26. Bölüm: Geçmişin İzleri Yarabandıyla Kapanmaz

5.1K 453 242
                                    

Merhaba canlarım.

Nasılsınız, nasıl gidiyor?

Çok bölüm atamıyorum farkındayım ama saçma sapan bir hayatım var inanın. Bu bölümü bile hastanedeyken vakit bulup yazabildim.

Oylardan çok yorumlarınız beni mutlu ediyor o yüzden yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

Sınır= 350oy 170 yorum

Bu arada unutanlar için en son Avmye gidiyorduk. Çağın, Çakır, Kıvanç, Liyuza ve Dora olarak.

Bölüme geçelim. İyi okumalar.

🍂

Evden çıkmıştık ama bir türlü yola çıkamamıştık çünkü yine bir yer kavgasına tutulmuştu herkes.

"Ya geçen sen oturdun zaten. Şimdi ben oturmak istiyorum."

"Ben hatırlamıyorum oturduğumu falan. Hadi geç abicim öne."

"Ya hayır bana ne."

Yaklaşık 5 dakikadır bu kavga böyle sürüyordu.

"Ya hepimiz aynı yere gitmiyor muyuz? Ne fark ediyor nerede oturacağımız." diye böldüm onları.

Çakır bi anda yüksek sesle şarkı söylemeye başladı.
"Anlamazdınn, anlamaaazzzdınnnn!"

"Bence Liyuza karar versin kimin nereye oturacağına."

Hepsinde gözümü gezdirdim. Dalga mı geçiyorlardı?
Önümdeki arabanın ön kapısını açıp bindim. Sonunda kadar açık olan camdan baktığımda hepsinin afallamış ifadesi güldürmüştü.

"Liz, ne yapıyorsun sen?" diye ilk tepki Kıvanç'tan gelmişti.

"Hepiniz arkaya oturmak istemiyor muydunuz? Geçin oturun işte."

Benimle oturmak istediklerini biliyordum ve eninde sonunda bana seçim yaptıracaklarını da. Birinin kalbini kıracağıma bu yol daha mantıklı gelmişti.

"Bu kızın zekası beni intihara zorluyor."

Çağın hafifçe sırıtıp sürücü koltuğuna doğru yürüdü.
"Hepimizi ipe dizdi demiyorsun da."

"Off abi ya hep senin yüzünden! Ne güzel birlikte oturacaktım."

Kıvanç konuşan Dora'nın ensesine vurdu.
"Çok konuşma yürü."

Hepsi oflayarak arabaya doluştuğunda sonunda yola çıkabilmiştik. Tek araba değildik. 3 arabaydık, bizimle birlikte 2 araba da korumalar vardı.

Bana çaktırmamaya çalışıyorlardı ama babamla Vuslat korumalar konusunda çok dikkatliydi o yüzden içim çok rahat gidiyordum.

Yola çıkalı 2 dakika bile olmamıştı ama bu sefer de müzik kavgası çıkmıştı. Herkes farklı telden bir şeyler istiyordu. O kadar alakasız şeylerdi ki orta yolu bile bulamıyorduk.

Dora, Kupa Kızı ve Sinek Valesi
Kıvanç, Islak Islak
Çakır, Tello Tello Can
açmak istiyordu...

"Ya güzel yurdumun bağrından müzikler varken neden başka bir şey çalalım."

"Ya abi düğün mü burası Tello Can ne?"

"Sus valla sinek valesi yaparım şimdi seni."

"Dora haklı abi. Zaten günde en az 4 kere halay çekiyorsun evde bi burası kalmıştı."

LİYUZAWhere stories live. Discover now