15. Bölüm: Tutsak

18.4K 1K 62
                                    

Merhaba. Nasılsın, iyi misin? Nasıl gidiyor?

Güzel yorumların beni çok mutlu eder ve yıldızımızı parlatabilirsin💞

Bölüme geçelim. İyi okumalar.

Medya= Vuslat Ahter

Bölüm şarkısı= TV Girl- Not Allowed

🍂
Dora'nın Anlatımından:

Kötüydü. Herkes farkındaydı ama kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Onu bu durumdan kurtarmak için çabalıyorduk ama sanki her defasında işler daha kötüye gidiyordu.

Uyku nöbetleri vardı. Rüyasından ya da kâbus mu demeliyim.. Atamıyordu geçmişi. Haklıydı, ben onun yerinde olsam çoktan ruhumu sonsuzluğa kavuşturmuştum ama o yapmamıştı. Direnmişti.

Her ne kadar ruhen güçlü biri olsa da yaşadığı şeyler fazla ağır olduğu için kaldıramıyordu. Uykusunda geçirdiği ağlama krizleri, attığı çığlıklar, sayıklamaları, boş bakan gözleri ve ani tepkileri de bunu kanıtlar nitelikteydi.

Her uykusundan aynı şekilde uyanıyordu bu yüzden geceleri sırayla başında bekliyorduk. Oturup bu konuyu konuşup nöbet düzeni falan yapmamıştık ama bir şekilde düzene girmişti. Aram abim odaya daha hızlı gelebilsin diye Kıvanç'ın odasında onunla kalıyordu. Uyandığında geceyi hatırlamaması da ayrı bir konuydu.

Onu gerçekten seviyordum. Seviyorduk. Yaptığım her şeyden, söylediğim her cümleden hayvanlar gibi pişmandım. Ne söylediklerimin affedilir bir tarafı ne de özür dilemeye yüzüm vardı. Utancımdan göz teması bile kuramazdım.

Bu sevgi kardeşimi ya da yaşadıklarını öğrendikten sonra başlamamıştı. Onu ilk gördüğümde hatta görmeyi bırakın varlığını ilk duyduğumda bile onu merak edip heyecanlanmıştım. Ama Duru'ya olan nefretim ve yaşadıklarım sevgimin önüne geçmiş ve ona karşı kendimi savunmaya aldırmıştı.

O kadar savunma odaklı devam etmiştim ki gözüm hiçbir şeyi görmemişti. Ona olan nedensiz sevgim de dahil. Kardeşini duyduğumda korkumdan kurduğum tüm senaryolar yırtılıp paramparça olmuş, zihnimi çöplüğe çevirmişti. Zihnimi temizleyip mantıklı düşünmeye başladığımda ise ne kadar iğrenç ve gereksiz davrandığımı farketmiştim.

Bu farkındalık fazla geç olmuştu. Kendimi kelimelerle ifade edebilen biri değildim. Ben kendimi nasıl affettireceğimi düşünürken gördüğüm yara izleri ve duyduklarım, düşündüğüm her şeyle birlikte üzerime yıkılmıştı.

Bazen keşke onun yerine ben karıştırılsaymışım onun canı yanmasaymış diyorum. Keşke.

Onu ne kadar korumak istesekte bazı şeyler bizim de elimizde değildi. Şuan o lavaboya kendini kitleyip ağlayarak kusması gibi..

İlahi Bakış Açısı:

'Zaman her şeyin ilacıdır.' derler. Saçmalık. Zaman sadece tüketir ve öldürür. Sevdiğin birini kaybedince zamanla iyileşmezsin. Zamanla hissettiğin o hissizlik duygularının ölmesinden kaynaklanır ve senin içinde bir şeyler ölürken sağ kalan tek şey o biridir.

Bu yüzden olabildiğince az kişiye bağlanın ya da birini hayatınıza alırken bir gün gideceğini kabul ederek alın derim. Aksi taktirde sonuçları çok acı ve pek katlanılmaz olabilir. Liyuza da o sonuçlara katlanmak zorunda olan sayısız insandan sadece bir tanesiydi.

Öğürme sesleri kesilmeye hıçkırıkları artmaya başlamıştı. Evdekiler Liyuza'yı korkutmamak ve kapının zarar vereceği düşüncesiyle kapıyı kırmamış yedek anahtarı bulmaya çalışıyorlardı.

LİYUZAOnde as histórias ganham vida. Descobre agora