10. Sahne

566 45 7
                                    

"Gel bakalım çilli,"

Kartal'ın bana doğru uzattığı elini gülerek tuttum. Beyefendinin yoğun ısrarlarına dayanamamış, beni kendi arabamla almasına müsade etmiştim. Evet kendi arabamla. Kendisi bugün güzel kızıma el koyduğu için maalesef onu Kartaldan kurtaramamıştım.

Arabadan inerek sivri siyah topuklularımın üzerinde durdum. Üzerimi sıkıca saran siyah göğüs dekolteli elbisemi düzeltirken Kartal kolunu benim için uzatmış bekliyordu. Su dalgası yaptığım saçlarımı geriye doğru atarak Kartal'ın koluna girdim.

"Bugün fazla yakışıklısın dodi." diyerek keyifle konuştuşumda bana doğru dönüp göz kırptı.

"Her zaman ki halim çilli."

Ah gerçektende her zaman ki haliydi. Şirkette giydiği kıyafetlerini çıkarmadan gelmişti ve her haliyle her yere yakışırdı. Kartal Arıca girdiği her mekanda dikkat çekmeyi başarabilen bir çekiciliğe sahipti. Bana da yanında olduğum için şanslı olduğum kısım düşüyordu sanırım. Öyle ki her defasında kolunda olduğum için kızlar tarafından defalarca öldürücü bakışlara maruz kalıyordum.

Kuyudan içeriye girdiğimizde gürültülü müzik sesi bizi karşılarken babanın hayranlıkla anlattığı mekana merakla bakıyordum. Burası için her zaman ıpıssız ölüm sessizliğinin olduğunu söyler sadece boks maçları olduğu zaman ses duyulduğunu belirtirdi. Anlaşılan o ki Milanla Ahu buraya renk katmak istemişti.

Kapkaranlık olan mekanın yer yer verdiği ışıklarla aydınlandığı oldukça yüksek sesli bir müzikle deli gibi dans eden insanlar Ahuyla Milan'ın eseriydi. Kartal'ın kolundan çıkarak etrafa göz atarak yürümeye devam ederken gözlerim Ahuyla çakıştığında gülümsedim. Hayranlıkla ona bakarak çektim.

Ahu Kozcu yine çok güzeldi.

Üzerine giydiği kırmızı mini boy elbiseyle adeta ateş ediyordu. Milansa evde gördüğüm gibiydi o da Kartal gibi üstünü değiştirmeyi tercih etmemişti. Kuzgun mu? İşte ona bilerek bakmamıştım.
"Hoşgeldiniz!" diye adeta neşeyle çığlık atan Ahunun yanına geldiğimde beni anında kucaklamış geldiğim için çok sevindiğini söylerken kendimi geri çektim.

"Gel böyle," Eliyle bana Kuzgun'un karşısını gösterdiğinde daha fazla ayakta kalmayarak oldukça rahat gözüken siyah deri koltuğa oturdum. Gözlerimi Kuzguna diktiğimde elalarının zaten ben de olmasıyla gözlerimi kırpıştırdım.

Bir anlığına üstünü süzdüğümde siyah gömleğinin sıkıca sardığı vücuduna bakmadan edememiştim. Bir iki ilmek açtığı gömleği tenini açıkça belli ediyor bu karanlık yere rağmen parlamasına sebep oluyordu.

Ah siz Arıcalar...Neyse,

Kuzgun başıyla selam verdiğinde ben de başımı umursamazca sallayarak önüme koyulan içkiden bir yudum aldım. Boğazımı yakacak derecede olan alkol bir anlığına kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

"Çok güzel olmuşsun," Ahunun hayranlık akan sesiyle dudaklarım yukarıya doğru kıvrılırken başımı olumsuz anlamda salladım. Kendinden haberi yok muydu bu kadının?

"Ayna da hiç kendine bakmadın mı?" Gülerek sorduğum soruyla kıkırdarken utanarak gözlerini benden kaçırmıştı. Tatlı utangaç.

"Biliyor musun gelmeyeceksin sanmıştım." dediğinde elimdeki bardağı masaya geri bırakarak dudağımda kalan ıslaklığı dilimle temizleyerek Ahuya dönecekken afallayarak dudaklarıma bakan Kuzguna bakakaldım.

Gözleri arsızca dudaklarımda dolaşıyor hiç çekinmeden onlara dik dik bakmaya devam ediyordu. Yutkunarak ciğerlerime bu leş kokuya rağmen bir nefes çektiğimde kendine gelmiş gibi silkelenerek gözlerime bakmadan eliyle gömleğinin yakalarını düzeltip Milanla Kartal'ın sohbetine dönerken ben de hiçbir şey olmamış gibi Ahuya döndüm.

AfitapWhere stories live. Discover now