21.Bölüm: Sinir

10.1K 730 241
                                    

Hello. I'm heree.

Nasılsın, napıyorsun, nasıl gidiyor hayat?

Öncelikle ülkece başımıza gelen felâket adına ne kadar üzgün olduğumu belirtmek isterim. Hâlâ o psikolojiyi atlatabilmiş değilim ki eminim birçoğunuz benimle aynı durumdadır. Bu konuyu haberler, sosyal medya ve daha birçok yerde görüyorsunuz zaten o yüzden çok kafa şişirmeyeceğim. Bölümü de sınırımız dolmamasına rağmen bu psikolojiden bir nebze olsa kurtulup rahatlamanız, kafanızın dağılması için atıyorum.

Ölen tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim. Ruhları şad mekanları cennet olsun.

Güzel yorumların beni çok mutlu eder ve yıldızımızı parlatabilirsin💞

Sınır= 350oy 100 yorum

Medya: Vuslat Ahter

Bölüme geçelim. İyi okumalar.

🍂

Çakır'a baktıktan sonra gözlerini bana çevirdi ve ifadesi donuklaştı.

Bakışını gereğinden fazla uzun tutunca Çakır boğazını temizleyerek onu uyardı.

"Barkın var mı müşteri?"

Kendine gelen, isminin Barkın olduğunu öğrendiğim, çocuk gözlerini benden çekerek karşılık verdi.

"Bir kişi var onunla da Samet ilgileniyor."
"Anladım."

Çakır, Barkın'ın sorgulayan bakışlarını görünce bizi tanıştırması gerektiğini anlamış olacak ki hoşnutsuzca lafa girdi.

"Kardeşim Liyuza. Liyuza, arkadaşım aynı zamanda buranın çalışanı Barkın."

Barkın kaşlarını kaldırdı ve bir şeyleri oturtmaya çalışır gibi mırıldandı.

"Ha senin yeni kardeş."

Benim garip bakışlarımı görünce kendine geldi ve gülümsedi. Gülümsemesine çok hafif ve mecburi bir sırıtmayla karşılık verdim. Ardından konuyu kapatmak için hafifçe mırıldandım.

"Memnun oldum."
Gülümseyen yüzünü bozmadan karşılık verdi.
"Ben de."
"Tanışmanız bittiyse.."

Çakır bana döndü ve belimi nazik ama sahiplenici bir hareketle tutup hafifçe kendine çekti ve ileriye doğru yürüdü.

"Gel sana mekanı göstereyim, güzelim."

Yaklaşık bir saate yakın Çakır bana mekanı gezdirmiş; dövme ve piercing yapımında kullanılan aletleri anlatmıştı. Ardından bir müşteri geldi ve Çakır onunla ilgilenmek zorunda olduğu için beni o gelene kadar bir yere gitmemem konusunda uyarıp, gitti.

10 dakika sonra elinde iki çayla Barkın içeri girdi. Tanımadığım biriyle yalnız olmak beni geriyordu. Umarım Çakır bir an önce işini bitirip gelirdi.

"Çay ister misin?"

Yanıma gelip bardağı önümdeki masaya bıraktı. Gerildiğimi anlamış olacak ki hemen devam etti.

"Çakır getirmemi istedi. Şekersiz içiyormuşsun galiba. Yani Çakır öyle dedi.
Barın gelip önüme çayı bırakırken onu onayladım.
"Evet, şekersiz. Teşekkür ederim."

"Yanlış anlamazsan bir şey soracağım."
Tereddüt doluyken bile emin bir sesle cevap verdim.
"Tabii."
"Daha önce karşılaştık mı? Yüzün çok tanıdık geliyor da."

LİYUZAWhere stories live. Discover now