

Tekrar yaşlı kadına sıkıca sarıldı, daha sonra kadın bana doğru döndü, kollarını açtı ve elleri ile beni çağırdı.

"Gel"

Aramızdaki iki adımlık mesafeyi de kapatarak yanına yaklaştım.

"Sende artık benim kızım sayılırsın..." dedi ve banada sıkıca sarıldı. Kadının samimiyetine hayran kalarak bende kollarımı sırıtına sardım. Bana Cihandan daha uzun sarılması dikkatimi çekmişti. Kafamı hafif çevirdiğimde Cihanın yüzünde tarif edemediğim bir mutluluk duygusuna şahit olmuştum. Bize, yüzündeki tebessümle dalmış bakıyordu.

"Görüşmek üzere Hacer..."

"Teyze... İstersen annede diyebilirsin" fısıldayarak söylediği cümlesinde kıkırdayarak Cihana bakmıştı.

"Pekii, Hacer teyzeciğim, kendinize iyi bakın görüşmek üzere."

Gülümsememi yüzümden hiç düşürmeden arabaya doğru döndüm, Cihanda hiç gecikmeden yanıma geldi. Arabanın ön kapısını açtım ve sağımdaki binaya ve yaşlı kadına tekrar baktım. Ellerini dua eder gibi açarak arkamızdan bir şeyler okuyordu. Tekrar gülümseyerek arabanın açtığım kapısından içeri girdim. Kapıyı kapattım ve Cihana döndüm.

"Annen mi?"

Biraz durdu ve gülümsedi.

"Öz annem olsa bu kadar severdim"

Sözleri sözlerimi kesen nokta olmuştu, ağzımı açıp başka bir şey soramamıştım.

"Seni bu dünyada en çok sevdiğim kişiyle tanıştırmak istedim..."

"Beni büyüten kadınla..."

Sessizce sadece onu dinliyordum, konuşup yorum yapabileceğim bir durumda yoktu zaten. Ben onun gözlerine, onun gözleri ise yerde dolaşıyordu. Keşke daha çok öpseydim, seni yetiştiren kadının ellerini. Keşke...

Arabayı çalıştırdı ve yavaşça gaza bastı.

____________________________________

#Cihçek 💜

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Where stories live. Discover now