34. Sahne

377 41 10
                                    

Elimde tuttuğum böceklerle kalakalmış bir halde koltuktaydım ve yalnız değildim. Bu durumu sadece yaşayan ben değildim. Milan, Ahu, Jilet, Kartal, Kuzgun, hepimiz birbirimizden korkunç haldeydik.

Bunca zaman her hareketimiz, her konuşmamız dinlenmişti. Planlarımız, eğlencelerimiz, kavgalarımız, kimi zaman dertleşmemiz. Anahtar her birini teker teker dinlemişti. Biz ona zayıf yönlerimizi kendi ellerimizle sunmuştuk. O adam tüm duygularımızla tanımıştı bizi.

İhtiyar hepimizi gafil avlamıştı.

Her defasında onu avladığımızı sanarken asıl avlanan biz olmuştuk. Çok alay etmiş miydi bizimle? Eğlenmiş miydi çok? 

Yastıklardan çıkan böceklerden sonra perdelerin kornişonlarına kadar bakmış ve oradan da böcekler bulmuştuk. Tek perdelerde değil, mutfağın raflarının altında, bahçenin oturma grubunda, toplanarak oturduğumuz konuşma sağladığımız her yer de böcekler vardı. Bu korkuyla kamerada aramıştık fakat o yoktu. Zaten her şeyi dinliyordu, kamera olmasa ne olacaktı sanki.

"Ceylin'in evine de bakmalıyız," dedi Kuzgun. Sesindeki o korku tınısıda neyin nesiydi böyle? O her daim güçlü, sinirli, korkusuz adama ne olmuştu? Artık anahtar onu da ürkütmeye başlamıştı, çünkü gücümüz azalıyordu.

Tutunacağımız bir umut dalı bile yokken neden herkes dimdik durmamızı beklerdi? 

"Adam her şeyi dinlemiş. Gülüşlerimizi, öfkemizi, ağlamalarımızı, planlarımızı...Çelebi tüm zayıf noktalarımızı öğrenmiş."

İhtiyar...İhtiyar seni bulduğum yer de geberteceğim. İlk işim o aptal dişlerini sökmek olacak. Biz onun hakkında planlar kurarken kaç defa zaferle sırıtmıştı?

Kuzgunu sevdiğimi biliyordu. Kuzgunla yaşadığım her şeyi biliyordu. O armut puflarda oturduğumuz her gece o adam bizi dinlemişti. Burada Kartalla konuşurken o adam bizi yine dinlemişti, Ahuyla bahçede oturup birbirimize itiraflarımızı yaparken o adam..yine bizi dinlemişti ve daha nicesi öyle değil mi?

Asıl soru şuydu, bunca böceği kim nasıl yerleştirmişti?

Hizmetliler mi?

Kuzgun'un adamları mı?

Kim onun adamıydı?

"Bunca böceği kimseye yakalanmadan nasıl yerleştirdiler? Kuzgun olmasa Kartal evde olur, Kartal olmasa Milanla Ahu olur bunu kim yapmaya cesaret edebilir?" dedi Jilet. Doğru söylüyordu, onca adamın içinden nasıl geçipte yapabilmişti bunu? 

"Adamlardan bu eve bir tek Cesur giriyor. Onun haricinde iki tane çalışanımız var, bir de haftada bir büyük temizliğe gelen iki ayrı yardımcı."

"Neden sadece cesur giriyor?" diye bir soru yönelttiğimde Kuzgun ela gözlerini bana çevirerek omuz silkti.

"Çünkü bir tek ona güveniyorum."

"Temizliğe gelenler hep aynı kişi mi? Onları kim ayarlıyor?" dediğimde şimdiden cevabı bilir gibiydim.

"Cesur ayarlıyor," Alayla dudaklarımdan bir gülüş kaçtı. Kuzgun evin her şeyini Cesura ayarlattırıyordu. Hizmetlilerini bile, peki ya Cesur hizmetlileri böcekleri yerleştirmesi için ayarlayıp Kuzgun'un her adımını ihtiyara bildiriyorsa?

"Masaya cesur giriyor mu?" dediğimde başını onaylamazca salladı. Güzel, en azından içeriye giremiyordu.

"Bir dakika, saçmalamayın isterseniz Cesur böyle bir şey yapmaz. O bizim kaç yıllık adamımız siz böyle bir şeye inanıyor musunuz?" dedi Jilet.

Kuzgunsa başını onaylamazsa sallayarak geriye doğru yaslandı. "Cesur değil, o yapmaz. Hedefimizde haftalık gelen temizlikçiler olmalı. Günlük gelen yardımcılarımız yapmaz onları ben kendi ellerimle buldum."

AfitapDonde viven las historias. Descúbrelo ahora