13. Bölüm: Mahvolmuş Hayatlar

22.4K 1.3K 105
                                    

Merhabalar, ben geldim. Yanii I'm here.

Bu kitabı yazarken hiç tereddüt etmedim. İçimdekileri buraya döküyorum. Kapalı kutum gibi bir şey. Her karaktere kendimden ve hayatımdan, hislerimden, yaşadıklarımdan bir şeyler katıyorum ve böylelikle rahatlıyorum.

Bölüme başlamadan bir şey diyeceğim. Herhangi bir psikolog konuşmasına şahit olmadım ve konuşurkenki tavırları, üslupları hakkında bilgi sahibi değilim o yüzden içime en çok sinecek şekilde yazdım. Eğer yanlışsam kusura bakmayın.

Satır arası yorumların beni çok mutlu eder. Yıldızımızı da parlatabilirsin.
İyi okumalar 💕

Medya= Dora Ahter

Bölüm şarkısı= May Roosevelt- Memoir #02 [06.12.09]

( Bölümün çoğunu bu müzikle yazdım bu yüzden dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.)

🍂

57. dakikanın sonunda karakola gelmiştik. Yine dakikaları sayıyordum. Birçok şey gibi bu da elimde değildi. Canavarın yanında hep dakik olmam gerekmişti. Bir ütü 10 dakikada yapılacak diyorsa 10 dakikaydı. 11. dakika bitirip önüne koysam da cezasını çekerdim.Bu yüzden her konuda dakiktim. Yaptığım her eylemde istemsizce süre tutuyordum.

Arabalardan indik. Aram yanıma geldi ve elimi tutup konuşmaya başladı.
"İçeride söylediğin her şey bir delil Liyuza. Lütfen bildiğin kadarını anlatmaya çalış, çalış ki kurtulabilelim küçüğüm."

Hafifçe kafamı salladım. Konuşmak için tüm gücümü içeriye saklıyordum. Bunu Eren'e borçluydum. Bunu İren'e borçluydum. Ve elimden geleni yapacaktım. Benim onayımla ailecek içeriye doğru adımladık.

İçeri girdiğimizde bizi Avukat Akın karşıladı. Büyük ihtimal aile avukatı olduğu için bu davanın da avukatlığını o üstlenecekti. Kısaca selamlaştılar ve Akın bana bakıp konuşmaya başladı.

"Liyuza olayları üstünkörü Aram'dan dinledim. Konuyu fazla uzatmayacağım. Sadece çok üzgün olduğumu ve elimden gelenin en iyisini yapacağımı bil."
"Teşekkür ederim."

"Görevim bu. Her neyse delileri inceledim. Zaten her şey apaçık ortada. Düzgün bir ifadeyle müebbeti garantilenir. Ama şuan vereceğin ifade büyük önem arzatmekte. Oldukça ayrıntılı bir ifade verirsen her şey hallolur. Olabildiğince çabala lütfen ama kendini strese de sokma. Zaten doktor raporlusun, kimse seni zorlamayacak. İstediğin zaman ara verme hakkına da sahipsin. Sadece rahat ol ve iyi hatırla yeter."

Başımı anladım dercesine salladım.

"Peki siz yanımda mı duracaksınız? Yoksa dışarıda mı?"
"Ben ailenin diğer üyeleri gibi camın arkasından dinliyor olacağım. Sen bizi göremeyeceksin ama biz seni duyup görebileceğiz. Sorgu odasına yetkililer hariç giriş yasak zaten o yüzden giremiyorum."
"Anladım."
"Tamamsan geçelim o zaman."

Kafamı onaylar şekilde salladım ve ayaklandık.
Fazla uzatmadan sorgu odasına girdim. Gereksiz bir şekilde gergindim. Odada 2 polis üniformalı adam ve 1 psikolog olduğunu düşündüğüm beyaz önlüklü kadın vardı. Yer göstermelerini beklemeyip tek boş sandalyeye oturdum.

"Hoşgeldin Liyuza İren nasılsın?"
"Sadece Liyuza lütfen. Ve iyiyim teşekkürler." Adım konusunda nettim İren yoktu. Ölmüştü.

"Tabii sen nasıl istersen. Seni saçma sorularla boğmak istemiyorum. İkimizde neden burada olduğumuzu biliyoruz."

"Farkındayım, sorabilirsiniz sorularınızı. Bildiğim kadarıyla anlatmaya çalışacağım."

"Peki. O zaman başlıyorum. Bana olabildiğince net yanıtlar vermeye çalış Liyuza. Böyle resmi ifadelerde ikileme yer verilmiyor maalesef."

LİYUZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin