°•37•°

221 49 585
                                    

Tamam sanırım biraz konuşmamız gerek uzun tutmayacağım. Bölümlerin geliş sıklığının büyük bir kısmının size ait olduğunu unutmayın lütfen eğer hikayeden kopmamışsam yani kurguda tıkanmamışsam (venomda bir süre olduğu gibi) bölüm aralıklarının uzamasının nedeni motivasyonumu kaybetmem oluyor. Motivasyonum ise sizsiniz, sizin fic hakkındaki düşünceleriniz sorularınız, tepkileriniz, heyecanınız... Ve In Love'ın baştan sona kurgusunun kafamda tamamlanmış olduğunu düşünürseniz bu fice geç bölüm gelmesinin tek bir sebebi var...

Yani eğer gerçekten sık bölüm gelsin istiyorsanız yapmanız gereken şey yorum yapmak... Açık konuşayım bu bölüm de flop kalırsa diğer bölümü boşuna sormayın...

(Uzun tuttum yanlışlıkla)

Hikayenin yazım şeklinden ve geçmişinden biraz uzaklaşmış olabilirim elimden geldiğince düzeltmeye çalıştım ama eminim ki bölümün o kopuk kopuk yapısını hissedeceksinizdir, üzgünüm... Tekrar alıştıkça oturacak.

İyi okumalar~

Minho:

Geçmişin bütün kötü anıları zihnime dolarken sıçrayarak uyandım uykumdan. Dolu gözlerim resim odasında dolaşırken büyük bir dikkatle resmiyle ilgilenen Hyunjin'in üzerinde dinlendi. Onu görmek beni rahatlatırken nefeslerim düzene girmeye başlamıştı.

Üç gündür zamanımızın çoğunu resim odasında baş başa geçiriyorduk. Pek konuşmuyorduk ama... O resimleriyle ilgileniyordu hatta bugün son tablosunu yapıyordu.

"Bakabilir miyim..?" Çekingence sorduğumda resme odaklı gözleri anında bana döndü.

"Tabii ki Min... Gel..." Küçük adımlarla yanına ilerlerken merakla geniş tuvalde gezdirdim gözlerimi. Sanki masalsı bir düşten bir sahne tasvir etmişti. Her ayrıntısı ince ince işlenmiş bir kedi sanki doğaüstü bir efsaneden fırlamış gibi görünüyordu. Gördüğüm tablonun gerçekten bir insan tarafından yapıldığını aklım almazken hayranlık dolu bir tebessüm kapladı yüzümü.

"Eee... Beğendin mi..?"

"Çok beğendim..."

"Kediyi tanıdın mı peki?" Gözlerim tuvalden ayrılmazken kaşlarım çatılmış çok geçmeden ise resmettiği kedinin aslında veterinerde tedavi gören kedi olduğunu fark etmiştim.

"Hem tıpatıp aynıyken bir o kadar da farklı..."

"Çünkü biz onun hasta halini gördük, bense sağlığına kavuştuğunda nasıl görüneceğini hayal ederek resmettim. Bak biraz daha kilo almış mesela çünkü iyileştiğinde iştahı da yerine gelecek. Bak gözleri de daha canlı daha parlak, iyi hissediyor çünkü. Bence iyileştiğinde böyle gözükecek... Onu böyle ölümsüzleştirmek daha doğru geldi."

Gözlerimi onun gözlerinden ayıramazken zorlukla yutkundum. Ben... Ben bu çocuğu çok seviyordum. Onun o güzel kalbini çok seviyordum. Ona fazlasıyla uzun bir süredir baktığımı fark edince boğazımı temizleyerek tuvale geri döndüm.

"Çok güzel düşünmüşsün. Teşekkür ederim..."

"Ona bir isim verdin mi?" Hayır...

"Evet." Evet!

"Gerçekten mi? Neymiş adı bu bebeğin..?"

"Kediş!" Bir an duraksadığında bende bu ani kararıma şaşırmıştım. Gülümsemek ve hüzünlenmek arasında sıkışıp kalmış gibiydi, öyle bir çelişki vardı gözlerinde...

In Love•° HyunHoWhere stories live. Discover now