19. Sahne

395 40 6
                                    

Umudumun yine sonuna gelmiştim. Tek ben de değil hepimiz. Bu adam hep kazanacak mıydı? Hep o mu önde olacaktı? Ruhum beni çıkmaz sokaklara itiyordu sanki, bir labirentten çıkmak için uğraşan bedenim her kapıya ulaştığında yeni bir duvar karşısına çıkıyordu. Bitmek bilmeyen sürekli yüzüme kapatılan kapı beni anahtara götüremiyordu.

Çelebi yine ve yeniden kazanmıştı.

Yine olmamıştı işte, yine tam onu bulmaya yaklaşmışken bütün delilleri ortadan kaldırmıştı. Kuzgunla mekandan çıkar çıkmaz eve gelip herkese haber vererek buraya toplanmalarını sağlamıştık. Mekan anahtara aitti, ve biz onu bulacakken adamlarını öldürerek hiçbir şey öğrenemememizi sağlamıştı.

Yine de durmamıştık, tüm mekanı ilmek ilmek aramıştık fakat hiçbir şey yoktu.

O en başından beri mekanına geleceğimizi bilerek hareket etmişti.

Yine bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamıştı.

Herkes dağılmış halde bir köşeye çekilmişken evi ölüm sessizliği kaplamıştı. Yorgunca gözlerimi kapatıp bacaklarımı karnıma doğru çekerek başımı koltuğa yasladım. Bu durumdan öyle çok bunalmıştım ki, umutlarımın sürekli sönmesinden, heyecanla çıktığım yoldan hayal kırıklığıyla geri dönmekten,

"Yine olmadı.." Milan'ın sesiyle gözlerimi sıkıca kapattım. Ellerim sanki bir şey duymak istemiyorcasına kulaklarıma kapanmak istiyordu.

"Anladığımız tek bir şey var, o da anahtarın asıl hedefi, Kuzgunla Ceylin olduğu." Jilet doğru söylüyordu, anahtarın asıl hedefi belliydi. Kuzgunla beni bitirmek istiyordu. Peki ya neden? Neden biz?
Doğduğumdan beri bitmek bilmeyen kabus hayatım ne zaman huzura erecekti? Önce babam, sonra başka bir baba hayatımı alt üst etmişti.

Bu kadar zor muydu mutlu olmak?

Oysa ben sadece karşımdaki insanın gülümsemesiyle bile mutlu olmaya hazır bir insanken kimse bir an olsun bana gülmemişti...Hapishane hayatı yaşadığım o lanet kulübe de yıllarca gördüğüm tek şey babanın yüzü olmuştu.

"Abimle Ceylini koruyacağız o zaman. Gerekirse şu bahçeye bile tek çıkmazlar."

Kartal...Sırf korktuğu için ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Ailesi gibi bizi de kaybetmekten korkuyordu. Ona bu konu da kızamazdım çünkü ben de deli gibi onu kaybetmekten korkuyordum.

"Tamam yeter artık. Bir aklımızı toplayalım bunları sonra konuşuruz. Baksanıza ne haldeler!"

Ahu hepsini tersleyerek susmalarını sağladığında içimden ona binlerce dua ettim. Şuan tek istediğim sessizlikti. Artık o herifin notlarını görmek istemiyordum. Artık o herifin pislik oyunlarını görmek istemiyordum.

Ben kazanmak istiyordum. O ezilsin ben ona tepeden bakayım istiyordum.

İç çekerek başımı koltuktan kaldırdığımda ayaklarımı yere basarak sehpada duran sigara paketimi elime alıp bahçeye çıktım. Sert rüzgar yüzüme çarparken içime derin bir nefes çekerek beyaz puflardan oluşan bahçe koltuklarına bedenimi attım. Daha geçen gün burada Kuzgunla kıkır kıkır gülerken şimdi yürüyen cenazeden farkımız yoktu.

Yanımda bir hareketlilik fark ettiğimde Kartal olduğunu düşünürken elindeki çakmağı bana doğru uzatan Kuzgunu gördüğümde sessizce elinden çakmağı alarak bir sigara yaktım. Elimdeki paketi alarak o da kendine sigara yaktı.

"Hani demiştin ya, öldürdüm diye." dediğimde konuşmamı beklemiyor olacak ki duraksayarak sessizce başını sallamakla yetindi. "Kimdi?"

"Babamdı," dedi sakince.

AfitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin