27. Sahne

405 36 7
                                    

1 yıl önce...

Ceylin abisinin göğsüne başını yaslamış donuk bakışlarla filmdeki kadın sevdiği adamın onu terk edişiyle hıçkıra hıçkıra ağladığı sahneyi izliyordu. Abisinin ona baktığının farkında olmadan izlediği sahne ona sade tek bir kişiyi hatırlatmıştı.

O da terk edilmişti ama tek bir gözyaşı bile dökememişti. Dökmek istemişti fakat yapamamıştı. Bu onun hiçbir zaman elinde olan bir şey olmamıştı.

Efdal buruk bakışlarla kardeşinin saçlarını okşadı. Belki de bu filmi hiç açmamalı, ona yeniden o adamı hatırlatmamalıydı. Kendine o an öyle çok kızdı ki filmi hızla kapatarak Ceylin'in belinde duran ellerini sıkılaştırıp onu sıkıca göğsüne hapsettiğinde dudaklarını Ceylin'in saç bitimine bastırdı.

"Abim benim," diye mırıldandı Efdal. Ceylin'e karşı içinde bitemeyen bir hasret vardı. Elinde olsa saatlerce karşısına geçer hayranlıkla onu izlerdi. Ceylin büyüdükçe tıpatıp annesinin aynısı olmuştu.

"Benim güzel kızım," Ceylin gülümseyerek elini abisinin yanağına atıp okşarken abisinin aniden gelen bu sevgi patlasıyla kalbi pır pır etmişti.

"Ef, ne oldu birden bire?" diye sordu Ceylin. Efdalse dudaklarını büzerek omuz silkip yeniden Ceylin'in pamuk saçlarından öptü.

"Hiiç, seni sevesim geldi." dediğinde Ceylin kıkırdayarak uykulu gözleriyle birlikte başını huzurla abisinin göğsüne gömerek gözlerini kapattığında Efdalden aniden duyduğu soru karşısında dudaklarındaki gülümseme son buldu.

"Kaç yıl geçti, belki üç belki iki sayamadım ama bir an olsun yanımda ağladığını görmedim. Benden mi çekiniyorsun abim? O yüzden mi içine atıyorsun her şeyi?" dediğinde elini nazikçe Ceylin'in çenesine atıp onun mavilerine bakmasını sağladı.

"Ben senin her daim yanındayım, benimle kötü gününü paylaşmayacaksan ben niye varım ki?" dedi sakince.

Efdal Ceylin'in içinde kopan fırtınalardan bir haber kurduğu cümleyle Ceylin sadece gülümsedi.
Bilseydi ağlayamadığını, bilseydi ona her şeyin yasaklandığını, bilseydi onun yanına geldiğinde gülümseyebildiğini..Belki de hiçbir zaman kendisini suçlamazdı.

Efdal suçu kendinde buluyordu. Oysa ki bu hikayedeki suçlu olan tek kişi Ceylinden her şeyini çalan o karabasandı.

"Abi," diye fısıldadı usulca,

Efdal Ceylinden çok nadir duyduğu bu kelimeyle mutlulukla gülümsedi.
"Abim?"

"Ben çok mutluyum, ağlamama gerek yok ki, yanımda sen varsın. İnsan mutlu olunca ağlar mı?" dediğinde Efdal başını olumsuzca salladı.

"Hem, sen benim hep yanımda olacaksın değil mi? Sonsuza dek," diye sordu Ceylin.

"Hep yanında olacağım, sonsuza dek küçüğüm. Sonsuza dek kollarımda olacaksın. Minicek bedenini her gece bıkmadan göğsümde uyutacağım.."

~~~~~~

Ahuyla ne kadar süre sessiz kaldık bilmiyorum ama halimden pek şikayet ettiğim söylenemezdi. Kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı. Bazı şeyler omuzlarıma koca bir yük bindirmiş ne yapacağımı şaşırtmıştı. Bana bu sıralar kafamı karıştıran şeylerin en başında Kuzgun vardı.

Aniden bana bu denli yakın davranması, yetmeyip sürekli birbirimizi öpmeye çalışmamız..Biz sürekli yakınlaşıyorduk ve ben halimden şikayetçi değildim. Ancak artık bir sonuca varmamızın zamanıydı. Ama ben...Ben korkuyordum. Hazır değildim. Beni ne bekliyor bilmiyordum ve sanki her şey açığa çıktığında bu büyü bozulacak diye korkuyordum.

AfitapWhere stories live. Discover now