°•22•°

421 53 24
                                    

İyi okumalarr

Minho:

Bahçe kapısının önünde durmuş anlaştığımız gibi Felix'i bekliyordum. Sonunda siyah son model araba kapıya geldiğinde derin bir nefes aldım. Lix araba durduğu gibi kapıdan fırlamış aramızdaki kısa mesafesyi koşarak kapatıp sıkıca sarılmıştı bana. Sarılışına aynı şekilde karşılık verirken gülmemi tutamıyordum.

Chan hyung arabayı park edip indiğinde bize bakarken yüzünde sıcacık bir gülümseme oluşmuştu. Yüzündeki ifade çocuklaşırken minik adımlarla bize koşmuş kollarını ikimizin etrafına sararak sıkıca sarılmış yetmezmiş gibi ayaklarımızı yerden kesmişti. Sıkı tutuşu yüzünden mızmızlanırken kahkahalarımıza da engel  olamıyorduk.

Sonunda bizi bıraktığında vedalaşıp ayrılmıştık. O arabasına binip uzaklaşırken biz de okula ilerledik. Binaya girdiğimizde Felix'e sınıfını bulması için yardım ettim eşyalarını bırakıp benim sınıfıma gelmek istediğini söylediği için üst kata çıktık.

Sınıftan gelen gürültüleri çok garipsemesemde ne olduğunu merak etmiştim. Felix ise benim aksime şaşırmıştı. Ben alışmıştım açıkçası iki sene Hyunjin'le aynı sınıfta olmak kolay değildi. Bölümlerin seçildiği sene aynı sınıfa düşmüştük. Onuncu sınıftayken bunlar niye sürekli bizim sınıfta sorumun cevabını bu sene almıştım...

Sınıftan içeri girdiğimizde bağırışları duyulan Hyunjin ve Jisung ikilisini zapt etmeye çalışan Changbin ve Seungmin'i görmüştük. Bizi ilk gören Seungmin olurken anında Hyunjin'in ağzını kapatmış Changbin'i gözleriyle uyarmıştı. Changbin işretiyle bizi gördüğünde aynı şekilde Jisung'u susturmuştu. İkisi kurtulmak için çırpınırken ağızlarının üstüne kapanan ele rağmen konuşmaya daha doğrusu bağırmaya çalışıyorlardı. Neler dönüyordu burada?

"Ne oluyor? Niye bağırışıyorlar? Ayrıca niye biz gelince susturdunuz?"

"Hiiç..." Seungmin'in şüpheli ses tonu kesinlikle bir şeyler olduğunu kanıtlarken sırama yaklaşarak bakışlarımı Hyunjin'in gözlerine odakladım. Çatık kaşları altındaki sinirli gözleri benimkilerle buluştuğunda üzgün yavru köpek bakışlarına dönerken Seungmin'in boşluğundan yararlanarak elinden kurtulmuş ayaklanarak yanıma gelmişti. Belime sıkıca sarılarak beni havalandırırken afallayarak omuzlarına tutundum.

"Benim." Çocuk gibi mızmızlanarak konuştuğunda şaşkın bakışlarımı gözlerine çevirdim. Oyuncağını sahiplenen çocuk gibi komik gözüken suratı gülmeme sebep olurken sanırım az çok ne olduğunu anlamıştım.

"Ne oluyor ya? Anlatsanıza..."

Hyunjin ağzını açtığında henüz o cevap veremeden Changbin'in elinden kurtulmuş Jisung'un sesi duyuldu.

"Lix? Naber?" Aşırı utangaç çıkan sesi beni ve diğerlerini şoka sokarken ağzımız açık bakıyorduk ona.

"İyi, Jisungie. Senden?" Felix'in yüzündeki flörtöz sırıtış bana şoklardan şok beğendiriyordu şu an...

"İyiyim ben de... Bahçedeki abin miydi?" Asıl sorusunu sormuştu...

"Evet. Abim bıraktı beni..." Bu neydi şimdi der gibi cevapladığında henüz bu grubu çözmek için zamana ihtiyacı olduğunu anladım.

In Love•° HyunHoWhere stories live. Discover now