°•4•°

661 64 46
                                    

Minho:

Karşımdaki yüze bakarken ne yapacağımı şaşırmış gibiydim. Bugün buna ne olmuştu anlam veremiyordum. Beni sevdiğini düşündüğü için miydi hepsi?

O kadar aptaldı ki dünyada beni sevebilecek bir insan olmadığını anlayamamıştı. Yetmez gibi ancak okulda elde edebildiğim minik huzuruda kaçırıyordu.

Omuzlarına tutunan ellerimi daha çok sıktım düşmemek için. Dürüst olmak gerekirse özellikle şu an bana olan bakışları daha önce kimsenin gözlerinde görmemiştim. Nefret yoktu.  Hatta iğrenme, suçlama ya da acıma da yoktu. Ne olduğunu bilmesemde onlar gibi kötü de hissettirmiyordu ama omuzlarıma bir ağırlık binmesine sebep oluyordu sanki.

Asıl konumuza gelirsek bu ne zamandan beri bu kadar güçlüydü. Hayır puştun huzurumu kaçırdığı yetmiyormuş gibi ne olduğunu anlamadan kalan sağlığımla da oynamıştı. Durduk yere saçma sapan yerlerde kalbim tekleyip duruyordu onun yüzünden.

Minik bir sorun vardı ki ben yüksekten korkardım. O yüzden ona daha önce verdiğim gibi sert karşılık vermeyi bırak konuşamıyordum bile, sesim bir yerlerime kaçmıştı sanki.

Bazıları bu kadarcık yüksekten ne olur dese de ayaklarımın yere değmemesi bile yeterdi benim için, ayrıca sandalye ile beraber kaldırıldığım için kesinlikle güvende hissetmiyordum.

Korktuğum zamanlar güçsüzleşirdim. Asıl güçlü olmam gereken zamanlarda acınası duruma düşerdim. İtaat etmem gerekir gibi hissediyordum. Kimse asi birine yardım etmezdi çünkü... Küçüklüğümden kalma bir şeydi ve engelleyemiyordum.

Bu yüzden yaklaşık iki üç dakikadır inatmış gibi beni böyle tutan Hyunjin'e normalde olsa küfredeceğim yerde omuzlarındaki ellerimi daha da sıkıp ona yaklaştım. Alnımı omzuna yasladığımda vücudunun titrediğini hissetmiştim sanki.

"İndirir misin beni lütfen? Söz uslu duracağım." Sesimi zar zor bularak fısıldamıştım resmen ama beni duyduğuna emindim. Söylediklerim gururumu incitsede bunu yapmaya meyilliydim başka bir yol öğrenmemiştim.

"Ah... Şey, ben özür dilerim korkacağını düşünmemiştim. İyi misin?" Bu cümleleri kurarken aynı zamanda beni duvarın yanına bırakmıştı. Sonrasındaysa önümde yere çökmüş alttan bana bakıyordu endişeli gözlerle.

"İyiyim bir şey yok... Hoca geldi kalk hadi." Tam o sırada gelen hoca konuşmadan kaçmam için mükemmel bir yoldu. Önce tereddüt etsede sonrasında kalkmış benim kapının önüne koyduğum sırasını yerine yerleştirip oturmuştu.

Ben önüme dönüp defterime anlamsız şekiller karalamaya başlamıştım. Tüm ders utancımdan ona bakmasamda arada gözlerindeki suçluluk duygusuyla beni yokladığının farkındaydım.

Hyunjin:

Diğer derslerde ben suçlulukla defalarca özür dilerken Minho eskisi gibi gözlerime sinirlede olsa bakmadan sorun olmadığını söyleyerek beni geçiştiriyordu.

Ona yaklaşmaya başlamamın ilk günü her şeyi mahvetmiş gibi hissediyordum. Bunu farketmeden yapmış olmamsa hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Minho'yu ilk kez bu kadar korkmuş görmüştüm. Göz bebeklerinin titrediğine şahit olmuştum resmen. Güzel gözlerindeki korkunun sebebi olmak beni kahrediyordu.

Başını omzuma koyduğunda ordan hiç kalkmasın istesemde sonrasında söyledikleri ve sesinden yansıyan korku beni kendime getirmişti. Minho normal bir fobisi olsa böyle bir tepki vermezdi. Emindim.

Gözleri yükseklikten değilde yükseklikten korkmasına sebep olan bir şey yüzünden titriyordu. Açıkça görmüştüm. Minho'nun ilk kez duvarlarını bu kadar indirdiğini görmüştüm.

