8. Bölüm: Silinmeyen İzler

31.9K 1.7K 252
                                    

Merhabaa! I'm here. Nasılsınız? Ne yapıyorsunuz? Hayat nasıl gidiyor bakalım.

Bölüme geçelim iyi okumalar. Satır arası yorumlarını bekliyorum. Yıldızımızı parlatabilirsin.

İyi okumalar💞

Medya= Liyuza İren Ahter

Bölüm şarkısı= Sezen Aksu- Git...

🍂

Söylediğimle masada ölüm sessizliği oldu. Kimse bir şey diyemedi. Çağın'ın afallamış ifadesine daha fazla bakmak istemedim ve önüme döndüm.

Gitmeliydim çünkü ağlamak üzereydim. Normalde her olayda soğuk kanlılığını koruyan ben canımın ismini duyduğum an içimden gelen ağlama isteğini bastıramazdım.

"Kızım n-nasıl yani..." Ahu Hanım'ın lafını böldüm.
"Bu konu burada kapansın lütfen. Söylediğimden fazlası yok."
"Peki, sen nasıl istersen Liyuza."

Kafamı salladım ve kalkmak için hareketlendim.
"Kızım nereye?" Soru Kenan Bey'den gelmişti.

"Ben doydum. Size afiyet olsun. İyi akşamlar."
Daha fazla bir şey duymak istemediğim için hızla odaya çıktım.

Gözyaşlarım bunu bekliyormuş gibi odaya adım attığım an yüzümden aşağı süzülmeye başladı. Adım atacak gücü kendimde bulamadım. Kapattığım kapının arkasına oturup olabildiğince sessiz ağlamaya başladım.

"Eren, canım çok özledim ben seni."
Gözlerimi kapadım ve güzel yüzünü büyük yosun gözlerini hayal ettim.

"Nasıl gittin sen benden bak yalnız kaldım. Hani demiştin ya 'Üzülürsen beni çağır, söz gelir sana kocaman sarılırım. Hiçbir şeyin kalmaz.' Ben çok üzüldüm çok ağladım. Belki acımdan, belki sen gelirsin diye.. Tutmadın sözünü. Gelmedin canım, gelmedin bir tanem."

'Bazı sözler tutulmamak için vardır.'

"Bende gelemiyorum ki yanına, yasak kıldın bana. Gitmeseydin keşke. Sen giderken yanına İren'i de aldın bana bir şey kalmadı. Çok yalnız kaldım."

Kapının arkasından gelen burun çekme sesiyle irkildim. Biri oradaydı ve beni dinliyordu. Tepki vermedim, geldiği gibi gitsin.

Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve yatağa yatıp ağrıyan gözlerimi dinlendirmek için kapadım.

Nefes nefese gözlerimi açtım. Yine rüyama girmiş ve kâbusa çevirmişti. Kendisi gitse bile laneti hep peşimdeydi.

Bir süre kendime gelmeyi bekledim. Daha iyi olduğuma kanaat getirdiğimde etrafa baktım. Hava tamamen kararmıştı. Gece olmalıydı. Yatağın yanındaki dijital saate baktım. 03.15

Ağzım çok kurumuştu. Su içmezsem ölücek gibiydim. Bu saatte kimse ayakta olmazdı heralde. Mutfağın yerini de biliyordum.

Zaten bu odada bir dakika daha durmak istemiyordum. Kâbusun da etkisiyle duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Nefesimin daraldığını hissettiğim an odadan dışarı çıktım.

Sessiz adımlarla merdivene ilerledim. Bu katta benim kaldığım odayla birlikte 3 oda vardı. Kimlere ait olduğunu bilmiyordum.

2. dakikanın sonunda mutfağa ulaşmıştım. Evde hırsız gibi dolaşmamak için ışığı yaktım.

Korkmuyordum. Biri bana zarar vermeye kalkarsa Ahu Hanım , Kenan Bey ya da Aram beni korurdu. Yani heralde.

2 bardak su içtim. Bardağı yıkayıp yerine koydum. Kâbusun verdiği bunaltı hâlâ üstümdeydi. Mutfak kapısından bahçeye doğru ilerledim. Biraz hava almam lazımdı.

LİYUZAحيث تعيش القصص. اكتشف الآن