1. Bölüm: Gerçekler

53.6K 1.4K 376
                                    

Öncelikle MERHABALAR! Uzun süredir istediğim bir şeyi gerçekleştirip kurgu yazıyorum. Gerçekten çok heyecanlıyım. Bu benim ilk kurgum, bu yolda attığım ilk adım. Bu konuda herhangi bir iddiam yok. Sadece istediğim ve beni mutlu ettiği için yazıyorum. Umarım Liyuza'nın hikayesine benimle birlikte tanıklık eden birileri çıkar. Yazım yanlışı yaparsam şimdiden özür dilerim. Dikkat etmeye çalışıyorum ama hatasız kul yoktur diyelim. Neyse çok uzatmadan başlayalımm. İyi okumalar💗

Bölüm şarkısı= Kalben- Sadece

Medya= Liyuza İren Ahter (Ilgım)

Başladığınız tarih ve saati yazabilirsiniz.↪️

🍂

Hayat zordu. Yaşamak zordu. Kaybettiklerinden ya da hiç kazanamadıklarından sonra yaşamak daha zordu. Canımı kaybetmiştim. Babamın sevgisini ya da saygısını kazanamamıştım. Benim için nefes almak da zordu.

Yaşadığım 17 yıl benden çok seyi almıştı. O benden çok şeyi almıştı. Şimdi bir telefon bana her şeyin sahte olduğunu söylüyordu. Bir kişi bana her şeyin boşa olduğun söylüyordu. Bu kadar basit miydi?

"Hanımefendi, oradaysanız ses verin lütfen."
Ona çığlık atmak istediğimi ama boğazımdaki düğümden ağzımı açamadığımı söylesem, bana yardım eder miydi? Bana kimse yardım etmez.

"Hanımefendi?"
Telefondaki ses tekrarlandığında kafamı sağa-sola salladım ve kendime gelmeye çalıştım.
"Buradayım. Hangi hastane demiştiniz?"
"Özel Ahter Hastanesi. Bir saat içinde sizi DNA testi yapmak için hastaneye bekliyoruz."
"Orada olacağım, iyi günler."
Beklemeden telefonu kapattım.

Ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. 1-2 dakika öylece duvarı izledim. Çalan telefonun sesiyle irkildim. Ekrana baktım. O arıyordu, hayatımı kâbusa çeviren yaratık.

Bekletmeden açtım, yoksa telefonu açmadığım her saniyenin acısını sonrasında çekiyordum.

"Alo?"
"Seni aradılar mı hastaneden?"
"Evet."
"Hazırlan 15 dakikaya evdeyim."
Telefonu kapattı.

Hızlıca kalkıp üstümü giyindim. Geldiğinde giyinik ve hazır olmalıyım. Dün gecenin ağrısı hâlâ duruyordu. Biraz daha darbe alırsam acımın ikiye katlanacağını bildiğim için dikkat etmeliydim.

13. dakika evin kapısı açıldı. Hazır bir şekilde salonda bekliyordum. İçeri girdi. Etrafımda bir tur attı. Yanıma yaklaştı. Uzaklaş. Kirli kokmuş elleri, dışarı çıkacağım için tarayıp açık bıraktığım saçlarımı buldu. Çek elini. Usulca birkaç kere okşadı. Yapma. Kulağıma eğildi ve fısıldadı.
"Demek benim kanımdan değilmişsin."
İğrenç kokan nefesinin sıcaklığını kulağımda hissettiğimde midem kalktı. Nefes almayı bıraktım.

Birkaç saniye sonra beklediğim hamle geldi. Saçlarıma ellerini doladı ve kökünden koparırcasına çekti. Her ne kadar alışık olsam bile canım yanıyordu. Ama sustum, ağlarsam daha da sinirlenirdi.

Tekrar konuşmaya başladı. Ama bu sefer yüksek sesle.
"Zaten senin gibi bir orospu benim kanımdan olamazdı."
Saçlarımı bıraktı.
"Sonunda senden kurtuluyorum, ne mutlu bana!" Uzaklaştı.
"Bakalım yeni baban nasıl biriymiş. Benden iyi olamaz ama."
Gülerek odasına gitti.

Çektiği yerleri okşadım. Yine kendimden başka yardım edenim yoktu. Ya artık olursa? Annem, ailem olursa? Unutma Liyuza senden kimse seni sevmez. Olsun.
O hazırlanırken bugünü düşündüm.
Hayatımın kökten değişeceği günü.

Birkaç saat önce..

Yaz tatilindeydik. Başkaları için tatil, benim için hapis. Her zaman olduğu gibi kalktım. Dün açılan yaralarımı sardım. Eziklere krem sürdüm. Kahvaltı yaptım. Çeyreği kalmış bayat ekmek, küflenmeye başlamış peynir, kalan 3 zeytin. Sonra oturdum ve gece iyi uyuyamadığım için biraz kestirdim. Telefon sesiyle uyandım. Ondan başkası aramazdı beni. Yine ne isteyecekti? Bir aldığım nefes kaldı zaten onuda kesmesi yakındır. Baktığımda hiç tanımadığım bir numara gördüm, açtım.

"İyi günler. Liyuza İren Ilgım'la mı görüşüyorum?"
"Evet, benim."
"Özel Ahter Hastanesi'nden arıyorum. 17 yıl önce 15 Ekim 2005 tarihinde hastanemizde yapılan doğumda bebeklerin bir hata sonucu karıştığını tespit ettik. Sizin doğumunuzda."
"Ne?"
"Detaylı bilgi için lütfen hastanemizi ziyaret edin."

İşte bu kadardı. Hata. Basit bir hata. Hayatımı bitiren, kâbus dolu ızdırap ve acıdan başka bir şey yaşamadığım 17 yılın sebebi bir hataydı. Şakaysa komik değilse daha komik. Trajikomik.

Şu an...

Kapı sesiyle düşüncelerimde kurtuldum. Refleksle sesin geldiği tarafa baktım. Zehirli, çamur rengi gözler. Direkt başımı eğdim.

"Hadi yeni anneciğin ve babacığının yanına gidelim, beslediğim karga. Şimdi gözümü mü oyucaksın?" Hiçbir şey demeden kalktım ve yola çıktık.

🍂

İlk bölüm bitti. Yorumlarınızı şöyle alayım.↪️

Bir sonraki bölümde görüşürüzz.
Öptüm, sevdim.

LİYUZAWhere stories live. Discover now