Gün bitiminde herkes toparlanırken çalan zil eşliğinde Jisung ışınlanmış gibi kapıda belirmişti. Bana kaş göz yapıp Minho'yu işaret etmiş yani nasıl gittiğini sormuştu. Yüzümü ağlar gibi buruşturup durumun daha da vahim olduğunu anlatmaya çalıştım. Anlamış olacak ki tek elini bana doğru sallayıp tükürür gibi yapmıştı.

Jisung gibi bir geri zekalının bile beni geri zekalı olarak nitelendirebileceği bir konuma düşmek başlı başına bir utançtı zaten.

Çantamı sırtıma takıp önümden geçerek kapıya ilerleyen Minho'ya baktım. Derin bir iç çekip arkasından gitmiş Jisung'u alarak ilerlemeye başlamıştım.

Okul bahçesinden çıkar çıkmaz başka yöne sapan Minho'nun ardından Jisung sanki bunu bekliyormuş gibi sessizliği bozup omzuma vurmuştu.

"Yine ne yaptın lan biz demedik mi çocuğa azıcık uysal yaklaş biraz suyuna git. Ne yaptında dellendirdin çocuğu? Hayır bak sen aşırı yakışıklı olmana falan mı güveniyorsun bilmemde hatırlatayım çocuk yunan heykeli gibi amına koyayım. Bu çocuğa gizli fan club açmışlar okulda yürüyen heykel diyorlar. Gruplardan birine gireyim belki hakkında bilgi alırım dedim bir avuç tacizci sapık oturmuş kızlı erkekli Minho üzerinden fantazi yapıyorlardı. Psikolojim kaldırmayınca çıktım. Neymiş oğlum bu çocuk ben bir enayisi sensin sanıyordum tüm okul peşindeymişte haberimiz yokmuş. Sen ne yapacaksan hızlı yap bak alırlar bu çocuğu. Üç yıldır seviyorsun gider başkasıyla olur göt gibi kalırsın. ŞU HAREKETLERİNE BİRAZ DİKKAT ETSENE AMINA KODUĞUM!"

Beni sakince çocuk gibi azarlarken sonda birden patlamasıyla yerimden sıçradım. Bir dakika lan...

"NE DEMEK BENİM MASUM KÜÇÜK BEBEĞİM HAKKINDA FANTAZİLER KURMAK!?"

"Heh... Ben de o kısım ne zaman yüklenecek diyordum."

"Oğlum dalga geçiyorsun değil mi bak? Ya ben kedi suratlımın seksi vücuduna dayanabilmek için bir çükümü koparmadığım kaldı. KENDİMİ TERBİYE ETTİM LAN RESMEN- yoksa o mükemmellik her ders her ders çekilecek dert değildi de- DÜNKÜ BOKLARA BAK YA MİNHO BAKMAZ BİR KERE ONLARA. Ay bakar mı ki? Jisung bakmasın ya... Tam olarak be konuşuluyordu grupta?"

"Asıl ne konuşulmuyordu diyeceksin amına koyayım. Grinin elli tonuna çevirmişler resmen. Yatağa kelepçelemek mi dersin public sex mi dersin, neler neler yazıyorlardı...Hayır genelinin erkek olması daha şaşırtıcıydı hani bizim okul homofobik doluydu lan!?

Pezevenklere bak ya benim güzel yunan heykelim size göz ucuyla bile bakmaz bir kere yatağa kelepçeleyecekmiş puşt... HAYIR HAYIR DÜŞÜNME DUR, HAYAL ETME!

Tamam objektif bakınca çok yakışırdı küçük ellerine ama öyle şeyler düşünmeyeceğiz hayır benim miniğimin kalbini kazanmaya çalışmam lazım. Sonrası bebeğim ne isterse o. Evet. Sakinim.

Jisung'la ailelerimiz aynı apartmanda oturduğundan aynı yolda giderken olanları ona anlatmış bir ton azar üstüne bir de bir kamyon küfür yedikten sonra oh yarasın diyerek evelere dağılmıştık.

Yeni gün yeni Minho sonuçta...


Her bölüm hikayeyi daha da bok ediyormuşum gbi bir his...

Ne kadar aktarabildim bilmiyorum ama Minho'nun gösterdiği sert ve kaba mizacı aslında tamamen kendini korumak için.
Yani eğer biri ördüğü sert duvarların ardından onun hassas noktalarından birine basarsa kendini koruyamıyor bu yüzden en başından duvarlarını sağlam tutmaya çalışıyor.

Anlayacağınız biraz dengesiz bir karakter olabilir çok kızmayın kedişime.

Haftaya görüşürüzz♡

-Nya

In Love•° HyunHoWhere stories live. Discover now